Paylaş
*
- En karşıtlarına bile “eşit yurttaş olma” hakkı tanıyor ya... İşte ondan seviyorum Cumhuriyet’i...
*
- Padişah torunuyum falan diye kibirli bir edayla dolaşanları, anında küt diye karikatüre dönüştürüyor ya... İşte ondan seviyorum Cumhuriyet’i...
*
- Demokrasiyle taçlandırıldığında tadından yenilmez oluyor ya... İşte ondan seviyorum Cumhuriyet’i...
*
- Aileden, sülaleden gelen her türlü ayrıcalığı, kirlenmiş bir mendil gibi çöp sepetine basket yaptı ya... İşte ondan seviyorum Cumhuriyet’i...
*
- Babası padişah olan büyük oğlanın, babasının ölümünden sonra padişah olma ihtimalini sıfıra indirgedi ya... İşte ondan seviyorum Cumhuriyet’i...
*
- İslamköylü Çoban Sülü’yü, Malatyalı Turgut Özal’ı, Kayserili tornacının oğlu Abdullah Gül’ü, Kasımpaşalı Tayyip Erdoğan’ı... Devletin en tepesine çıkaracak bir düzeni oluşturdu ya... İşte ondan seviyorum Cumhuriyet’i.
*
- Saltanat rejiminin getirdiği o doğal riyakârlıkları yıkıp erdemi öne çıkarıyor ya... İşte ondan seviyorum Cumhuriyet’i...
*
- Bizden hep fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür nesiller istiyor ya... İşte ondan seviyorum Cumhuriyet’i...
BAYKAL’IN KİŞİSEL TARİHİNİN EN ONURLU FOTOĞRAFI
1 OCAK 1993’te çekildi bu fotoğraf.
1993 yılının başı...
Sırp katliamının tüm hızıyla devam ettiği, buna karşılık Boşnak direnişinin de yükseldiği bir dönem.
*
İşte böyle bir ortamda Deniz Baykal, Bosna’ya gitmişti.
Bosna Hersek’in Tuzla kentinde askeri kıyafetle Sırp katliamcılara karşı direnen Boşnak askerlerle birlikte cephenin en önünde gözlem yapmıştı.
*
Deniz Baykal’ın kişisel tarihinin en onurlu fotoğraflarından biridir bu.
*
Allah Deniz Bey’e acil şifa versin...
Şu fotoğrafın yüzü suyu hürmetine...
MELİH GÖKÇEK’E BUNU YAPMAYACAKTIN REİS
CUMHURBAŞKANI Erdoğan, Melih Gökçek’in istifa edeceği günün arifesinde Bülent Arınç’a iltifat etti.
*
Adım gibi eminim:
İstifadan bile ağır gelmiştir bu iltifat Gökçek’e.
*
Bu kadarı artık zulme giriyor Reis.
BU DA MI TESADÜF
28 Ekim: Melih Gökçek’in istifa ettiği gün.
*
29 Ekim: Cumhuriyet Bayramı...
SEKTER ACI MI ÇEKİYOR?
BİR tevatür çıkardılar.
Bizim Sekter’in cinsindeki kediler, doğuştan eklem bozukluğu yaşıyorlarmış ve bu yüzden çok acı çekiyorlarmış falan.
*
Tevatürü işitince...
Sekter’i daha da dikkatli incelemeye aldım.
Sonuçları açıklıyorum:
*
- Sekter biraz ağırkanlı falan ama hiç de öyle acı çeker gibi bir hali yok.
- Biraz morali bozuk gibi duruyor ama ödül mamasını kaptığında mutluluktan havaya zıplıyor.
- Bir parça hımbıl ama gecenin ilerleyen dakikalarında koridoru koşu alanına çeviriyor.
- Biraz gamsız ama canı oyun çektiğinde durdurabilene aşkolsun.
DGM’LERE DÜŞELİM YÂR
KANAL D Haber ekibinden çalışma arkadaşlarımla geçen akşam Mektup’a gittik.
Mektup’ta Ahmet Kaya’nın mirasını sürdürme çabasındaki güzel insan Hüseyin Ay’ı dinlemeye...
*
Ahmet Kaya şarkılarını hakkını gayet iyi vererek gündemde tutan Hüseyin Ay, gecenin ortasında çok neşeli ve pek ironik bir Ahmet Kaya şarkısını havalandırdı.
*
Şarkı şöyle başlıyordu:
“Yapma bana bu nazı / Kırarım şimdi sazı / Suratını asıp da / Cehennem etme yazı”.
*
Ve şöyle devam ediyordu:
“Hadi bize gidelim yâr / Şişeleri dizelim yar / İçelim içelim ölümüne içelim / Karakola düşelim yar”.
*
Ahmet Kaya bu şarkıyı söylerken “Karakola düşelim yâr” bölümünü, “DGM’lere düşelim yâr” diye değiştirirmiş.
Hüseyin Ay da aynısını yaptı.
*
Hey gidi Devlet Güvenlik Mahkemesi hey!
Bir zamanlar “DGM’ye düşmek” diye bir şey vardı.
DGM’ye düştün mü, felaketin olurdu!
*
Aradan geçen zaman içinde pratikler öyle bir allak bullak oldu, öyle bir şiddetlendi ki...
DGM’ye düşmeyi tatlı bir hatıra gibi yâd eder olduk.
*
Bu arada 60 yaşın kutlu olsun Ahmet Kaya!
Paylaş