İmrenilesi bir aşk: Rahşan-Bülent aşkı

İlişki durumumuz aşağı yukarı şöyle:

*

* 3 yılı bulmuş aşklar karşısında bile “Ooo! Büyük aşk” diye tepki veriyoruz.

*

* İlişkilere bir aylık, bir yıllık, üç yıllık ömürler biçiyoruz ve hep haklı çıkıyoruz.

*

* Aşkı, sevgiyi, tutuşmayı, sevdayı, yanmayı, tutkuyu falan yalandan yaşıyoruz.

*

* El ele sevgiyi büyütmek yerine sürekli dırdırı ve çekişmeyi büyütüyoruz.

*

* İlişkilerimizin en küçük bir sınama sürecinde bile anında çirkinleşiyoruz.

*

İşte böyle bir çağda Rahşan ile Bülent’in aşkı...

* Acayip masalsı bir şey gibi...

* İnanılması güç bir tutku öyküsü gibi...

* Gerçeküstü bir resim gibi...

* Aşk propagandası için çekilmiş bir kamu spotu gibi...

* Hiç olmayacak bir sevda öyküsü gibi...

Geliyor bize.

*

Rahşan’ın Bülent’ine kavuşmasıyla...

Ruhunun mutluluğa ve huzura kavuştuğunu düşünmemiz bundandır.


‘BİN ZAYED’ DENİLEN BAŞ BELASI BİR ADAM




BİRLEŞİK Arap Emirlikleri Veliaht Prensi Bin Zayed’i takdimimdir:

*

* Ülkesinde çok karmaşık bir istihbarat ağı üzerinden muhaliflerine gık bile dedirtmeyen vahşi bir diktatördür Bin Zayed...

*

* Yemen’de her türlü işkencenin, göçün, sivil katliamlarının arkasından çıkan acımasız bir savaş suçlusudur Bin Zayed...

*

* ABD’deki lobi firmalarına ve siyasetçilere milyon dolarlar ödeyerek propagandasını yaptıran bir riyakârdır Bin Zayed...

*

* Sisi denilen adamın Mısır’da yaptığı darbeye ölümüne destek veren aşağılık bir darbe destekçisidir Bin Zayed...

*

* Libya’da meşru hükümete başkaldırmış Hafter denilen adama silah yollayan, para veren, lejyoner gönderen iç savaş kışkırtıcısıdır Bin Zayed...

*

* Ortadoğu’da ortaya çıkan her türlü istikrarsızlığın hem varlığında hem de derinleşmesinde rol oynayan karanlık bir karıştırıcıdır Bin Zayed...

İMAMOĞLU VE İMAJI





BİR yandan...

Cumhurbaşkanı’ndan randevu koparmaya çalışan, Cumhurbaşkanı’na mektup ulaştırmaya çalışan bir tutumu var.

*

Bir yandan da...

Kanal İstanbul’a karşı topyekûn meydan okuyan, kendisini Kanal İstanbul karşıtlığı üzerinden tanımlayan bir tutumu var.

*

Bu iki tutumun ortaya koyduğu çelişkili imaj...

Bir restorasyona şiddetle ihtiyaç duyuyor.


AMAN ÖZKÖK DUYMASIN

HAYDAR Dümen şöyle demiş:

“Cinsellikte kalite, 90-95 yaşında en yüksek seviyededir”.

*

Açıklamayı okuduğum andan itibaren “Aman Ertuğrul Özkök bunu duymasın” diye dua edip duruyorum.

EN SEVDİĞİM 5 FERDİ TAYFUR ŞARKISI

1. BEN DE ÖZLEDİM: Üç haftada bir en neşeli olduğum bir anda kafasını gözünü yararak mırıldanırım bu şarkıyı... 

2. SUSADIM ÇEŞMEYE: Benim pastoral senfonimdir bu şarkı... Doğayı, kırları, toprak kokusunu falan özlediğimde açar dinlerim. 

3. HASRET SANCISI: Marş ritmine bayıldığımdan mıdır nedir bana marş ritmini hatırlatan bu şarkıya meftunumdur. 

4. EMMOĞLU: Bu şarkının hastası olmamın üç nedeni: BİR: Klibinin hatırası var. İKİ: Nostaljinin tadı var. ÜÇ: Banalitenin cazibesi var. 

5. DURDURUN DÜNYAYI: Şarkının ilk cümlesinin hemen ardından “inecek var” derdik. Çocukluk şakamızın şarkısıdır. Biraz da bu yüzden severim. 

SANDALI BATIRDIN BE MUSTAFA




MUSTAFA Sandal’ın anılarını yazdığı kitapta “Yıllar önce Defne’yle aşk yaşadık” falan diye bir ifşada bulunması...

* DOĞRU OLSA BİLE: Delikanlılığa sığmayan, sığamayacak bir rezilliktir.

* YALANLANMASI İSE: Delikanlılığın kıyısından bile geçmeyen bir kepazeliktir.


OLMAZ MI?

* Arda Turan’a bir şans daha versek... Olmaz mı?

*

* Hasan Mezarcı’yla kafa bulmak yerine “Hasan Mezarcı nasıl delirtildi” konusuna odaklansak... Olmaz mı?

*

* Politik tutumları ve görüşlerine göre sanatçılarımızı beğenip beğenmemekten vazgeçsek... Olmaz mı?

*

* Başkalarının başlarına gelen felaketlerden haz almamaya çalışsak... Olmaz mı?

*

* Hem falcı peşinde koşup hem de inanan insanları küçümsemekten vazgeçsek... Olmaz mı?

*

* “Bu neyin kafası”, “Bambaşka bir kafa” falan türü tanımlamaları bıraksak... Olmaz mı?