İçimizdeki Amerikancılara Trump’tan Amerikan tokadı

Şunları diyorlardı:

*

Bu S-400 meselesi tam bir bela / ABD bu işin peşini bırakmaz / Ekonomik olarak bizi perişan eder / Dolar fırlar / ABD ile oyun oynanmaz / S-400’den acilen vazgeçelim / Yoksa ABD bize fena dayak atar...

*

Buna karşılık...

Ne dedi ABD Başkanı Trump:

*

S-400 meselesinde Erdoğan haklı / Adam bizden savunma füzeleri almak istedi / Biz satmadık, satmak istemedik / O da gitti kendine başka yerden füze buldu / Parasını verdi, satın aldı / Şimdi biz buna itiraz ediyoruz / Bu haksızlık / Bu hiç adil değil...

Trump, işte bu sözleriyle...

İçimizdeki Amerikancılara şöyle okkalı bir Amerikan tokadı çakmış oldu.

*

E sen kendi ülkenin davasına ve meselesine elin Trump’ı kadar bile hakkaniyetli ve adilane yaklaşmayı beceremezsen...

İşte böyle yersin yancılığını yaptığın ülkenin başkanından Amerikan tokadını!

TRUMP KADAR OLABİLMEK

ÜLKEDEKİ tüm muhalefet partileri...

Türkiye’nin S-400 meselesinde haklı olduğunu ve haksızlığa uğradığını...

En az Trump kadar güçlü bir
şekilde...

Haykırmalıdırlar.

*

Aksi takdirde kendilerini bekleyen...

Türkiye’nin hakkını teslim etmek noktasında...

Trump’ın bile gerisine
düşmektir.

KIVANÇ’I, KENAN’I, BURAK’I GÖRSE NE DERDİ ACABA?

ABD Başkanı Trump, Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüşmesinde...

Türk heyetine şöyle bir bakınca...

Şunu söylemiş:

“Hiçbir Hollywood setinde bu kadar güzel insanı bulamazsınız”.

İbrahim Kalın’a, Fahrettin Altun’a, Hulusi Akar’a, Mevlüt Çavuşoğlu’na, Hakan Fidan’a bakıp bunu söyleyen...

Kenan İmirzalıoğlu’nu, Kıvanç Tatlıtuğ’u, Burak Özçivit’i falan görse...

Ne der acaba?

KİM KİME ÇARPAR

KUŞ sürüleri, uçaklara çarpmaz.

*
Uçaklar, kuş sürülerine çarpar.

İKİ DAKİKA SABREDEMEDİN BE BARIŞ YARKADAŞ!

Dedim ki... “CHP çok değişti, CHP artık eski CHP değil.”

Dedim ki... “Başörtüsünü artık mesele etmiyorlar.”

Dedim ki... “Eski alışkanlıklarını bıraktılar.”

Dedim ki... “Artık temel meselelere odaklanmayı öğrendiler.”

Daha bu dediklerimin mürekkebi bile kurumadan ne oldu biliyor musunuz?

*

Şu oldu: CHP’li Barış Yarkadaş, “küt” diye kafayı çıkarıp “Başörtülüden şu olmaz, bu olmaz” diyerek o arkaik tartışmanın fitilini yeniden ateşleyiverdi.

*

Yozgat lisanıyla söyleyecek olursam...

İki dakika dölek duramadın be Barış!

EKREM BEY İLE KEMAL BEY POST KAVGASINA GİRİŞİR Mİ?

Ey İmamoğlu! Bundan sonra “Bu trafik niye sıkışık” diye şikâyet etmek bize, uysalca cevap vermek sana...

*
Ey İmamoğlu! Bundan sonra “Taksim Meydanı’nı betondan kurtarsana... Ne duruyorsun” diye acelecilik bize, anlayışla karşılamak sana.

*

Ey İmamoğlu! Bundan sonra güceniklik bize, gönül almak sana... Suçlamak bize, katlanmak sana... Yanılgı bize, hoş görmek sana...

*

Ey İmamoğlu! Devleti falan değil... Ağaçları, kuşları, çiçekleri, toprağı yaşat ki insan yaşasın.

AK PARTİ VE SOSYAL MEDYA

SOSYAL medyada geride kaldığını gören AK Parti...

İnorganik, zorlama, tepeden aşağıya doğru örgütlü, taklitçi, yönlendirmeyle iş gören bir tutum içine girmeye çalışıyor.

*

Bu tür bir yaklaşım biçimi, her şeyden önce sosyal medyanın doğasına aykırı...

*

AK Parti’nin bu konuda yapması gereken tek şey var:

Tüm taraftarlarına...

“Girin sosyal medyaya... Sonuna kadar eğlenerek, sonsuz özgürce ve alabildiğine kafanıza göre takılın” diye telkinde bulunmak.

ÇOK HIZLI YAZILIYOR

“MAZBATA” diye bir kitap yazmış iki meslektaşım.

İstanbul seçiminin 84
günlük öyküsünü yazmışlar.

*

Size bir şey söyleyeyim mi? Çok hızlı kitap yazılıyor Türkiye’de.

O kadar ki... Bir hafta içinde “Türkiye’nin Japonya’daki G-20 Zirvesi’nde elde ettiği başarı” diye
bir kitap çıksa...
Şaşırmayacağım.