Hem Mustafa Sabrici, hem Mustafa Kemalci olamazsınız!

İstiklal Savaşı’na inanmamış...
İngiliz mandasına gönül kaydırmış...
Mustafa Kemal için ölüm fetvası vermiş...
Milli Mücadele yerine uluslararası güçlere sırtını dayamayı tercih etmiş...
Milli Mücadele başarılı olmasın diye yırtınmış...
Bir adamdır.



Yani Mustafa Kemal’in tam zıddı bir adamdır.

“Dış güçlerden medet uman din adamı” olması bakımından...

Dönemin bir nevi Fetullah Gülen’idir.

Bugün nasıl “Fetullah Gülen Anadolu İmam Hatip Lisesi” tabelasını herhangi bir okula asmıyorsan ve asamıyorsan...

“Mustafa Sabri Anadolu İmam Hatip Lisesi” tabelasını da asmaman lazım.

Ayrıca...

Bir karar vermen de gerekiyor:

Mustafa Sabrici misin?
Mustafa Kemalci misin?

Unutma ki:

İzmir’in dağlarında sadece Mustafa Kemal çiçeği açar, Mustafa Sabri dikeni bile bitmez.

Bu nedenle...

İkisinden birini tercih etmek zorundasın.

SON DAKİKA: O tabela kaldırıldı, okulun adı değiştirildi.

İSMAİL KAHRAMAN'A BAZI TAVSİYELER
HİÇ vakit kaybetmeden...

Çıkıp “Atatürk büyük adamdı, ben de Atatürkçü oldum” derseniz...

Milletvekillerine “Nutuk” hediye ederseniz...

Meclis’in dört bir yanına Atatürk fotoğrafları astırırsanız...

Yeni döneme süper uyum sağlamış olursunuz.

Bence bir deneyin.


BUNLARA DA ŞAŞIRMAYACAĞIM
KADİR Mısıroğlu “Kemal’in vakti yeniden geldi” derse...

Mustafa Armağan “Yaşa Mustafa Kemal Paşa yaşa” derse...

Hasan Akar “Atatürk’ün annesi mübarek bir hanımdır” derse...

Vallahi de şaşırmayacağım billahi de şaşırmayacağım.


ŞU UYUM KABİLİYETİNE BAK
AK Parti Milletvekili sıfatıyla...

Cumhuriyet’in bittiğini ilan etmek maksadıyla...

“90 yıllık reklam arası bitti” demişti Tülay Babuşçu Hanım.

Aynı Tülay Babuşçu Hanım...

Şimdi de...

Cumhuriyet Bayramı kutlaması yapmaya, 10 Kasım’da Atatürk’ü anmaya başlamış.

Vay arkadaş!

Ben böyle bir uyum kabiliyeti ne gördüm, ne işittim.


SEYİT RIZA'DAN KALANLAR


İKİ sözüne bayılıyorum Seyit Rıza’nın:

BİR: Evlad-ı kerbelayız. Bihatayız. Ayıptır, zulümdür, cinayettir,

İKİ: Sizin yalan ve hilelerinizle baş edemedim bu bana dert oldu ama ben de sizin önünüzde diz çökmedim, bu da size dert olsun.


EĞER TARZI BU DEĞİLSE

ANKARA’nın yeni Belediye Başkanı Mustafa Tuna’nın kıyafeti dikkatimi çekti.

Benim imam hatibe giderken giydiğim kıyafetlere benziyor.

Aşırı bol, upuzun ceket...

Eğer Başkan Tuna, “Benim tarzım bu birader, bilerek ve isteyerek böyle giyiniyorum, bilinçli tercihim bu, karışma bana, Allah Allah ya...” demiyorsa...

Bence şu ceket işine el atmalı.

ÇOK GÜÇLÜ BİR DUYUM
HANGİ mahfile dalsam, hangi nargileciye gitsem, hangi yerel particiyle konuşsam...

Hepsinin dilinde aynı iddia.

Diyorlar ki:

Üsküdar.
Esenyurt.
Beykoz.
Eyüpsultan.
Küçükçekmece.

Belediye başkanları gidiciymiş.

Birbirinden farklı o kadar ayrı kaynaktan duydum ki bunu...

Yazmadan edemedim.


BEN ARTIK
SABAHLARI çok erken kalkıyorum.

Pekmezsiz tahin olayına girmiş bulunuyorum.

Polemik yapmak istemiyorum.

Melih ve Gökçek kelimelerinden sıkılmış bulunuyorum.

İktidar yanlılarını tutarlılık açısından teste tabi tutmaktan vazgeçmiş bulunuyorum.

Kestane balına merak sarmış durumdayım.

Daha az sosyalleşiyorum.

Twitter’dan fena halde soğumuş bulunuyorum.

SON 24 SAATTE YAŞANANLAR