Güvenelim, umutlanalım, sevinelim, övünelim
ÜLKEMİZE güvenelim!
*
Etek boyuyla uğraşan hâkime, birkaç aklı evvel dışında bütün kesimler çok muhteşem bir ödünsüzlükle ortak tepki koydular.
*
Umutlanalım!
*
Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, olayın ortaya çıkmasının hemen ardından hâkime karşı en sert ve en net tutumu aldı.
*
Sevinelim!
*
Hâkimler ve Savcılar Kurulu, etek boyuyla uğraşan bu hâkim bozuntusunu, kulağından tuttuğu gibi işgal ettiği kürsüden fırlatıp attı.
*
Övünelim!
*
Bundan sonra kılık kıyafete kafayı takan bu tür hâkim bozuntularına hiçbir biçimde geçit yok, tolerans yok.
HELAL OLSUN SANA AVUKAT TUĞÇE ÇETİN
KILIK kıyafeti nedeniyle o hâkim bozuntusunun terbiyesizce saldırdığı avukat Tuğçe Çetin...
Aynı kıyafeti giyerek bir kez daha gitti adliyeye...
*
Avukat Tuğçe Çetin’e helal olsun!
*
Onun bu ödünsüz, bu cesur, bu razı olmaz tutumu nedeniyledir ki...
Kılık kıyafet zaptiyeliği yapmaya kalkışanlar...
Ömür billah yenilmeye mahkûm olacaktır.
MİDE BULANDIRICI KİTAPLAR ORTAYA ÇIKTIKÇA
“MUHAYYİLESİ kirli amma da çok yazar varmış ha!” diye...
Hayret ediyoruz.
*
“Nasıl oldu da hiçbirini zamanında fark etmedik” diye...
Hayıflanıyoruz.
*
“Bu saatten sonra gel de milleti okumaya özendir” diye...
Karalar bağlanıyoruz.
*
“Kitap okurken insanın midesinin bulanması ne fena!” diye...
İsyan ediyoruz.
HASTAYIM DİYE AĞLAŞAN ÜRKEK VE SAHTE KABADAYI
“BEN mal sahibiyim” diye kadın-erkek demeden emekçilere tekme tokat saldıran adamın görüntülerini izlediniz mi?
- Nasıl da kendine güveniyordu.
- Nasıl da küstahtı.
- Nasıl da efeydi.
- Nasıl da zapt edilemez haldeydi.
- Nasıl da kendini kaybetmişti.
*
Bu mal sahibini, dün polisler gözaltına aldılar.
Gözaltındaki ifadelerine bakınca gördüm ki...
- O aslan parçası gitmiş, bir kedicik gelmiş.
- O kendini kaybetme gitmiş, bir kendine gelme hali gelmiş.
- O küstahlık gitmiş, bir alttan alma gelmiş.
*
Hastaymış da, tansiyonu çıkmış da, işleri de iyi gitmiyormuş da, o yüzden böyle yapmış da falan...
*
Bu sahte ve kof kabadayıların alayı böyledir:
Rızkının peşinde koşan emekçilerin karşısında efelenirler, polisin karşısında ise işte böyle yaltaklanırlar.
ALKIŞ VE AUUUU
KEMAL Kılıçdaroğlu, melelerle buluşunca...
Alkış...
Binali Yıldırım, İsmailağa cemaatiyle buluşunca...
Auuuu...
YEMİŞİM SİZİN MAHALLELERİNİZİ!
- En sevdiğim spordur: O mahallede azıcık durduktan sonra sıkılıp hop bu mahalleye atlayıvermek!
*
- En kral hareketimdir: Güya çelikten duvarlarla örülü mahalleler arasında nanik yaparak mekik dokumak.
*
- En sevdiğim üç tarafımdır: Yozgat’ta doğmak, bir... İmam hatibe gitmek, iki... Nişantaşı’nda oturmak, üç...
*
- En büyük keyfimdir: Bu mahalleden o mahalleye sürekli geçerek bir anda mahallesiz kalıvermek!
*
- En sevdiğim atraksiyondur: Başkalarının mahallelerine gidip önüme çıkanı “Hööö” diye korkutup kaçırmak!
*
- En keyifli halimdir: “Herkes mahallesine çekilsin, kimse kimsenin mahallesine dalmasın” diyenlere “Hadi len” çekmek!
EFTEN PÜFTEN ŞEYLER
- Tuğba Ekinci diye bir şarkıcımsı var ya... İşte o hangi siyasetçiye bulaşsa... Anında kendimi o siyasetçiye yakın hissediyorum.
- Dolar yükselirken sevinmek... Dolar düşerken üzülmek... Bu hastalığa bir isim verilse o isim ne olur acaba?
- Ne zaman İstanbul’a şöyle bir baksam... “Hunharca ve hoyratça kullandık ama hâlâ çok güzelsin be” diyorum.
- İstanbul’un bazı ortamlarında “Binali Yıldırım’a oy vereceğim” demek için yürek yemiş olmak bile yetmeyebilir.
