Paylaş
SEÇİME 27 gün kala ne kadar FETÖ’cü varsa sosyal medyada yoğun bir faaliyette.
Bazıları kaçtıkları yerden, bazıları da gizli kimliklerin arkasına saklanarak tüm hatlarıyla ve can havliyle saldırıya geçmiş durumda.
*
En iyi bildikleri şeyleri yapıyorlar:
- Saklı kimliklerle toplumu yanıltıyorlar.
- Türlü kalleşliklerle operasyon çekiyorlar.
- Bel altına çalışarak ahlaksızlıklara imza atıyorlar.
- Çarpıtarak, cımbızlayarak kafa karıştırmaya çalışıyorlar.
- PKK uzantılarıyla al takke ver külah ilişkisine girişiyorlar.
İlkesiz, prensipsiz bir hınç duygusuyla Türkiye’nin seçim ortamını zehirliyorlar.
*
Tek bir amaçları var: Yıkım.
Körlemesine yıkmak istiyorlar. Yıkımın ardından kimin geleceğinden ziyade yıkmaya odaklanmış durumdalar.
*
Yıkacaklar ve sonra da 15 Temmuz heveslerini kursakta bırakan kim varsa intikamlarını alacaklar. Gördükleri rüya bu.
*
İktidarıyla ve muhalefetiyle tüm Türkiye, Fetullah’ın farelerine karşı şu sesi vermeli:
*
Biz birbirimizle demokratik bir rekabet içinde mücadele veririz. Buradan size ekmek çıkmaz. Boşa kemirmeyin Fetullah’ın fareleri.
EYVAH EYVAH! YİNE ONURSAL ADIGÜZEL
ONURSAL Adıgüzel dendiğinde benim aklıma...
Geçen cumhurbaşkanlığı seçiminde CHP’lilere yaşattığı o muazzam fiyasko gelir.
*
O seçimde CHP’nin veri toplama ve yayınlama sorumlusuydu bu zat.
Fakat tek bir veriyi ne toplayabildi ne de yayınlayabildi.
*
Aynı pozisyonda faaliyetlerini sürdüren Onursal Adıgüzel, seçim öncesi yine iddialı iddialı konuşmaya başlamış.
Üç ayrı kaynaktan veri akışı sağlayacakmış, süper hazırlık yapmış, her şey kontrolü altındaymış falan...
*
Onursal Bey’in bu açıklamaları dostlarında endişeye, dostu olmayanlarda ise gülümsemeye yol açıyor.
COŞTURUCU SEÇİM MÜZİĞİ DEPREM YASINA TERS Mİ?
YOOOO. Niye ters olsun.
*
Coşturucu seçim müziği...
Eğlenceyi değil, siyaseti esas alır.
‘Vur patlasın çal oynasın’ı değil, politik heyecanı tetikler.
Bilinçsiz bir neşeyi değil, gayet bilinçli bir enerji patlamasını amaçlar.
*
Coşturucu seçim müzikleri, deprem yasımıza ters değildir yani.
STRATEJİK ENAYİLİK
MUHALEFET olarak işlenecek onca tez varken...
- TOGG otomobiline...
- TCG Anadolu gemisine...
- İHA/SİHA olayına...
- Kızılelma’ya...
- Şehir hastanelerine...
- Köprü ve havalimanlarına...
Muhalefet yapmak, stratejik enayilikten başka bir şey değildir.
ÇOK ŞÜKÜR ÇOK
SEFİL bir mahluk, Amsterdam’da Kuran yırtarak dikkat çekmeye çalıştı.
Fakat amacına ulaşamadı. Yeterince dikkat çekemedi yani.
*
İslam dünyasını ayağa kaldıramadı. Kimse kendisini iplemedi. Bir iki ağırbaşlı ve vakur tepki dışında kendisini sallayan olmadı. Hollanda’ya yönelik birkaç diplomatik tepki dışında olay büyütülmedi. Sefil mahluk, avcunu yaladı.
*
Çok şükür çok. İslam dünyası, bu ilgi manyaklarına hak etmedikleri ilgiyi göstermekten vazgeçmiş durumda.
YAPMA BUNU HOCA YAPMA
İHSAN Şenocak adlı “hoca”, yine kafayı çıkarmış. Bu sefer söylediği şu:
*
“Bir müslümanın Allah’ın huzuruna götüreceği en büyük ameli, CHP’ye olan düşmanlığıdır.”
*
Bu “hoca”ya biraz vaaz ü nasihat etmek isterim:
*
Yapma bunu hoca, yapma.
Sen siyasetçi değilsin, hocasın. Dini siyaset tartışmasının tam göbeğine bu şekilde yerleştirmek, ne dine yarar getirir ne de siyasete. Senin kollaman gereken alan, siyaset alanı değildir, din alanıdır. Bu yaptığınla belki siyaset alanında taraftarı olduğun cepheye bir yarar sağlıyor olabilirsin ama din alanına fazlasıyla zarar veriyorsun. CHP’yle mücadele etmek istiyorsan gir siyasete. Siyasetin dar gömleğini dine giydirme. Kendilerini “CHP’li” olarak tanımlayan insanları dinden uzaklaştırdığının farkında mısın? Dinden uzaklaştıran bir tutum, dindar bir tutum olabilir mi? Neden akletmiyorsun? Neden iki gün konuşulacağım diye bağlı olduğun değerlere zarar veriyorsun? Niye nefsini yenemiyorsun?
ÖZÜR DİLERİM
BAŞROLÜNDE Oğuzhan Koç’un yer aldığı “Özür Dilerim” filmini izledim.
Filmi çekenler adına utanarak.
*
Film o kadar kötüydü ki...
Demet Özdemir, “Ben Oğuzhan’dan böyle bir filmde yer aldığı için ayrıldım” dese...
Kendisine hak verirdim.
HULUSİ AKAR’A BRAVO
SAVUNMA Bakanı Hulusi Akar, Kayseri’den birinci sırada aday.
CHP Kayseri İl Başkanlığı’nı ziyaret etmiş.
Ve şöyle demiş:
*
“Ayrılık gayrılığımız yok. İnşallah kazasız belasız 15 Mayıs’a ulaşacağız.”
*
Her zaman söylüyorum:
Kendimize gelelim. Savaşa girmiyoruz, seçime gidiyoruz. Seçimi bir ölüm kalım meselesi haline getirmeyelim.
*
Hulusi Akar’a bin teşekkür.
Savaşa değil seçime gittiğimiz mesajını sahada hayli net bir şekilde verdiği için.
Paylaş