Paylaş
Bu abla faşist mi faşist, ırkçı mı ırkçı.
Yabancılardan nefret ediyor. Müslümanlardan tiksiniyor.
*
En büyük seçim vaadi şu:
*
“Kazanırsak başörtüsüne geçit yok. Kamusal alanda başörtüsüne izin vermeyeceğiz.”
*
Türkiye’de bir zamanlar, başörtülülerin kâbusu haline getirilen “kamusal alan” kavramını ağzına sakız etmiş durumda bu Marine adlı faşo abla.
Ha bire başörtüsü karşıtı açıklamalar yapıyor.
Amacı şu:
Fransa’nın bütün vahşi ırkçılarını ve İslam denilince yüzlerini buruşturan inanç düşmanlarını arkasında toplamak.
*
İşte böylesi kötücül bir hanıma, Türkiye’den bir isimden net ve keskin bir destek geldi.
Kimden geldi?
Tabii ki Doğu Perinçek’ten.
*
Daha önce Taliban’ı Kuvayımilliye hareketine benzeterek hepimizi şaşırtan Doğu Perinçek, yeterince şaşırmadığımızı düşünmüş olacak ki...
Bu sefer de kötülükler kraliçesi Marine ablamıza tam destek çıktı.
*
Destek ama öyle böyle bir destek değil.
Tam destek.
*
Perinçek’e göre...
Fransa seçimi aynı zamanda Türkiye’nin seçimiymiş... Macron, Amerikan tekellerinin adamıymış... Le Pen’in kazanması lazımmış... Bütün tanıdıklarımızı Le Pen’e oy vermeye davet etmeliymişiz... Le Pen tam bir Avrasyacıymış... Avrasya’nın cumhurbaşkanı adayıymış... Her yerde Türkiye’ye destek olurmuş...
*
İyi ama Doğu Perinçek, Marine ablamız iktidara geldiğinde kadınların başörtülerini polis marifetiyle çıkarmayı da vaat ediyor.
Paris sokaklarında başörtülü avına çıkacak bu ablamız.
İşin bu kısmını nereye koyacağız?
“Avrasyacılık” uğruna görmezden mi geleceğiz?
*
Benim bu konudaki çizgim çok açık ve nettir:
*
Sokaklarında başörtülülerin sürüklendiği bir Paris görmektense...
Amerikan tekellerinin adamı olan kifayetsiz muhteris Macron’un kazanmasını tercih ederim.
*
Ve eğer “Avrasyacılık” dediğiniz şey...
Kadınların sokaklarda istedikleri gibi giyinmelerine izin vermiyorsa... Sokaklarda kadınların başörtülerini polis zoruyla çıkarmayı öngörüyorsa...
Adı batsın bu Avrasyacılığın.
TAM BENİM HAVALAR
İKİ gündür hava şöyle:
Soğuk... Yağmurlu... Karanlık...
*
Millet bu havayı “battaniye altında film seyretme havası” olarak görürken... Ben dışarıda doya doya yaşanacak bir hava olarak görüyorum.
*
“Kışçılık” denilen olgunun zirvesindeyim yani.
NORVEÇ’E KAÇMIŞ
HDP’li Semra Güzel’in sırra kadem bastığı ortaya çıkmıştı.
*
Dağda çektirdiği fotoğraflar yüzünden başı derde giren Semra Güzel’in dağa kaçmış olabileceği tahmin ediliyordu.
Semra Güzel’in Norveç’te çektirdiği bu son fotoğrafı, Süper Haber sitesi bulup yayınladı. Fotoğrafın kaynağı orasıdır.
Oysa Norveç’e kaçtığı ortaya çıkmış.
Kuzey Irak ile Norveç arasında bir tercih yaptı sanırım.
*
E tabii...
Dağ romantizmi de bir yere kadar.
ŞÜKRİYE TUTKUN’UN ‘BABAM OLSA’ DEMESİ
ŞÜKRİYE Tutkun, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki iftara katılmış.
Ve yaptığı paylaşımda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı övüp şöyle demiş:
*
“Keşke babam olsa.”
*
Daha önce de benzer açıklamalar yapmıştı Şükriye Tutkun.
*
Şükriye Tutkun’un bir özelliği var:
Anne ve babası ayrıldığı için bütün bir çocukluğunu yetimhanelerde geçirdi.
Çocuk yuvaları, yetiştirme yurtları evi oldu.
*
Şükriye Tutkun’un sevdiği ve kıymet verdiği Cumhurbaşkanı Erdoğan için “Keşke babam olsa” demesiyle, bir başkasının Cumhurbaşkanı Erdoğan için “Keşke babam olsa” demesi arasında devasa bir mahiyet farkı var.
*
“Yalaka” falan diye saldırmadan önce bu mahiyet farkı üzerine biraz düşünsek mi acaba?
Paylaş