Paylaş
Dolar 3.50’yi bulmuştu.
*
Ve Türkiye aniden ikiye ayrılmıştı:
- Bir tarafta... “Dış mihraklar Türkiye’ye operasyon çekiyor” diyenler.
- Bir tarafta... “Ne dış mihrakı kardeşim... Mihrak falan yok” diyenler.
*
İşte böyle bir ortamda...
Prof. Özgür Demirtaş’ı, CNN Türk’te Tarafsız Bölge programına davet etmiştik.
*
Programda kendisine en can alıcı soruyu sormuştum.
Demiştim ki:
“Ne diyorsunuz hocam? Dış mihraklar Türkiye’ye operasyon mu çekiyor? Yoksa dış mihrak falan hikâye mi?”
Prof. Özgür Demirtaş, bu soruya bugünlerde duvarlarımıza asmamız gereken çok okkalı bir cevap vermişti.
*
Madem bugünlerde dolar, en kötümserlerimizin bile hayal edemedikleri noktalara doğru hızla yükseliyor ve yükselmeye devam ediyor.
O halde Özgür Hoca’nın soruya verdiği tarihi cevabı yeniden gündeme getirmek farz olmuştur.
*
Tam metin olarak arz ediyorum...
Prof. Özgür Demirtaş şöyle demişti:
*
- Dış mihrak tabii ki vardır.
- Hep vardır ve hep olacaktır.
- Ama sen...
- Bir, yapısal reformları yaparsan...
- İki, eğitim sistemini düzgün ve kaliteli hale getirirsen...
- Üç, hukuk sistemini adil, güvenilir ve şeffaf şekilde yapılandırırsan...
- Dört, elindeki parayı sadece betona değil bilime, teknolojiye, katma değeri yüksek ürünler üretebilecek tesislere harcarsan...
- Dış mihraklar istedikleri kadar harekete geçsinler.
- Dış mihraklar istedikleri kadar sana savaş açsınlar.
- Ekonomik olarak sana müdahale etmeleri çok zorlaşır. Müdahaleleri asla bu kadar kolay olmaz, olamaz.
- Dış mihraklar seninle uğraştığı için sen güçsüz değilsin! Sen güçsüz olduğun için dış mihraklar seninle uğraşır!
- Denklemi böyle kurmak lazım...
ÖLÜM TEHDİDİ
KORUMA Şube’den geldiler.
Aldıkları istihbaratı gösterdiler.
Benim için “ölüm tehditleri” söz konusuymuş...
Tehdit eden örgütlerin isimlerini verdiler.
Evrak imzalattılar.
Yakın koruma isteyip istemediğimi sordular.
Ve gittiler.
*
Ne yaptım?
Şunu yaptım:
Durumdan avukatım Aslı Kazan’ı haberdar ettim. Çok yakın birkaç arkadaşıma söyledim.
*
Sonra baktım ki söyleyecek, durumdan haberdar edebileceğim başka kimsem yok.
Örgütüm yok, aşiretim yok, grubum yok, sosyetem yok, Cihangir’im yok, Fatih’im yok, Harbiye’m yok, Galatasaray’dan arkadaşlarım yok, imam-hatiplilerim yok, tarikatım yok, cemaatim yok, solcularım yok, sağcılarım yok, liberallerim yok, gazeteciler cemiyetim yok, basın konseyim yok, deistlerim yok, müminlerim yok, Nişantaşı’m bile yok.
Yok oğlu yok yani.
*
Sonra kendi kendime dedim ki:
Amaaan boş ver... Bu senin tercihin birader...
BİLEMEDİM
- Ekonomi Bakanı konuşunca mı dolar daha çok yükseliyor, susunca mı? Bilemedim.
*
- Merkez Bankası müdahale edince mi dolar daha çok yükseliyor, müdahale etmeyince mi? Bilemedim.
İKTİDARDAKİLERE AKIL VERİYORUM
- Üstten üstten değil, alttan alta konuşun.
- Rakiplerinizi küçümsemeyin, rakiplerinizi ciddiye alın.
- Kazanacağınıza emin olun ama kaybedebileceğinizi de aklınızın bir köşesinde tutun.
- “Her şey aynı olacak” noktasına odaklanmak yerine “her şey çok farklı olacak” noktasına odaklanın.
- “Mihrak, algı, dış, operasyon” falan gibi sözcüklerin çok ama çok bayatladığını unutmayın.
- İşler yolundayken en kötü şeylerinizin bile güzel görünebileceğini, işler yolunda değilken en güzel şeylerinizin bile kötü görünebileceğini aklınızdan çıkarmayın.
- Karşınızdaki siyasetçileri “düşman” olarak değil, “siyasi rakip” olarak görün.
- Seçmenleri zihninizde “dost kuvvetler / düşman kuvvetler” diye kodlamayın.
BÜLENT ARINÇ’IN OĞLUNA AÇIK MEKTUP
SEVGİLİ Ahmet Mücahit Arınç.
AK Parti’den seçilebilecek yerden aday gösterildin.
Hayırlı uğurlu olsun.
-
Seninle ilgili olarak “Babası sayesinde aday oldu, babasına kıyak yapıldı” falan deniyor, başka da bir şey denmiyor.
-
Sevgili Ahmet Mücahit Arınç.
Hemen çık ve partine seslen.
De ki:
“Eğer beni babam yüzünden aday yaptıysanız istemem bu adaylığı! Eğer beni kişisel hasletlerim nedeniyle aday yaptıysanız bunu kamuoyuna açıklayın.”
-
Böyle bir çıkış yapmazsan zevahiri bile kurtaramazsın, haberin olsun.
Paylaş