Paylaş
Bazıları hep aynı şeyi söylüyorlar:
“O zaten Tayyip Erdoğan’ın önünü açmıştı. Başımıza gelenler hep onun yüzünden.”
*
Oysa eleştirildiği bu konu...
Deniz Baykal’ın kişisel tarihinin en demokratik eylemidir.
*
Hatırlayalım:
Yıl: 2002.
Tayyip Erdoğan, parti başkanı olarak ilk kez seçime giriyordu.
Ancak milletvekilliğine aday olması yasaktı.
Milletvekili olamayacağı için başbakan da olamayacaktı.
Nitekim öyle de oldu:
Tayyip Erdoğan’ın lideri olduğu parti, en çok oyu almış ve tek başına hükümet kuracak çoğunluğu elde etmişti.
Ama Erdoğan’ın ülkeyi yönetmesi yasaktı.
*
İşte bu çarpıklığın, bu tuhaflığın, bu garipliğin, bu mağduriyet görüntüsünün ortadan kaldırılması şarttı.
*
Deniz Baykal, bu aşamada devreye girdi.
Yasağın arkasına saklanmaya tenezzül etmedi.
Kaçak dövüşmekten kaçınmayı tercih etti.
Ve “Yasağı kalksın, mertçe rekabet yapalım” dedi.
*
Yapmayın, etmeyin.
Deniz Baykal’ı en delikanlı yerinden vurmaya çalışmayın.
HİÇ SEVMEDİĞİM BİR KÜLTÜR: NARGİLE
1 TEMMUZ itibarıyla bütün yasaklar kalkmış.
Nargile hariç.
*
Nargileciler bağışlasınlar ama ben pek bir sevindim buna.
*
En süper lüks otelleri bile kaplayan nargile salonlarından... Cadde kenarlarındaki bütün kafelerin nargile kafeye dönüşmesinden... Nargileden yayılan yanmış elma kokusundan... Desenli kırmızı kilim ve halılarla çevrili konseptlerden...
Öyle gına gelmişti ki bana...
Bir süreliğine de olsa bu manzaraların ortadan kalkmasına memnun oldum.
*
“Bencil” diyebilirsiniz bana.
Evet, bu konuda bencilim.
ŞEYMA’NIN AYRILDIĞI SEVGİLİSİNE ÖVGÜLER
ŞEYMA, Mısırlı sevgilisinden ayrılmış.
Ayrılık gerekçesi ise Mısırlı sevgilinin dolandırıcı çıkmasıymış.
*
Oysa çok uzun bir süredir bu Mısırlı sevgili için herkes bir ağızdan “bu adam dolandırıcı” diye haykırıyordu.
Ama Şeyma hiç tınmıyordu.
*
Çünkü bir tür “Yetenekli Bay Ripley” olan Mısırlı sevgili, her defasında Şeyma’yı dolandırıcı olmadığına, çok zengin olduğuna, parayla oynamayı iyi bildiğine, söylenenlerin yalan olduğuna ikna ediyordu.
*
Şeyma, ikna oluyordu olmasına ama...
Bütün bir Türk basını ve sosyal medyası, Şeyma’yı uyarmaya devam ediyordu.
*
“Bu adam dolandırıcı Şeyma... Sen kanma buna Şeyma... Bak sonunda zararlı çıkan sen olacaksın Şeyma...” falan filan.
Başka kızları sadece yakın aile çevresi uyarır. Bizim Şeyma’yı bütün bir ulus uyarıyordu.
Ama Şeyma sallamıyordu.
*
E ne oldu sonunda? Sonunda uyaranlar haklı çıktı.
*
Bu durumda bütün övgüler, koca bir ulusun uyarılarına rağmen Şeyma’yı bu zamana kadar kandırmayı başaran
Mısırlıya gitmesin de kime gitsin Allah aşkına?
SON GÜNLERDE SIKÇA İŞİTTİĞİM CÜMLELER
- Sıcak bir şey değil de nem fena be usta!
*
- Abi nemden gömlek sırılsıklam oldu oturduğum yerde...
*
- Günde sekiz kere duş alıyorum, bana mısın demiyor.
*
- Nefes alamıyorum birader nefes.
*
- 45 derece sıcağa dayanırım yeter ki nem olmasın.
FECİ DEMODE BİR ÇIKIŞ: HEM CHOPİN DİNLERİM HEM DE MÜSLÜM BABA
1980’LERİN başında şu çıkışı yapmak bayağı eksantrik kaçıyordu:
*
“Ben hem Nâzım okurum hem de Necip Fazıl.”
*
Öyle meşhur olmuştu ki bu yaklaşım, neredeyse Necip Fazıl ile Nâzım Hikmet’i aynı cümle içinde geçirmeyenleri dövüyorlardı. Sonra aşılıp geçildi bu olgu... Süper demode hale geldi.
*
1990’larda ise şöyle bir geyik dolaşıma sokuldu:
*
“Hem Kapital okurum hem de tefsir okurum.”
*
Vay vay vay! Adama bak ya! Hem Kuran’ın tefsirini okuyor hem de Marx Bey’in anlı şanlı kitabını. Şu demokratlığa bak!
Böyle karşılandı bu yaklaşım çok uzun süre.
Sonra?
Sonra bu da demode olup çıktı.
*
2000’lerde ise bambaşka bir geyik vardı gündemde:
*
“Hem Bach dinlerim hem de Müslüm Baba.”
*
Bu da bayağı yer etti dünyamızda. O kadar ki sadece Müslüm Baba dinleyenler, “Yahu biraz Bach dinleyelim de yadırganmayalım” diyerek Bach’a sardılar. Sadece Bach dinleyenler de yadırganmamak adına Müslüm Baba’ya kulak kabartmak zorunda kaldılar.
*
Bizim Oya Armutçu’nun Hürriyet’te Metin Feyzioğlu ile yaptığı röportajda Metin Feyzioğlu’nun “Chopin de dinlerim Müslüm Baba da” dediğini görünce...
Metin Bey’in bu cümlenin ne denli demodeleştiğinin farkında bile olmadığını anladım.
*
Metin Bey! Metin Bey!
Artık enteresan olmak için böyle denmiyor.
*
Ya “Ben sadece Chopin dinlerim, Müslüm Baba da kimmiş” ya da “Ben sadece Müslüm Baba dinlerim, Chopin de neymiş” denilecek.
Haberin olsun.
Paylaş