Paylaş
Deizm çığ gibi artıyor!
Hiçbir ölçülmüş veriye dayanmayan bu türden cümlelerle sürekli ortalığın telaşa verilmesi...
Deizm propagandası yapmaktan başka bir şey değildir.
*
Nihat Hatipoğlu’nu seversiniz, sevmezsiniz.
Sizin bileceğiniz iştir.
Ama Nihat Hatipoğlu’nun yazdığı köşe yazısında...
“Şu kişilerin cesetleri camiye getirilmesin, namazları kılınmasın” türü itici, nefret ettirici, dışlayıcı yaklaşımlara açıkça ve alenen karşı çıkmasını...
Takdir etmek boynumuzun borcudur.
*
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın camilerde okutturduğu yılbaşı hutbelerinde içkinin zararlarına vurgu yapmasına fena halde bozulan tipler var.
Niye bozuluyorlar?
Anlamış değilim.
Ne yapsın Diyanet?
“Yılbaşında içki içmek çok iyi bir şeydir” diye mi hutbe okutsun?
Yılbaşı yaklaşırken bizim dindar muhitlerde bir hareketlenme oluyor.
Ödünsüz itirazlar alıp başını gidiyor.
Başkalarına benzeme korkusuyla açıklanamayacak denli şiddetli bir itiraz.
Halbuki...
Mesela “Hediyeleşmek sünnettir, bu açıdan iyi bir şey” falan diyerek biraz yumuşasalar...
Mesele kalmayacak.
SEVDİM BU FOTOĞRAFI
İlham Aliyev ile eşi Mehriban Aliyev’in süslü çam ağacı fotoğrafı önünde çektirdikleri bu fotoğraf, bana çok sempatik geldi.
Özellikle İlham Aliyev’in duruşu, tarzı, stili...
“Mahallemizden biri” izlenimi vermiyor mu?
*
Bir de gözlemimi aktarmak istiyorum:
Karabağ savaşının ardından kazanılan zaferle birlikte...
Aliyev çiftine yönelik müthiş bir sempatinin oluştuğunu gözlemliyorum.
Eskiden kıyasıya eleştirenler bile en azından susmuş durumdalar.
GÖK EKİNİ BİÇMİŞ GİBİ
Benim gibi bir türkü sever Engin Nurşani’yi nasıl olmuş da atlamış, olacak iş değil. Dün bütün gün Engin Nurşani dinledim. Gerçekten türkülerin hakkını veriyor. Üstelik sadece söylemiyor. Tıpkı babası gibi o da bir halk ozanı... O büyük geleneğin son temsilcisi yani.
*
Engin Nurşani’yi kaybettik. Çok ama çok genç bir yaşta. Haberi aldığım andan itibaren dilimde Yunus Emre’nin şu iki dizesi var:
*
“Bu dünyada bir nesneye yanar içim göynür özüm / Yiğit iken ölenlere gök ekini biçmiş gibi”
GÖRGÜSÜZLÜK NEDİR?
- Parayı bastırıp fotoğrafını Dubai’deki Burc Halife adlı gökdelene yansıtmaktır görgüsüzlük.
*
- “Şu pandemi bitse de arabamın anahtarını küt diye masaya koysam” diye içinden geçirmektir görgüsüzlük.
*
- “Mis gibi Alman aşısı varken ben gidip de Çin aşısı mı olacağım ya” diye ağzı yaya yaya konuşmaktır görgüsüzlük.
*
- Her türlü polisiye tedbirlere rağmen hâlâ yılbaşında villa kiralayıp kutlama yapmayı düşünmektir görgüsüzlük.
*
- Herkesin maske taktığı ortamlara maskesiz ve pervasız ve de hayli küstah bir şekilde dalmaktır görgüsüzlük.
ADEM METAN’IN VİDEO RÖPORTAJLARI
MUHARREM İnce ile röportaj yaptı, çok beğendim. Ahmet Hamdi Çamlı ile röportaj yaptı, resmen bayıldım.
*
Ahmet Hamdi Çamlı’nın bastonlara ve tespihlere duyduğu merak, aşıyla çip takılacak konusuna getirdiği enteresan yorum, “Erdoğan’ın şoförü müydü?” sorusuna verdiği cevap ve hiç dinmeyen kahkahalar...
Muhteşem bir röportajdı Çamlı röportajı...
*
Gerçekten çok enteresan bir adam Ahmet Hamdi Çamlı. Tipik değil atipik. Diğerlerine hiç benzemiyor, fena halde nevi şahsına münhasır. Fikirlerine yüzde yüz karşı olsan bile “Bir muhabbet çevirsek şununla” dedirtiyor.
*
Adem Metan’ın YouTube mecrasında sergilediği başarıya gelince...
Şu üç şeyin bileşiminden çıkıyor başarı:
*
- BİR: Alabildiğine doğal çekimler...
*
- İKİ: Çok etkili, çok hızlı, çok hınzırca bir kurgu...
*
- ÜÇ: Ve tabii ki bu ikisinin üzerine boca edilmiş bir yığın samimiyet...
CEM UZAN SÜREÇLERİ
- BİRİNCİ SÜREÇ: Her şeye boş verip ergen tarzı kafa bulmalarla gündem oyunları oynadı.
*
- İKİNCİ SÜREÇ: Sonra sıkılıp “Ben FETÖ’nün ilk kumpas mağduruyum” diyerek biraz ciddileşti.
*
- ÜÇÜNCÜ SÜREÇ: Ahmet Necdet Sezer’e laf çakarak hükümete “Bak ben Sezer’e laf ediyorum, hadi beni affet” mesajı verdi.
*
- DÖRDÜNCÜ SÜREÇ: Baktı ki af yok... Bu sefer muhalefete geçerek hükümete laf sokuşturmaya başladı.
*
Bakalım bunu bir kısırdöngüye dönüştürüp...
Bütün bu süreçleri tekrar tekrar yaşayıp yaşatacak mı?
Paylaş