Paylaş
CHP’de öyle bir dip dalgası başladı ki...
“Bu dip dalgası falan değil, bu resmen tsunami” dedirtiyor.
CHP’de olağanüstü kurultay için toplanan imzaların sayısı dün saat 15.00 itibariyle 515’i buldu.
Üç günde 515 imza toplanması, büyük olay!
Düşünün:
Geçen kurultay için Muharrem İnce sadece 126 imza toplayabilmiş, kurultayda ise 417 oy almıştı.
Artık şunları rahatlıkla söyleyebiliriz:
CHP delegesi, “başkaldırıyorum, varın benim farkıma” şarkısını söylüyor.
CHP delegesi, yeni bir yenilgi daha istemiyor.
CHP delegesi, “yetti gayrı” diyor.
CHP delegesi, tıpkı Fenerbahçe delegesi gibi herkesi şaşırtıyor.
CHP delegesi, değişim istiyor.
KILIÇDAROĞLU'NA HAYAT ÖPÜCÜĞÜ
SON birkaç gündür AK Parti ile Kemal Kılıçdaroğlu arasında bir gerilim var.
Davalar, sert açıklamalar falan.
Şundan eminim:
Kemal Kılıçdaroğlu bu gerilimden acayip memnundur.
Çünkü bu gerilim nedeniyle...
Kılıçdaroğlu, CHP delegelerine “Bakın! AK Parti beni hiç sevmiyor... Benden sakın vazgeçmeyin” mesajı verme imkânı bulmuştur.
Yaklaşan tsunaminin önüne çıkan bu dalgakıranın pek işe yaramayacağını düşünüyorum ama ben yine de büyük konuşmayayım.
GECİKMİŞ BİR İLHAN KESİCİ YAZISI
CHP milletvekili İlhan Kesici, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı seçildiği için tebrik etti.
Tebrike gitmeden önce CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na bilgi vermiş Kesici.
Kemal Kılıçdaroğlu, Kesici kendisine bilgi verdiğinde ne dedi acaba?
“Tabii git... İyi olur... Bu medeni bir ziyarettir... Tebrik amaçlıdır... Sorun yoktur...” mu dedi?
Yoksa “Ne alakası var kardeşim. Senin genel başkanın olarak ben diktatörlerin tebrik edilmeyeceğini söylemişim. Sen nasıl tebrike gidersin” mi dedi?
Eğer birincisini dediyse:
Kesinlikle çelişkiler içinde Kılıçdaroğlu!
Yok eğer ikincisini dediyse:
Kendi milletvekili üzerinde bile bir tesiri yok! Yani acziyet içinde.
DOKTORUN KAFASINDA KALDIRIM TAŞI KIRMAK
OLAY Urfa’da meydana gelmiş.
Çocuğunun ateşi düşmedi diye kafası bozulan bir hasta yakını, doktorun kafasında kaldırım taşı kırmış.
Yeni Sağlık Bakanımız Fahrettin Koca, bu işe el atmalı.
Yoksa doktorluk, ülkemizin en riskli mesleği haline gelecek.
Hatta ve hatta askerlikten bile daha riskli!
İTİRAFÇILAR
FETÖ olayının patlak vermesinin ardından ekranları FETÖ itirafçıları doldurmuştu.
Adnan olayının patlak vermesinin ardından ise ekranları Adnan itirafçıları doldurmaya başladı.
Şimdi en çok şunu merak ediyorum:
Ahmet Hulusi olayı patlak verirse...
Bizim Ceceli de itirafçı olarak ekrana çıkar mı acaba?
HİÇ ANLAMAM
“Seçim gecesi bize sahip çıkılmadı” diyenler, nasıl bir sahiplenme arzusu içindeler... Hiç anlamam.
FETÖ’nün içinde 40 yıl, Adnan grubunun içinde 15 yıl kaldıktan sonra gerçekleri görmek, görebilmek... Hiç anlamam.
Yaz günü aniden patlayan sağanaklar nasıl olur da sevilmez... Hiç anlamam.
POLİSLERİN ADNAN'IN KAFASINA BASTIRMASI
POLİSLER sağlık kontrolüne götürdükleri Adnan Oktar’ın kafasına neden bastırıyorlar?
Bu sorunun yanıtını buldum.
Şöyle ki:
Adnan Oktar, bulduğun her fırsatta...
“Bu işten Cumhurbaşkanı’nın haberi yok... Bu işten İçişleri Bakanı’nın haberi yok... Bu iş İngiliz derin devletinin işi... İngiliz derin devletinin emriyle bunu yapıyorlar...” falan diyerek bütün sorumluluğu operasyon kararı alan savcılara ve operasyonu gerçekleştiren polislere yükledi ya...
Polisler de kendilerini “İngiliz derin devletinin aparatları” gibi gösteren Adnan Oktar’a işte bu muameleyi yaptılar.
Yapmasalardı daha iyi olurdu ama yapmalarının temel nedeni galiba bu!
AKLIMA HEMEN CÜBBELİ GELDİ
TATİLE gittim birkaç günlüğüne...
Sahilde dolaşırken jetski’de eğlenen tipler gördüm.
Aklıma hemen Cübbeli Ahmet geldi.
Şarkımız şöyle:
“Jetski denilince akla... Hemen Cübbeli’nin adı gelir”.
Paylaş