Paylaş
- Yangınların büyük ölçüde söndürülmüş olması, herkes gibi beni de rahatlattı.
*
Fakat benim herkesten farklı olarak şöyle bir sorunum var:
*
Dünkü yazımın bir bölümünden murat etmediğim maksatlar çıkarıldı.
Bayağı bir tepinildi üstünde konunun.
Ne kadar düşmanım varsa üşüştü yazının üzerine.
Tepin Allah tepin.
*
Yazdığım yazı şöyleydi tam olarak:
‘ÜMİTCAN isminde...
- Bir afacanlık tınısı var.
- Kabul edilebilir oranda bir yaramazlık tınısı var.
- İsmin kendisi ister istemez “Bizim Ümitcan” tınısı yaymakta.
*
İşte bu nedenlerle...
Adı sürekli şüpheli kadın ölümleriyle birlikte anılan adamın haberini gazetede “Ümitcan şöyle yaptı, Ümitcan böyle yaptı” diye
vermek içimizden gelmedi.
*
Dünkü Hürriyet’te çıkan...
“Yine O Adam Yine Bir Ölüm” başlığının kısa hikâyesi budur.’
*
Bu Ümitcan denilen alçak herifin haberlerini yaparken...
“Ümitcan şöyle yaptı, Ümitcan yine şüpheli” falan diye başlıklar atıyoruz ya...
Bunu yapmak istemediğimizi anlatmak istemiştim.
*
“Kadın katili şöyle yaptı, kadın katili yine şüpheli” demenin daha doğru olacağının altını çizmek istiyordum.
Meramım buydu. Anlatmak istediğim buydu.
Ne bir eksik ne bir fazla.
*
Yazdığım yazıyı...
Okudum, bir daha okudum, bir daha okudum.
Acaba meramımı anlatamadım mı diye.
Yok, hayır.
Yanlış anlamaya pek müsait bir yazı gibi gelmedi.
*
Aklına, fikrine güvendiğim kişilere sordum.
Bazıları mırın kırın etti, bazıları sorun yok dedi.
*
Bir türlü işin içinden tam olarak çıkamadım.
*
Ben mi kendimi iyi ifade edemedim?
Yoksa bazıları yanlış anlamaya mı odaklanmış?
*
Bana bir gün müsaade.
Biraz bu sorunsal üzerine düşüneceğim.
6 Ağustos tarihli Hürriyet Gazetesi’nin birinci sayfasında Esra Hankulu’nun ölümüyle ilgili gözaltına alınan Ümitcan Uygun’un haberini bu başlıkla görmüştük.
Paylaş