Paylaş
“Çankırı’da oğluna Recep Tayyip ismini veren adam, bu ismi değiştirmek istedi. Nüfus müdürlüğüne başvurdu. Nüfus müdürlüğündeki görevli, ‘Bunu yapamam, beni sürerler’ dedi.”
*
Nedir bu haberin kaynağı?
Şudur:
CHP’nin hazırladığı bir rapor.
*
Güya CHP heyeti, Çankırı’ya gitmiş. Orada bir adamla karşılaşmış. Adam da onlara böyle bir şey demiş. Onlar da rapora yazmışlar.
*
İki gazete de “CHP raporunda yazıyorsa doğrudur” diyerek...
Atmışlar dokuz sütuna manşeti.
*
Fakat üzerinde hiç düşünmedikleri bir husus var:
*
İsim değiştirmek için nüfus müdürlüğüne başvurulmaz, mahkemeye başvurulur. Dolayısıyla...
Nüfus müdürlüğündeki bir görevlinin “Yapamam, beni sürerler” demesine, teknik olarak imkân da yoktur, ihtimal de yoktur.
*
İnsan “Atıyoruz, bari sunturlu atalım” falan der, değil mi?
Dememişler!
- Ne CHP’li heyet böyle bir şey demiş.
- Ne de olayı manşetlere çeken gazeteler.
*
Peki ama niye?
Neden usturuplu atmak gibi bir kaygıları yok bunların?
*
Çünkü onlar da bal gibi biliyorlar ki...
Karşılarında bu palavrayı satın almaya hazır bir kitle var.
*
Siyasi cepheleşmenin vardığı vahim boyut, maalesef Türkiye’nin iki kanadını da kör ve sağır etmiş durumda.
*
Bir taraf...
“Hükümetin aleyhine olsun da isterse yalan olsun” havasında iştahla satın alıyor palavrayı...
*
Öbür taraf da...
“Muhalefetin aleyhine olsun da isterse yalan olsun” havasında.
*
Türkiye, işte bu durumda olduğu için...
Hiç kimse...
“Atıyoruz, bari biraz usturuplu atalım” diye en ufak bir kaygı bile duymuyor artık.
Atıyorlar, sallıyorlar, manşetlere çekiyorlar.
Sıfır kaygıyla.
*
Size bir şey söyleyeyim mi?
Ben, “Atıyoruz, bari biraz usturuplu atalım” denilen dönemleri deliler gibi özledim.
AŞI KARŞITLIĞI VE AŞI YANDAŞLIĞI ADAPSIZLIKLARI
AŞI KARŞITLIĞI ADAPSIZLIKLARI
- İnternette görülen her türlü saçmalığın üzerine balıklama dalmak.
- Eşi, dostu “Aman aşı olma, kör olursun” falan diye korkutmak.
- Aşının ziyan olmasını sağlamak için abuk sabuk eylemler yapmak.
- Olmayacak komplo teorilerine safça inanmak.
- “Hayriye Teyze’nin kolu Bluetooth’a bağlandı” diye palavra sıkmak.
AŞI TARAFTARLIĞI ADAPSIZLIKLARI
- Aşı olmayanlara cezalardan ceza beğenmek.
- “Bireysel tercih” olgusunu bir tarafa bırakmak.
- “Sonuçlarına katlanırsın” demenin ötesine geçmek.
- “Aşı olmayanlara kız verilmesin” diye olayı magazinleştirmek.
- Aşıya özendirmek yerine karşıtlığı tetikleyecek yaklaşımlar sergilemek.
GÖREV ALANLARININ EPEY DIŞINDALAR
ALİ Babacan, “Ben Atatürkçüyüm” demiş.
*
Konudan bağımsız olarak söylemek isterim ki...
Ali Babacan da Ahmet Davutoğlu da kendilerine biçilen görevi bir türlü anlayamamış durumdalar.
*
Kendilerine biçilen tek bir görev var:
AK Parti’nin oylarını tırtıklama görevi.
*
Fakat her ikisi de başlangıcından bu yana görev alanlarının epey dışında.
FAHRETTİN KOCA’YA KOCAMAN BİR TEŞEKKÜR
- Aşımız var. Hem de BioNTech’ten.
*
- Günde yarım milyona yakın aşı yapılıyor.
*
- Randevu sistemi tıkır tıkır işliyor.
*
- Aşısız kalacağız diye bir tedirginlik yok.
*
- Aşı sırası 40 yaşa kadar gelmiş durumda.
*
Türkiye’nin en önemli sorunuydu aşı sorunu.
Ve bu sorun neredeyse bitmiş durumda.
Toplumsal bağışıklığa doğru gidiyoruz adım adım.
*
Aşıyı bulamadığımızda Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’ya dönüp...
“Treni kaçırdın! Aşı nerede aşı!” falan diye terslenmiyor muyduk?
Evet, tersleniyorduk.
*
O zaman şimdi Fahrettin Koca’ya kocaman bir teşekkür etmenin tam sırası.
Aşıyı tedarik etmeyi başardığı için.
*
Tabii tedarik edilen aşının, vatandaşa ulaşması için canla başla çalışan tüm sağlık çalışanlarına teşekkür etmeyi ihmal etmeden.
Paylaş