AK Parti İstanbul’da ne yapar CHP ne yapar?
AK Parti, İstanbul’da kimi aday gösterecek?
Henüz hiçbir şey belli değil.
Ancak potansiyeli olan isimler var.
*
Mesela şu isimler:
*
- BİNALİ YILDIRIM: “Meclis Başkanı seçildi, bundan sonra asla olmaz” falan demeyin... AK Parti açısından İstanbul’u kaybetme riski söz konusu olursa Binali Yıldırım seçeneği muhakkak değerlendirilir.
*
- NUMAN KURTULMUŞ: ‘Milli görüş’ tabanından gelmesi, uygar ilişkiler kurabilme yeteneği, hitabetinin güçlü olması, tanınırlığı falan... Bütün bunlar artı hanesinde... Aday olursa hiç şaşırmayın.
*
- BERAT ALBAYRAK: Her ne kadar ekonominin dümenine geçmiş olsa da kişisel kariyerini “İstanbul zaferi” ile taçlandırmak isteyebilir. Ama Erdoğan’ın ve partinin buna nasıl yaklaşacağını bilmiyorum, bilemiyorum.
*
- SÜLEYMAN SOYLU: İstanbul’da il başkanlığı yapmış bir isim... İstanbul tecrübesi var yani... Terörle mücadelede elde ettiği başarılar nedeniyle kamuoyunda belirli bir sempati toplamış durumda... Yani onun da var potansiyeli...
*
Gelelim CHP’ye...
*
Lafı hiç uzatmayacağım.
CHP’nin tek bir kozu var:
Muharrem İnce...
*
Eğer Muharrem İnce’yi İstanbul’a aday olmaya ikna edebilirlerse...
AK Parti ile çekişmeli bir yarışın içine girebilirler.
Aksi takdirde...
Bırakın çekişmeli yarışı, yarışa bile giremezler.
MİT’E SÖYLEDİĞİM ÜÇ ŞEY
REYHANLI Katliamı’nı planlayan herifi Suriye’den paketleyip getiren MİT’e diyorum ki:
- BİR: Eline sağlık MİT...
- İKİ: Koluna sağlık MİT...
- ÜÇ: Paketlemeye devam MİT...
REZA’NIN SON FOTOĞRAFINA BAKARKEN MIRILDANDIKLARIM
- Şunun sırtını FBI’ya yaslamaktan kaynaklı kayıtsızlığına da bakın hele!
- Suşiciye gitmiş... Nasıl da ağzının tadını biliyor kerata!
- İştahı açılmış gibi bir hali var... Yani henüz almamış ama her an kilo alabilir.
- Orada olsam bizim meşhur “Kürtaj Dede” gibi... “Hain! Vatan haini! Bak vallahi ararım 155’i” diye çıkışırdım kerataya.
- Fakat ne kurnaz herifmiş! Herkesin başı yandı, bir tek o kendini kurtardı.
DELİKANLI KIZ: DEMET AKALIN
KOCASININ işlerinin bozulması yeni değil.
Uzun, upuzun bir zamandır gündemde.
Uzun süredir...
- Alacaklılar kapıdaydı.
- Borçlar birikmekteydi.
- Çok ciddi bir sıkışmışlık söz konusuydu.
*
Ne yaptı Demet Akalın?
Hemen bırakıp gitmedi, anında kaçmadı, epey direndi, sürekli destek çıktı, hep yardımcı oldu, süreci uzattıkça uzattı, her zaman sahip çıktı, daima yanında durdu.
Yani boşanma aşamasına gelinceye kadar “delikanlıca davranış” denilen bütün davranışları sonuna kadar sergiledi.
*
Haksızlık etmeyelim, hakkını yemeyelim.
MABEL MATİZ’İ FETÖ’CÜ DİYE İHBAR EDEN KİŞİ
İKİ ihtimal var:
- BİR: Bu şahıs ya dikkat çekmeye çalışan bir ilgi budalasıdır.
- İKİ: Ya da “FETÖ” davasını sulandırmaya çalışan bir kriptodur.
*
Hangi ihtimal geçerli olursa olsun...
Asıl sorun ihbarcıda değildir.
Asıl sorun bu ihbarı ciddiye alan yargı sistemimizdedir.
İLAHİ KEMAL BEY
KEMAL Kılıçdaroğlu şöyle demiş:
“Partide devrim yapmak istiyorsanız ben hazırım. Aidatını düzenli ödeyenlerle yapalım bunu”.
*
Buradan çıkacak devrime dense dense “AİDAT DEVRİMİ” denir.
İKİ FOTOĞRAF İKİ YORUM
- FOTOĞRAF BİR: Zeytinburnu Belediye Başkanı Murat Aydın bisikletiyle dolaşmaya biraz daha devam ederse ben Zeytinburnu’na taşınabilirim.
- FOTOĞRAF İKİ: Muhafazakâr evlilik romantizmine dair bu tür fotoğraflar biraz daha çoğalırsa... Muhafazakâr kesimde evlilikten soğuma söz konusu olabilir.
YAHU NİHAT DOĞAN
SANA deniyor ki:
“Reşit olmayan iki küçük kızı zorla evinde alıkoydun. Bu nedenle polise ifade verdin”.
*
Sen de bunun üzerine diyorsun ki:
“Ben direnişim! Ben Anadolu’yum! Ben şuyum! Ben buyum!”.
*
Yahu Nihat Doğan!
Sen önce çık da şu korkunç iddiayla bir hesaplaş yahu!
Adam gibi olayla bir yüzleş!
Karakola neden gitmek zorunda kaldığına bir açıklık getir!
Çocukların ailesinin neden şikâyetçi olduğu meselesini izah et!
Yani öyle bir konuş ki...
Bütün bir kamuoyu, “Biz ikna olduk... Nihat Doğan yapmamış öyle bir şey” desin.
*
Ama sen...
“Ben direnişim! Ben Anadolu’yum! Ben buyum! Ben şuyum” diyerek işi hamasete vurunca...
“Nihat Doğan yapmamıştır öyle bir şey” diyecek olanların bile kafasını karıştırıyorsun.
