Miras değil, emanet

SAKALLI ailesinin öyküsü 1800’lü yıllara dayanıyor.

Haberin Devamı

O yıllarda Mehmet Büyükince, Ahmet Büyükince ve ‘Çakır Ahmet’ lakaplı Ahmet Sakallı, Kapya ve Güle köyleri merkez olmak üzere Midilli’de zeytin ağırlıklı tarım yapıyor.
Aile 1922’de mübadele ile Küçükkuyu’nun Adatepe köyüne yerleştiriliyor.
Ahmet Büyükince ve Ahmet Sakallı bir süre sonra Küçükkuyu’dan Ayvalık’a geçiyor.
Ahmet Büyükkince muhacir hakkı olarak verilen 20 ağaçla karşı kıyıdaki gibi yeniden zeytinciliğe başlıyor.
Bir süre sonra biri Belevi’de, diğeri Ayvalık’ta olmak üzere iki zeytinyağı fabrikası kurup işletiyor.
Zeytinyağı üreticiliğin yanında tüccarlığını da yapıyor.
1960’ta iflas, iki yıl sonra da vefat ediyor.
Tüm bu yaşananlar sonrası aile, bırakın bu sevdadan vazgeçmeyi, daha sıkı bir şekilde devam kararı alıyor.
Emin Sakallı sıfırdan başlayarak aile geleneğini sürdürüyor.
Bir yandan da Ayvalık’ta bölgesel bir zeytincilik cemiyeti kurulmasına öncülük ediyor.

Haberin Devamı

Miras değil, emanet

HEM BANKADA, HEM TARLADA

Emin Sakallı’ya bu süreçte en büyük yardım oğlu İnce Ahmet Sakallı’dan geliyor.
Çocukluğundan beri her fırsatta soluğu babasının yanında alıp ondan zeytinciliğin inceliklerini öğrenen İnce Ahmet Sakallı, 16 yaşına geldiğinde ilk defa işlere tam anlamıyla dahil oluyor.
Ege Üniversitesi İktisat Fakültesi’ni bitirene kadar babasının kontrolünde işleri yönetmeye çalışıyor.
Mezun olduğu 1978’de babasını kaybedince tüm sorumluluk onun omuzlarına yükleniyor.
Bir yandan Tarişbank’ta çalışırken, bir yandan da zeytincilik faaliyetlerine ara vermeden devam ediyor.
2002’de emekli olup 2012’ye kadar aktif olarak kendi ürettiği zeytinleri işliyor ve kendisinden öncekiler gibi dökme olarak satıyor.
“Aile işletmeciliği şifresini benimsemiş olacağız ki, dedemin babasından beri bu işi yapıyoruz.
Düşmeler, çıkmalar; birçok iyi ve kötü yaşanmış olay ama asla vazgeçmeden 5’inci kuşağa kadar getirebildik bu işi” diyor.

ASLINDA MEKATRONİK OKUYOR

2016’da kendi işletmesini kurup aile geleneğine dahil olan oğlu Emincan halen mekatronik mühendisliği öğrencisi.
Ama genlerinden gelen zeytincilik aşkına karşı koyamamış, okuldan arta kalan zamanlarını bu sevdaya ayırmış.
“2.5 yaşında evimizin bahçesindeki ağaçtan zeytin toplarken çekilmiş fotoğrafım var.
Herhalde bu işe başladığım gün o gündür.
Zaten bizde zeytinci doğuluyor, elde olan bir şey değil.
Bakıyorum babama, dedeme, onun babasına, hatta dedesine çocukluktan yaşlılığa hayatlarının her döneminde zeytin var.
Benim için de durum farklı değil.
Mesleğim gereği, onlardan öğrendiğim geleneksel yöntemlere modern tarımın gereklerini de eklemeye çalışıyorum.
Bu arada, yaşayan bir tarihten de sürekli hikayeler dinliyor, bilmediğim birçok şey öğreniyorum.
Anne dedem 81 yaşında ama hala gençlik dönemindeki kadar bu işe hevesli ve meraklı.
Öyle ki, bu hasatta yine herkesten önce zeytinlikteydi.
‘Sıkıldı mı? Asit durumu nasıl? Randıman iyi mi, kötü mü?’ sorularına cevap aradı.
İyi bir öğretmen diyebiliriz ona.
Zeytin işletmeciliği hakkında aklınıza gelebilecek her türlü sorunun cevabını rahatlıkla verebilir” diyor.

AYVALIK COĞRAFİ İŞARETLİ

Haberin Devamı

Ailenin zeytinlikleri İstifanaki ve Arapdere’de.
İki çok özel siyah zeytin çeşitleri var.
Biri, zeytin toplamada kullandıkları hasır sepetlerin içine bir sıra tuz, bir sıra ağaçlardan tek tek seçip toplanan zeytinlerle hazırlanan ‘tuzlama’...
Diğeri ise kendi aralarında ‘diyet zeytin’ dedikleri, defne yaprakları ile tatlandırılmış ve sadece bir çay bardağı kadar tuz atıp üretilen ‘yuvarlama’...
Geleneksel zeytinlerin yanında Ayvalık coğrafi işareti ile tescillenmiş zeytinyağlarını da unutmamak gerek.
Erken hasat döneminde 5 kuşaktır sadece Sakallı ailesi tarafından işlenen İstifanaki’deki bahçeden toplanan zeytinlerden 0.4 asit oranından daha düşük bir yağ elde ediliyor.
Öte yandan beyaz toprak ve taşlı zemine sahip olan Arapdere’deki bahçeden kasım başından itibaren naturel sızma olarak isimlendirilen yağlar çıkarılıyor.

‘VİGLA’DAN ESİNLENDİ

Haberin Devamı

Neredeyse 1922’den beri ürettikleri tüm ürünleri toptan satışla değerlendiren aile iki yıl önce markalaşma yolunda önemli bir adım atmış.
Emincan Sakallı’nın, adını Ayvalık’ın ‘Vigla’ bölgesinden esinlenerek oluşturup tescillettiği ‘Terra Vigla’ markasıyla yüzyıla yaklaşan tarihlerinde ilk kez perakende satışa başlamışlar.
Şimdilik yıllık 15 bin litre gibi sınırlı bir üretimi perakende satışta değerlendiriyorlar ama hedefleri büyük.
Gündemlerinde ihracat var, ilk etapta da İngiltere’yi düşünüyorlar, bunun için araştırmalara da başlamışlar.
Son söz olarak...
“Tek bahçe dede toprakları üzerinden topladığımız zeytinden ürettiğimiz Ayvalık zeytinyağını kaliteden ödün vermeden son teknolojiyle en taze ve doğal şekilde tüketiciye ulaştırmaya çalışıyoruz.
Aile işletmemizi atalarımızın mirası değil, gelecek nesillere emaneti olarak görüyoruz” diyorlar.

Yazarın Tüm Yazıları