YSK’nın perde arkası ve İstanbul seçimleri

YSK iptal kararını 4’e karşı 7 oyla almıştı. Yedi üyenin hiç konuşmadığı, sadece oylama sırasında rengini belli ettiği söylendi. YSK kaynaklarından edindiğim bilgiye göre bu bilgi doğru değil. 7 üye konuşmuş. Müzakereler sırasında sorular sorulmuş, bazı noktalarda araya girilip ayrıntılı bilgi talep edilmiş. Sert tartışmalar yaşanmamış ama ciddi müzakerelere sahne olmuş.

AK Parti’nin iptal talebi iki esas üzerine oturtulmuştu.

1- Kısıtlıların oy kullanması.

2- Kamu görevlisi olmayan sandık başkanı ve üyesi.

YSK, 41 bin 123 kısıtlı seçmen iddiasının araştırılmasını istemişti. CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, 776 kısıtlı seçmenin tespit edildiğini açıklamıştı. Ancak mahkûm, ölüler ve zihinsel engelliler dahil 2 bin 532 kısıtlı seçmenin yerine oy kullanıldığı tespit ediliyor. Bu sayı Ekrem İmamoğlu ile Binali Yıldırım arasındaki 13 bin 729 farktan düşüldüğünde 11 bin 197 ediyor. Zaten iptal kararı oradan gelmiyor. Kısıtlı sayısı sonuca müessir görülmüyor.

 İŞSİZ KAMU GÖREVLİSİ

YSK’nın karar oturumunda en uzun tartışma, kamu görevlisi tanımı üzerinde yaşanıyor. Kamu görevlileriyle ilgili maddenin gerekçesine, Anayasa Mahkemesi’nin CHP’nin iptal talebini reddettiği karara bakılıyor. Kamu görevlisi tanımında mutabık kalındıktan sonra, bu kez ilçe seçim kurullarından gelen bilgilerin seçim sonucu üzerinde “müessir” olup olmadığı incelemesine geçiliyor. 222 sandık kurulu başkanının bırakın kamu görevlisi olması, hiçbir işlerinin olmadığı sonucuna varılınca bir hesaplama yapılıyor. Her sandıkta 300 seçmenin oy kullandığı dikkate alındığında bu sayı 66 bin 600 çıkıyor. YSK üyelerinin çoğunluğu, bu durumun seçim sonuçları üzerinde müessir olacağını görüşünü savunuyor. Karşıt görüşler ileri sürülüyor. Ama benim edindiğim bilgiye göre “Bu kararı çocuklarımıza nasıl anlatırız?” tarzında bir konuşma geçmiyor. Karar oy çokluğuyla alınıyor.

CHP’DEKİ TARTIŞMA

YSK bugün CHP’nin ilçe belediye başkanlığı seçimlerinin de yenilenmesini görüşecek. Ancak CHP’nin iptal başvurusu, hukuki olmaktan ziyade siyasi bir metin. Seçim kampanyasında kullanmak için hazırlanmış. Adeta ilçe belediye başkanlığı seçimleri iptal edilmesin diye verilmiş. Çünkü seçimlerin temel hükümleriyle ilgili yasanın 112. maddesinde delil ve gerekçe gösterilmeyen itirazların incelenmeyeceği hükmü yer alıyor. CHP, tek bir yerde ilçe seçim kurulu ya da sandık numarası vermiyor, sadece “Seçimleri iptal etmek zorundasınız”, “İstanbul’un tüm seçimlerini iptal edin” gibi ifadelerle YSK’ya talimatlar yağdırıyor.

Bu arada İstanbul seçimlerine ilişkin AK Parti ve CHP cephesinde çok önemli gelişmeler yaşanıyor. CHP’nin seçim kampanyası iki gün içinde netleşecek. CHP’de “Her şey çok güzel olacak” diyenlerle “Her şey çok zor olacak” diyenler arasında bir mücadele yaşanıyor.

 AK PARTİ’NİN KAMPANYASI

Cumhurbaşkanı Erdoğan ise İstanbul seçimleri için kolları sıvadı. Cuma günü MKYK’da, cumartesi günü ise İstanbul’da geniş katılımlı bir toplantıda İstanbul seçimleri masaya yatırıldı. “İstanbul seçimlerini nasıl kazanabiliriz”, “Kürt oylarını nasıl alırız”, “Kampanya dilimiz nasıl olmalı” sorularına yanıt arandı. Erdoğan önemli mesajlar verdi. 1994 ruhuna dönülmesini istedi. “Sosyal medya önemli ama seçmenle doğrudan ilişki kurmayı ihmal edemeyiz. Seçmenlerle yüz yüze, ruberu görüşeceğiz. Kapısını çalacağız, ayağına gideceğiz” dedi. Sandıklara sahip çıkılması uyarısında bulundu. “Daha kucaklayıcı, daha kuşatıcı bir anlayışla çalışacağız” diye konuştu. AK Parti’nin İstanbul kampanyası “Türkiye ittifakı” eksenli olacak. Kürtlere yönelik kucaklayıcı bir dil kullanılacak. Kırgın AK Partililer ve Kürtlerle köprüler yeniden kurulacak.

 DAVUTOĞLU’NA İHRAÇ SİNYALİ

 Bu arada Erdoğan hem MKYK’da hem İstanbul’daki toplantıda 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile eski başbakanlardan Ahmet Davutoğlu’nun YSK kararı üzerine yaptığı çıkışlara değiniyor.

Abdullah Gül için “Kurucumuz değildi. Zaten cumhurbaşkanlığından sonra da partimize üye olmadı” diyor. Davutoğlu için “eski başbakan” ifadesini kullanmakla yetiniyor. Ama ramazandan sonra Davutoğlu’yla ilgili ihraç sürecinin başlatılabileceği yönünde sinyal veriyor.