Paylaş
1- Sistem tartışmasını gündemde tutmayın.
2- Yeni kurulacak partiler hakkında konuşmayın.
Erdoğan, yeni sistemle ilgili tartışmaları CHP’nin köpürttüğünü düşünüyor. O nedenle AK Parti milletvekillerini uyarma gereği duydu. 70 yıllık parlamenter sistemin eksiklikleri giderilememişken, 1 yıllık başkanlık sistemini yerden yere vurmayı doğru bulmuyor. Sistemin özüne ilişkin bir değişiklik düşünmüyor. Cumhurbaşkanı ile parti genel başkanının ayrılması önerisi gündeme getirilmişti. Erdoğan’ın bundan memnun kalmadığı ifade ediliyor. Bu sistemde belki bazı şeyleri tartışabilir ama Erdoğan için olmaz denilecek bir şey varsa o da cumhurbaşkanlığı ile parti genel başkanlığının ayrılması olur. Çünkü Erdoğan, partinin yaşaması açısından bunu hayati derecede önemli buluyor. Uygulamada bazı hataların olduğu görüşünde. Bazı bakanların ve bakan yardımcılarının, milletvekillerinin telefonlarına çıkmaması gibi. Erdoğan ilk Bakanlar Kurulu’nda gerekli uyarıları yapacağını söylemişti. Önceki gün AK Parti milletvekilleriyle birlikteydik, “Kabine değişikliği söylentileri ve Erdoğan’ın ‘Uyaracağım’ demesi dahi yetti. Bakanlar telefonlara çıkmaya, bakan yardımcıları görüşmeye başladı” dediler.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kurulacak olan yeni partileri önemsiyor. Yüksek İstişare Kurulu’nu oluşturarak Bülent Arınç ve Cemil Çiçek gibi isimleri yanında tutmayı başardı. 30 Mayıs’ta Ali Babacan’la görüştü. Gerçi “O Abdullah Gül’den habersiz adım atmaz” demişti ama Babacan’a ekonomi yönetimini teklif etmişti. Babacan, “Ben artık helalleşme sürecine girdim” karşılığını vermişti. Erdoğan, 24 Haziran seçimlerinden sonra da Babacan’ı arayarak genel başkan danışmanlığı önermişti. “8. katta, benim yanımda yerin hazır” demişti. Ancak Babacan aile şirketinde çalışmayı tercih etmişti. Demek ki sadece aile şirketi değil, yeni parti kurma düşüncesi o zamandan kafasında varmış. Görüşme Erdoğan’ın “Ümmeti böleceksiniz” sözü üzerine tatsız tuzsuz bir şekilde sonuçlanmıştı.
ŞİMŞEK’LE GÖRÜŞMENİN HAVASI
Erdoğan’ın Mehmet Şimşek’le görüşmesi ise farklı bir havada cereyan ediyor. Mehmet Şimşek de Ali Babacan gibi ekonomi yönetiminde başarılı bir isim. AK Parti’de siyasete atılmadan önce Merrill Lynch’in parlak stratejistlerinden biriydi. 12 yıl bakanlık yaptıktan sonra şimdi Qinvest’te üst düzey bir görev üstlendi. Hayatı Londra, Doha ve New York arasında geçiyor. Ailesi nedeniyle bir ayağı Ankara’da.
Görüşmede Erdoğan, Şimşek’e ekonominin başına geçmesi yönünde bir teklifte bulunmuyor. Çünkü daha önceden aracılar vasıtasıyla nabzını yoklamıştı. AK Parti cephesinden edindiğim izlenime göre verimli bir görüşme gerçekleşmiş. Şimşek, uluslararası sermaye hareketleri ve küresel ekonomi konusunda değerlendirmelerde bulunmuş. Erdoğan verdiği bilgilerden dolayı memnun kalmış. Şimşek’e “Zaman zaman bir araya gelelim” demiş. Şimşek de 12 yıl bakanlığını yaptığı Erdoğan’a teşekkür etmiş. Yani Erdoğan’dan bakanlık teklifi yok. Şimşek’in de bu teklifi reddetmesi gibi bir durum söz konusu değil. Şimşek’in görevinden ayrılıp yeniden kabineye girmek gibi bir düşüncesi yok. En az 1.5-2 yıl Qinvest’teki görevini sürdürmekte kararlı olduğu söyleniyor. İki saat süren Erdoğan-Şimşek görüşmesi olumlu izlenimlerle sonuçlanıyor.
Tabii işin bir de insani yönü var. Maalesef görev yaptıkları dönemlerde bu isimlerin hukuku korunmadı. Başbakanlık görevini bırakan Davutoğlu’nun bir üniversitede konuşma yapmasına engel olundu. Tabii bunlar derin yaralar açtı. Şimdi bu hareketin lideri olarak işi toparlamak Erdoğan’a düşüyor.
DEMİREL’İN HATASI
Adalet Partisi’nde genel sekreterlik yapmış, Demirel’in çok yakında bulunmuş olan eski bakanlardan Nahit Menteşe anlatmıştı. “Meclis’te bütçe müzakereleri yapılıyordu. AP’den ayrılmak isteyen bir grup milletvekilinin toplantı halinde olduğu haberi geldi. Demirel’le görüşmek istiyorlar, ‘Eğer Demirel gelirse bunların kopmasını önleriz’ diyorlardı. Mesajı Demirel’e ilettim. Bakanlar Kurulu sıralarında oturuyordu. Yerinden kalktı, ellerini masaya koydu, ‘Hadi gidiyoruz’ dedi. Bunun üzerine kendilerine ‘Yeminliler’ adını veren bir grup, Demirel’in önüne geçti. ‘Başbakan onların ayağına gitmez. Bizim cesedimizi çiğnemeden gidemezsiniz’ diyerek Demirel’i engellediler.”
Sonrasını biliyorsunuz. Bir grup milletvekili AP’den ayrılıp Demokratik Parti’yi kuruyor. Demirel yıllar sonra “En büyük siyasi hatam, DP’nin kuruluşunu önlememekti” demişti. Çünkü AP o tarihten sonra tek başına iktidar olamadı.
Biraz geç kalınsa da Erdoğan, Demirel’in düştüğü hataya düşmemek istiyor. Babacan ve Şimşek’ten sonra sırada sürpriz görüşmeler olduğu söyleniyor. Merak ettim, acaba Erdoğan, Abdullah Gül ve Ahmet Davutoğlu ile de görüşecek mi? Ramazanda o yönde bir duyum gelmişti kulağıma...
Paylaş