Paylaş
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve bakanların Barış Pınarı harekâtıyla ilgili olarak mevkidaşlarıyla yaptığı telefon görüşmelerinde benzer durumlar yaşanıyor. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Barış Pınarı harekâtıyla ilgili olarak görüştüğü yabancı mevkidaşlarına telefonda “Sizin ülkenize 700 havan topu düşse, 9 aylık bebek ölse ne yapardınız, ne hissederdiniz?” diye soruyor.
Peki, muhatabı olan bakanlar ne cevap veriyor? Hulusi Akar, bir bakana üç kez aynı soruyu sorduğu halde karşısında derin bir sessizlik oluyor. Akar bunun üzerine “Siz soruma cevap verecek misiniz? Vermeseniz de ilk karşılaşmamızda yine bu soruyu yönelteceğim” diyor. Barış Pınarı harekâtı başladığı günden bu yana PKK-
YPG tarafından sivillere yönelik 700 havan mermisi atıldı. Şimdiye kadar 20 sivil hayatını kaybetti, 162 kişi yaralandı.
Türkiye terör koridorunu kırmak için Barış Pınarı harekâtını başlattığında “Siviller ölmesin” diye kampanya yapanlar vardı ya, onlardan şu ana kadar ses çıkmadı. Sivil dersen Akçakaleli, Ceylanpınarlı, Nusaybinli, Kızıltepeli insanlar insan değil mi? “Türkiye PKK’yı etkisiz hale getirecek” diyemedikleri için “Türkiye Kürtleri öldürecek” diyenler; Akçakale’deki, Ceylanpınar’daki, Nusaybin’deki, Kızıltepe’deki Kürt, Kürt değil mi? Kürt olmak için PKK’lı mı olmak gerekiyor?
STRATEJİK HAMLE
Bu rahatsızlığın sebebi belli. Barış
Pınarı harekâtıyla bölgede dengeler değişti. Türkiye stratejik bir hamle yaptı. Yeni bir denklem oluştu.
4 -Türkiye, ABD bayrağının dalgalandığı bölgeye harekât yapamaz algısını yıktık.
Dün itibarıyla ise yeni bur durum ortaya çıktı. ABD’nin bölgeden çekilmesiyle birlikte Suriye’de yeni bir durumla karşı karşıyayız.
Barış Pınarı harekâtının altıncı gününde Resulayn ve Tel Abyad harekâtını başarıyla gerçekleştiren TSK, ani bir manevra ile Menbiç’e yönelmişti. Harekâtın yedinci ve sekizinci gününde ise ABD’nin hızla boşalttığı Menbiç’i Rusya’ya teslim ettiği gerçeği ile karşı karşıyayız.
YENİ GÜÇ DENGESİ
ABD’nin çekilmesiyle Suriye’de yeni bir güç dengesi oluştu. Bu denge nasıl yönetilecek sorusu kritik bir hale geldi. Bu süreç
kanlı mı olacak yoksa kansız mı olacak?
Suriye içsavaşında yeni bir cephe mi açılacak, yoksa diplomasi mi ön plana çıkacak? Düne kadar askeri seçenekler ön plandaydı, dünden itibaren diploması öne çıkmaya başladı. ABD’nin çekilmesiyle oluşacak boşluğun nasıl doldurulacağını ise diplomasi belirleyecek. Bu süreçte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Rusya Devlet Başkanı Putin’le bir görüşme yapması bekleniyordu. Bu görüşme dün gece gerçekleşti
Türkiye’nin Menbiç’e yönelmesi üzerine ABD ile Rusya arasında bir trafik işledi. ABD, Menbiç’i Rusya’ya teslim ederek çekildi. Zaten uzun bir süredir ABD ile Rusya arasında bir gizli anlaşma olduğu anlaşılıyordu. Rusya’yı Suriye’ye davet eden ABD oldu. Yeni durum iki ülke arasındaki gizli anlaşma olduğu gerçeğini bir kez daha ortaya koydu. Bu gelişmeler karşısında bizim durumumuz ne? Resulayn ve Tel Abyad’ı alıp sürpriz bir şekilde Menbiç’e yönelen Türkiye, askeri pozisyonunu koruyor. Bir geri çekilme söz konusu değil.
REJİMLE GÖRÜŞME
ABD desteğini kaybeden PKK/YPG ne yapıyor? Yeni bir hami bulma peşindeler. Rusya’ya yanaşmaya çalışıyorlar. Bu arada Türkiye ile Suriye rejimi arasındaki ilişki, Barış Pınarı harekâtı öncesine göre daha da artmış gözüküyor. Putin’in Suriye özel temsilcisi Lavrentyev, Türkiye ile Suriye’nin görüşmeler yaptığını açıkladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rejimle ilişki Rusya üzerinden” demişti. Rusya üzerinden istihbarat servislerinin görüştüğünü söylemişti. Ancak operasyonun selameti açısından Suriye yönetimi ile bir diyaloğun kurulduğu anlaşılıyor. Belli ki bir kapı açıldı ama bu muhalefetin istediği gibi Esad’la bir görüşme şeklinde değil. Muhalefet liderleri boşuna heyecanlanmasın diye paylaşmak istedim.
Paylaş