Paylaş
Masharipov’un, DAEŞ’in özel olarak yetiştirilmiş suikast timinde yer alan bir terörist olduğu anlaşılıyor. Masharipov’un eylem tarzı da farklı. DAEŞ militanları silahlı saldırının ardından sağ olarak ele geçmemek için canlı bomba eylemini gerçekleştiriyorlardı. Reina saldırısından sonra teröristin, kendisini patlatmak yerine kaçmayı tercih etmesi kafaları karıştırmıştı. Zaten Reina teröristinin üzerinde canlı bomba yeleğinin olmaması da başından beri böyle bir eylem türünü planlamadığını gösteriyor.
Fransa’daki saldırıda da teröristler çatışmayı tercih etmişti. DAEŞ farklı eylem türlerini uygulayabilen bir örgüt. Suriye içsavaşı nedeniyle meskûn mahaller ve canlı hedefler konusunda önemli deneyim kazandılar. Suriye ve Irak terör örgütlerinin bir laboratuvarı işlevini görüyor. Zaten Reina teröristinin canlı bomba olarak yetiştirilmediği, DAEŞ’in askeri birimi içindeki seçkin suikast timinin elemanı olduğu anlaşılıyor.
Reina teröristinin hayatında gri noktalar var. Aydınlatılmayı bekliyor. Bunlardan birisi de İran’da gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılarak Türkiye’ye geçişi. İran’ın Masharipov’un sorgu tutanaklarını paylaşması bu açıdan yararlı olabilir.
NEDEN SERBEST BIRAKTILAR!
İran, Suriye ve Irak’ta DAEŞ’le savaş halinde. Ele geçirdiği DAEŞ militanlarını en hafifinden hapse atıyor. Merak ediyorum, Masharipov’u hangi gerekçeyle serbest bıraktılar. Hadi serbest bırakıldı, İran istihbaratı tarafından takip edilmedi mi? Yoksa bir perşembe günü İran polisi tarafından toplanıp, Urumiye’de bırakılan Pakistan’dan, Afganistan’dan gelen kaçaklar arasında mıydı? İran, aralarında teröristlerin de bulunduğu kaçakların ülke sınırlarını bir an önce terk etmesini istiyor. Urumiye’de toplanan kaçaklar PKK-PJAK’ın kontrolünde Türkiye sınırına getiriliyor. Tabii büyük paralar karşılığında. Reina teröristi Doğubayazıt’tan kaçak yollarla Türkiye’ye giriş yapıyor.
Abdulgadir Masharipov, İran’daki sorgusunda Türkiye’ye geçiş yapacağını söyledi mi, eğer söylediyse İran makamları tarafından bu bilgi Türkiye ile paylaşıldı mı? Ancak burada, teröristin arkasında İran’ın olduğu şeklinde bir izlenim oluşmasını istemem. Reina teröristinin İran’da geçirdiği süre, oradaki ilişkileri ve Türkiye’ye geçişindeki noktaların aydınlatılmasına dikkat çekmek istedim.
İran’da yakalanıp serbest bırakılan bir DAEŞ militanı, Urumiye’den Türkiye sınırına kadar PKK-PJAK tarafından getirilip, Iğdır’dan DAEŞ tarafından teslim alınan birisi. Bu karmaşık ilişki ağı size tuhaf gelmiyor mu? Yoksa Reina katliamı, baştan sona Rakka’da, DAEŞ’in Türkiye emirliği tarafından organize edilmiş bir saldırı.
ÇOCUĞU DEAŞ’IN ELİNDE REHİN
Bu arada Reina teröristinin çocuğu halen DAEŞ’in elinde. Reina saldırısından sonra evine gidip, 4.5 yaşındaki oğlunu alıp kaçan Abdulgadir Masharipov, yakalandığı güne kadar üç yer değiştiriyor. Zeytinburnu, Başakşehir ve yakalandığı Esenyurt’taki lüks site. Sevgilisi olan Mısırlı kadın ve çocuk yanında. Bir kez kaçma planı yapılıyor ama terörist, çocuğunu yanına almasına izin verilmediği için kaçmıyor. Çocuğa bu kadar düşkün. Tabii sadece babalık duygusunun hâkim olduğunu zannetmiyorum. DAEŞ’in, çocuğu elinde tuttuğu sürece kendisine karşı nasıl kullanacağını çok iyi bildiği için çocuğu yanından ayırmıyor. Ancak yakalanmadan birkaç saat önce çocuk, DAEŞ tarafından alınıyor.
Teröristin sorgusunda dönüp dolaşıp hep aynı şeyleri anlatmasının bir nedeni çocuğun DAEŞ’in elinde rehin olması. Bu örgütlerin sadece girişi oluyor, çıkışı olmuyor. Ya terörist olacaksın ya canlı bomba olarak öleceksin ya da çocuğunu sana karşı rehine olarak tutacaklar. DAEŞ, Reina teröristine eğer konuşursan çocuğun elimizde mesajını veriyor. Reina teröristini sağ olarak yakalamayı başaran İstanbul polisinin çocuğu ele geçireceğine inanıyorum. Ondan sonra itiraflar çorap söküğü gibi gelebilir.
Paylaş