Paylaş
Referandum için 16 Nisan tarihi ön plana çıktı. 30 Mart yerel seçimlerinde merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopteri düşmüştü. O nedenle mevsim şartları dikkate alınarak kampanyanın nisan ayında yürütülmesi hedefleniyor.
AK Parti referandum çalışmasını iki koldan yürütecek. Ağırlık Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın üzerinde olacak. Başbakan Binali Yıldırım da meydanlara çıkacak.
Kampanya, cumhurbaşkanlığı sistemi üzerine kurulacak. Peki neden başkanlık sistemiyle ilgili çağrışımdan uzak duruluyor?
A&G Araştırma Kuruluşu sahibi Adil Gür’le konuştum. 2016 yılı Ocak ayından bu yana 5 ayrı araştırma yaptıklarını anlattı. “Başkanlık kelimesinin Türk halkına antipatik geldiğini tespit ettik” dedi. Sakın yanlış anlaşılmasın, Adil Gür, cumhurbaşkanlığı sistemi adının bu tespitler nedeniyle tercih edildiğini iddia etmedi, sadece bulgularını paylaştı.
5 araştırmada da 4 soru sormuşlar.
1- ABD tipi başkanlık sistemi mi?
2- Fransa tipi yarı başkanlık sistemi mi?
3- Türk tipi başkanlık sistemi mi?
4- Türk tipi cumhurbaşkanlığı sistemi mi?
EN AZ DESTEK FRANSIZ TİPİ’NE
En az destek Fransa tipi yarı başkanlık sistemine, en yüksek destek ise Türk tipi cumhurbaşkanlığı sistemine çıkmış. “Türk halkı yüzyıldır cumhurbaşkanlığı sistemi ile yönetildiği için cumhurbaşkanlığı sistemi daha sempatik geliyor” dedi. Amerikan tipi başkanlık sistemi ikinci sırada gelirken, Türk tipi başkanlık sistemi onun bile gerisine düşmüş. Adil Gür’e, cumhurbaşkanlığı sistemine olan desteği sordum; “Yaptığımız ankette cumhurbaşkanlığına destek bir önceki aya göre yükselerek yüzde 53.2’ye çıktı” dedi. O zaman yüzde 60 nereden çıktı? Adil Gür bunun iki ayağı olduğunu söyledi.
1- Cumhurbaşkanı Erdoğan’a destek yüzde 60’ın üzerinde.
2- AK Parti ile MHP’nin oyu yüzde 60’ın üzerinde.
Ardından ekledi, “İyi bir kampanya yürütülürse yüzde 60 olur”.
AK Parti’de önümüzdeki günlerde strateji grubu toplanacak, seçim stratejisi üzerinde çalışacak. Kampanya sloganı belirlenecek. Şubat ayının ortasından itibaren sahaya inilecek. Mevsim şartları nedeniyle TV programlarına ve kapalı salon toplantılarına ağırlık verilecek.
“Kampanya sade ve anlaşılabilir olmalı. Yüzde 30-70 dengesi önemli. Yüzde 70’e doğru anlatırken, yüzde 30’u da kırıp dökmemek lazım” deniliyor.
Kürt oyları ayrı bir başlık halinde ele alınacak. Kürtleri kazanmak için izlenecek strateji ayrıca masaya yatırılacak. Mart ve nisan aylarında PKK’ya yönelik sınır ötesi operasyonlar yoğunlaştırılacak. PKK’nın seçmen üzerinde baskı kurmasına izin verilmeyecek.
AK Parti, muhalefetin yürüteceği kampanyadan ziyade iki konuda endişeli:
1- Ekonomi.
2- Terör.
AK PARTİ’YE EKONOMİ ELEŞTİRİLERİ
Ekonomi yönetimiyle ilgili AK Parti yönetimine intikal eden eleştirileri aktarmak istiyorum: “Kamuoyunda ekonomi yönetimiyle ilgili çok başlılık görüntüsü var. Ekonomide herkes konuşuyor, ama ekonomi yönetimin bir sahibi yok.”
Referanduma gidilirken iktidarın öncelikli gündem maddesi ekonomi olacak. Piyasaların rahatlatılması için bir paket üzerinde çalışılıyor. Bankaların döviz artışından dolayı ek teminat istemeleri durumunda bunu devletin karşılayacağı bir sistem üzerinde çalışılıyor. İktidarın hedefi, referandumdan önce ekonomiye nefes aldırıp, halkı rahatlatmak.
MHP’nin devletin bekasını esas alan bir kampanya yürütmesi bekleniyor.
CHP ise rejim değişikliği ve tek adamlığı ön plana çıkaracak.
HDP’nin kampanyasının ipuçları henüz alınamadı. AK Parti ve MHP, CHP ile HDP’nin işbirliğini kullanacak. Ulusalcı oylara karşı, CHP’nin, HDP’nin peşine takıldığı tezi işlenecek.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ise kampanyayı 15 Temmuz ve yeniden diriliş ruhu üzerine kurması bekleniyor. Erdoğan’ın, 15 Temmuz’da darbe tehlikesi ile karşı karşıya kalan ülkemizin üst aklın idare ettiği PKK, DAEŞ ve FETÖ terör örgütlerinin saldırısı altında olduğunu anlatacağı söyleniyor. 15 Temmuz’da tanklara karşı direnen halkımızdan bu kez de sandıkta demokrasi destanı yazmasını isteyecek.
Paylaş