Paylaş
Hatta onlar için sürpriz olmamıştı. “Her türlü uluslararası zeminde, BM’de, G-20 zirvesinde, Astana sürecinde ve ikili temaslarda Fırat’ın doğusuna yönelik bir askeri operasyon seçeneği dile getirildi. Sayın Cumhurbaşkanı’nın açıklaması ise askeri olarak işin ciddiyetini koyması açısından işin ikinci aşamasıydı” denildi. Artık değerlendirme noktasını geçip icra aşamasına gelindiğinin bir göstergesi olarak yorumlandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bir gece ansızın gelebiliriz” dedikten sonra kendimizi Fırat Kalkanı operasyonunda ve Zeytin Dalı Harekâtı’nda bulduğumuz için “birkaç gün içinde harekâtın başlayacağı”nı ilan etmesinden sonra gün saymaya başladık. Ulaştığımız kaynaklarımızdan harekâtın ne zaman başlayacağını, adının ne olacağını ve nasıl icra edileceğini öğrenmeye çalıştım.
Bu süre zarfında edindiğim izlenime gelince, Ankara bir süredir bu konuda hazırlıkları yürütmekle meşgulmüş. Harekâtın ismi başladığı zaman ilan edilecekmiş. Ancak diğer operasyonların bir şablonu olmaz. Bu kez farklı bir strateji uygulanacak. YPG unsurlarının konuşlandığı alanlar, silah kapasiteleri, coğrafi bölge dikkate alınarak harekât planlarının hazır olduğu ifade edildi. Tabii diğer iki operasyondan farklı bir nokta var. Fırat’ın doğusu ABD’nin kontrolünde. ABD’nin buraya 20 bin TIR’ı aşkın silah gönderdiği ve bir YPG ordusu kurduğu sır değil. Cumhurbaşkanı Erdoğan, harekâtın hedefinin ABD askerleri olmadığını ifade etti ama Fırat’ın doğusuna yapacağımız bir harekâtta karşımızda YPG’yi mi yoksa ABD’yi mi bulacağız?
Bu soruya da yanıt aradım. “ABD’nin askeri varlığı planlamanın içinde” yanıtını aldım. Erdoğan’ın harekâtı birkaç gün önceden ilan etmesi de bu planın bir parçası olarak ifade edildi. ABD askerlerinin hedef olmaktan çıkması için zaman tanındığı kaydedildi.
SEÇİMLERLE İLGİSİ VAR MI?
Peki, seçimlere giderken Fırat’ın doğusuna yönelik bir harekât nereden çıktı? 27 Kasım’da yapılan 2018 yılının son MGK toplantısının en önemli gündem maddesi, Fırat’ın doğusundaki PKK-YPG varlığıydı. Cerablus ve Afrin operasyonlarıyla sınırımızdan Akdeniz’e doğru uzanan terör koridorunu parçalayan Türkiye, beka sorunu olarak gördüğü Fırat’ın doğusunu ise bu zincirin kilit taşı olarak görüyor.
Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı operasyonları önce yoğun topçu ateşi ve yıpratıcı hava saldırıları ile başlamış, ardından bir gece ansızın sınırdan içeri giren birliklerimizin kara harekâtıyla başarıyla sonuçlanmıştı.
Seçimlere giderken Fırat’ın doğusundaki PKK-YPG varlığına yönelik olarak yapılan bu operasyon Kürt oylarını nasıl etkiler? Özellikle de İstanbul seçimlerinde belirleyici olan Kürt oyları üzerindeki etkisi ne olur? Afrin operasyonu sırasında gördük ki Türkiye’nin beka sorunu olduğu zaman bu millet Kürt-Türk demeden devletinin arkasında durur.
ERDOĞAN’DAN ÇARPICI DEĞERLENDİRME
Bu AK Parti’nin yerel seçimlerde
Kürt seçmene dönük bir çaba içinde olmadığı anlamına gelmesin. Salı günü yapılan MKYK toplantısında önemli gündem başlıklardan birini Kürt seçmeni kazanmaya dönük stratejiler oluşturuyor. AK Parti MKYK üyesi Orhan Miroğlu, HDP oyları üzerinden 5 bölgeyi içeren bir rapor sunuyor.
Miroğlu, “Kürtlerin partimize yönelik bir teveccühleri var. Yerel yönetimlerde daha çok görev almak istiyorlar” diyor. “Cumhur ittifakı bu kapsayıcılıkla çelişmez. Kürtleri MHP ile korkutmak 24 Haziran seçimlerinde olduğu gibi bir sonuç vermedi. Beka sorununun en çok hissedildiği bölgelerde Kürt seçmenin doğru tercih yapmasını kolaylaştırmamız lazım” diye ekliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kürt seçmenlerle ilgili çok önemli değerlendirmeler yapıyor. Aday tespitinde çok hassas çalışıldığını, illerin demografik yapısının ve kullanılan oyların çok iyi değerlendirilmesi gerektiğini söylüyor. “Biz kayyumlarla belediyelerde çok önemli hizmetler götürdük. Kayyumların hizmet boyutu çok önemli. Bunlar tekrar devam ederlerse kayyuma devredilecek. Bunlar paraları hizmete aktarmıyor, Kandil’e gönderiyor. Bizim Kandil’e gidecek paramız yok” diyor.
Paylaş