Paylaş
İlk soru: Ankara, Vuhan oldu mu?
“Son dönemde vaka sayısındaki artışın en yüksek olduğu il, ne yazık ki Ankara oldu. Kontrollü sosyal hayat döneminde Ankara’da yaşayanlar her zamanki kontrollü tavırlarının dışına çıktı. Sadece Ankara’da değil, yurdumuzun genelinde de salgın öncesindeki yaşantımıza hızlı bir dönüş oldu.”
ÖNLEMLER ETKİLİ OLMAZSA YENİ TEDBİRLER GÜNDEMDE
Peki Ankara için yeni önlemler gündemde mi? İşte Afşin hocanın yanıtı:
“Öncelikle virüsün yayılım merkezi haline gelen mahalle arası sokak düğünleri, sünnet, nişan, kına gecesi gibi etkinlikler yasaklandı. Düğünler, cenazeler ve taziyeler kısıtlandı. Asker uğurlamalarıyla ilgili kararlar zaten önceden ülkemiz genelinde alınmıştı. Ayrıca esnek çalışma yöntemlerinin önü açıldı. Bir süre bu alınan önlemlerin etkileri izlenecektir. Yeterli olmadığı takdirde yeni önlemlere yönelik olarak da bilimsel danışma kurulunun tavsiyeleri bulunmaktadır.”
İL BAZLI ÖNLEMLER ALINACAK MI?
Her ilde tablo aynı değil. Bu durum “İllere göre farklı önlemler alınacak mı” sorusunu gündeme getirdi. Ben de Afşin Hoca’ya sordum.
“Lüzumu halinde il bazında önlemler alındığı gibi, ülke genelinde de tedbirler masaya yatırılabilir. Kurulumuzda da bununla ilgili tavsiyeler gündeme geldi. Sağlık Bakanımızın da geçtiğimiz günlerde açıkladığı gibi sorunun tamamen ortadan kalkması için yapılması gereken tam izolasyondur. Bununla birlikte ne kadar süreceğini bilmediğiniz bir salgında süresiz bir izolasyona dünyanın birçok ülkesinin sıcak bakmadığı açıktır. Şu anki bilgilerimize göre salgının yayılmasını önlemede en etkili yöntemler, bireysel korunma yöntemleridir.”
GENÇLERDE DURUM NEDİR?
Afşin Hoca, gençlerdeki artışa ilk başlarda dikkat çeken bilim adamlarından biriydi. O nedenle gençlerdeki artışın nedenlerini sordum.
“Son verilere göre yeni tanı konan vakaların büyük çoğunluğunun 15 ile 64 yaş arasında olduğu bildirilmiştir. Bu artışın nedenlerinden biri gençler arasındaki şu yanlış inanıştır: ‘Gençler hastalığı hafif atlatıyor.’ Bir diğeri de salgının ilk üç ayında tedbirlere uyan gençlerin yaz aylarıyla birlikte rehavete kapılıp önlemleri aksatmasıdır. Salgının başından beri COVID-19 nedeniyle genç yaşta kaybettiğimiz hastalarımız var. Halen yoğun bakımda, yapay solunuma ihtiyaç duyacak biçimde yatarak tedavi gören genç hastalarımız var.”
GRİP MEVSİMİNE GİRİLDİ, ENDİŞE ETMELİ MİYİZ?
Grip ve üşütmeye dayalı hastalıkların yaygın olduğu bir mevsime giriyoruz. Bu durum bize endişe vermeli mi?
“Sonbahar ve kış ayları diğer solunum yolu enfeksiyonu etkenlerinin de arttığı bir dönemdir. Bu yüzden bir endişemiz var.”
OKULLAR SINIRLI AÇILABİLİR
Okullarda yüz yüze eğitimin başlaması için farklı modeller üzerinde duruluyor. Afşin Emre Kayıpmaz’a göre sınırlı bir eğitim söz konusu olabilir.
“Okulların açılmasına iki hafta kaldı. Vaka sayıları da artış yönünde ilerliyor. Elbette yetkili kurumlar gerekli değerlendirmeleri anlık olarak yapmaktadır. Önümüzdeki günlerde kararın netleşeceğini sanıyorum. Kişisel kanaatim ise yüz yüze eğitimin okuma-yazma aşamasındaki çocuklarla sınırlı kalabileceği yönündedir. Çocuklarımızın ve gençlerimizin, ayrıca onları yetiştiren öğretmenlerimizin sağlığı öncelikli endişemiz olmalıdır.”
ERDOĞAN’IN TARIM BAKANI’NA TALİMATI NE OLDU?
Dün Bakanlar Kurulu toplantısı vardı. Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, toplantıya katılamadı. Pakdemirli üç gündür Hatay’da yangınla mücadelenin başından ayrılmıyor. Sahraya bir karavan getirtmiş, ihtiyaç olursa onu kullanıyor. AK Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman’la konuştum. Bakan Pakdemirli’nin yanındaydı. “Ciğerlerimiz yanıyor” dedi. Hatay’a geçmiş olsun. Pakdemirli, kabine toplantısı öncesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ayrıntılı olarak bilgi veriyor. Erdoğan, Pakdemirli’yi dinledikten sonra, “Bekir Bey, yangını söndürmeden gelme” diye talimatını veriyor.
Erdoğan seçimleri nasıl kazanıyor, 18 yıldır nasıl iktidarda” sorusunun cevabı burada yatıyor. Seçim bir günlük iş değil. Deprem oluyor, kimi zaman Cumhurbaşkanı bakanlarından önce deprem bölgesinde oluyor. Bakanlar ise bölgeyi ayağa kaldırmadan Ankara’ya gelmiyor. Sel felaketi yaşanıyor, ilgili bakanlar bölgeyi mesken tutuyor. Krizi, kriz merkezinde yönetiyor. Başına bir felaket geldiğinde vatandaş, devletini yanında görüyor. İşin sırrı burada yatıyor.
Paylaş