Paylaş
MYK toplantısında bu gelişmeler ele alınıyor. Öncelikle merak edilen soruya yanıt vereyim. Muharrem İnce’nin disipline sevk edilmesi düşünülmüyor. Hele hele “Muharrem İnce ihraç edilsin” şeklinde bir hava hiç yok. Ama bazı MYK üyeleri söz alıp İnce’yi eleştiriyorlar. Eleştiriler özellikle İnce’nin “Genel merkezde bir çete var” iddiası üzerinden geliyor. Bazı üyeler söz alıp “Çete kimse açıklasın. Genel merkez töhmet altında kalıyor. Bu partinin bir MYK’sı var. MYK töhmet altında kalıyor. Parti bunun altında kalamaz. Ya Muharrem İnce bildiği bir şey varsa açıklasın, bunlar kimlerse isimlerini versin ya da parti bunun gereğini yerine getirsin” diye konuşuyorlar. Bu arada ilginç bir durum oluştu. CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu, iddiaların kaynağı olarak gösterilen gazeteci Talat Atilla’nın haber sitesi olan Türktime’da yazıyor. O nedenle Talat Atilla’nın kaynağı olarak Bülent Kuşoğlu’nu ima eden yorumlar yapılmış; Kuşoğlu Twitter hesabından “Bir internet sitesinde 10 yıldır yazmam da suç değil sanırım” diye bir açıklama yapmıştı. Toplantıdan sonra Bülent Kuşoğlu’nu arayıp “MYK’da bu konuda bir izahatta bulundunuz mu?” diye sordum. “Zaten benden kimse şüphe etmez. Bu konuda bir açıklama yapmaya gerek duymadım” dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, son gelişmelerle ilgili olarak MYK’da bir değerlendirme yapıyor. “Sarayın bir süredir CHP’yi karıştırmak istediğini biliyoruz. Bazı CHP’lilerin saraya gittiği yönünde duyumlar geliyordu. Bir süredir de bu yönde uyarılarda bulunuyordum” diyor. Kılıçdaroğlu, FOX TV’de neden “Doğrudur” dediğini izah etme gereği duymuyor. Ama “Zaten bir süredir söylüyordum. Devletin belli kurumları CHP’yi karıştırmak için görevlendirildiler. Kurultay sürecimizi provoke ederek kavgaların çıktığı, havada masaların, sandalyelerin uçuştuğu bir CHP görüntüsünün oluşmasını istiyorlar. Çünkü ‘İşte görüyorsunuz, CHP bu. Bunlara ülke mi teslim edilir, bunlar mı ülkeyi yönetecek’ görüntüsünü vermek istiyorlar. Bunun için sarayın talimat verdiğini biliyorum” diye konuşuyor.
Peki bu gelişmelerden sonra Kılıçdaroğlu, Muharrem İnce ile görüşecek mi? İnce basın toplantısı düzenleyip Kılıçdaroğlu’nu ve genel merkezi hedef almasa düşünüyormuş ama bu saatten sonra görüşmeyi düşünmüyormuş.
İMAMOĞLU’NUN YOLLARINA KIRMIZI HALI
Meclis’te Anayasa değişikliği oylaması yapılıyordu. AK Parti kulisinde bir hareketlilik başladı. CHP kulislerine ise bomba düşmüş gibiydi. Cep telefonlarından internete düşen Deniz Baykal’ın görüntüleri izleniyordu. Anayasa değişikliğinin Meclis’ten geçmesini engelleyemeyen Baykal, bir kaset darbesiyle tasfiye edildi. CHP’nin başına siyasetin parlayan yıldızı Kemal Kılıçdaroğlu geçti.
MHP’nin başkanlık divanı ise kaset operasyonlarıyla çökertildi. Bir tek Devlet Bahçeli dik durdu. Oyunu gördü, operasyona direndi. Ancak siyaset ‘kaset operasyonları’nı doğru okuyamadı. Baykal’ın tasfiyesiyle ‘sarı öküz’ verildi. Ardından MHP’ye yönelik operasyon geldi. Sonra dalga AK Parti’ye döndü. 17-25 Aralık tam anlamıyla Erdoğan’ı tasfiye operasyonuydu. Siyaset bunu da okuyamadı. Birine yönelik operasyonu öbürü destekledi, iktidara yönelik operasyonu ise muhalefet alkışlarla karşıladı. Üç operasyon da aynı adrese çıkıyordu. Her üçü de FETÖ operasyonuydu.
Şimdi bunun farklı bir versiyonu ile karşı karşıyayız. O gün FETÖ’yü kullanan güçler, bugün başka aparatları devreye sokmuş durumda. Bu kez bir taşla üç kuş vurulmak isteniyor.
1- Muharrem İnce
2- Kemal Kılıçdaroğlu
3- Recep Tayyip Erdoğan
Bu operasyonda hedefin sadece Muharrem İnce olmadığını anlatmaya çalışıyorum. Hedef aynı zamanda Kemal Kılıçdaroğlu ve Cumhurbaşkanı Erdoğan... Siyaset bu operasyonun kodlarını çözerse, bu kez ‘sarı öküz’ü vermez. Asıl önemli olan kimi götürecekleri değil, asıl önemli olan kimi getirecekleri. Planın hedefinde Cumhurbaşkanı Erdoğan yer alıyordu. Ama o Cumhurbaşkanlığını ortaya koyma pahasına kumpası püskürttü. Aynı basireti Kılıçdaroğlu gösteremedi. Böylece CHP karıştı. Oysa bu planın hedefinde 2023 öncesinde siyasetin dizayn edilmesi yatıyor. Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde siyasette mıntıka temizliği başladı. Şimdiden Ekrem İmamoğlu’nun önüne kırmızı halılar seriliyor.
DAVUTOĞLU-BABACAN GÖRÜŞMESİ
GÖZLER CHP’deki tartışmaya çevrildi ama bu arada yeni parti kurma hazırlıklarıyla ilgili çalışmalar hızlandı.
Daha doğrusu, Ahmet Davutoğlu parti kurma çalışmalarını sonuna getirdi ama Ali Babacan-Abdullah Gül partisi hâlâ sessiz ve derinden çalışma özelliğini koruyor.
Ahmet Davutoğlu’nun partinin ismi ve logosuyla ilgili çalışmaları sonuçlandırdığı söyleniyor. Ancak yöntem olarak, önce
kurucular kurulunu ilan edip onların karar verdiği ismi ve logoyu kamuoyuna açıklamayı tercih ettiği
ifade ediliyor. Partinin kuruluşunu ilan etmeden önce Davutoğlu’nun kritik bir görüşme yapacağı söyleniyor. Davutoğlu’nun parti kurma çalışmalarını yürüttüğü ekibe “Partinin kuruluşunu ilan etmeden önce Ali Babacan’la bir daha görüşeceğim. Birlikte hareket edelim diyeceğim. Ama onlar birlikte hareket etmeme konusunda ısrarlı olurlarsa, partiler kurulur, ileride işbirliği yaparız. Abdullah Gül’e de Ali Babacan’a da saygı duyuyorum. Ama Ali Bey’le ayrı bir aile hukukumuz var” dediği ifade ediliyor.
Abdullah Gül’ün ise Davutoğlu’nu istemediği söyleniyor. O nedenle bu görüşme gerçekleşse de Babacan’ın olumlu yanıt vermesi beklenmiyor.
Paylaş