Meclis Başkanlığı kulisi

Özal’ı bir Meclis Başkanvekili’nin karşılaması gerekiyordu, ancak karşılayan Meclis Başkanı olunca kulisler karıştı. Cumhurbaşkanı seçilen Özal’ın sevinci yüzünden okunuyordu. Kürsüye çıktı, yemin etti. ‘Üç hürriyet’ tartışmasını başlatan önemli bir konuşma yaptı. “Düşünce özgürlüğü, din ve vicdan hürriyeti, teşebbüs hürriyeti” dedi. Özal yemin etmek üzere kürsüye çıkınca SHP protesto edip Meclis’i terk etmişti. Gergin bir ortam oluşmuştu. O nedenle biz Akbulut olayının üzerinde de duramadık, Özal’ın ‘üç hürriyet’ini de tartışmadık. Kulislerde milletvekilleri birbirlerini yumruklamak üzereydi. Onları takip ettik. Bir saat sonra basın bürosuna Akbulut’un Meclis Başkanlığı’ndan istifa ettiği haberi ulaştı. Daha biz ne olduğunu anlamadan Akbulut’un hükümeti kurma görevini üstlenmek üzere Çankaya Köşkü’ne çıktığını öğrendik. Biz Meclis Başkanı Özal’ın bir adım gerisinde yürüyor diye tartışırken, meğerse Akbulut başbakanlığa yürüyormuş.

DYP’de Demirel Cumhurbaşkanı seçilip Çankaya Köşkü’ne çıktıktan sonra “Pazara kadar İsmet abi” formülü ortaya atılmıştı. Ancak Tansu Çiller hesapları bozdu. Sezgin değil, Çiller kazandı. Zaman içinde Çiller ile Demirel’in ekibi kapışmaya başladı. O sürecin kritik bir noktasında Hüsamettin Cindoruk, Meclis Başkanlığı’ndan istifa etti.

BAŞKANLIK İÇİN  5 İSİM GEÇİYOR

Akbulut ve Cindoruk örneğini Meclis Başkanlığı’ndan istifa eden iki örnek olduğu için paylaştım. Binali Yıldırım 18 Şubat tarihinde Meclis Başkanlığı’ndan istifa ettiği takdirde üçüncü örnek olacak. Binali Yıldırım’ın istifası üzerine Anayasa’nın 94. maddesine göre 5 gün içinde adaylık başvuruları yapılacak. 23 Şubat Cumartesi günü ise yeni Meclis Başkanı seçilecek. AK Parti’de 5 isim konuşuluyor. Grup Başkanı Naci Bostancı’nın ismi ağırlığını korumakla birlikte AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, Meclis Başkanvekili Mustafa Şentop, eski Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ ve Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı’nın isimleri var.

Numan Kurtulmuş’un 50 yıl önce babası tarafından girilen bir kooperatif hissesi üzerinden gündeme getirilmesinin Meclis Başkanlığı seçimiyle bir ilgisi var mı bilemem ama zamanlaması manidar. Ama şurası bilinmeli ki Erdoğan bu tür şeylere prim vermez.

ERDOĞAN-BAHÇELİ GÖRÜŞMESİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile görüşmesinde gündem maddelerinden biri Meclis Başkanlığı seçimiydi. Bahçeli’nin “Adalet ve Kalkınma Partisi kimi Meclis Başkanı adayı olarak takdim ederse, MHP o adaya Meclis’te destek verecektir. Bunun A’sı, B’si, kişisi, ötesi yoktur” şeklindeki açıklaması biliniyor. MHP Lideri bu açıklamasıyla AK Parti’ye açık çek verirken, diğer yandan da “Bahçeli şunu istiyor” ya da “Bahçeli şu isimlere karşı” şeklinde kendi ismi üzerinden bir kulis faaliyeti yürütülmesinin önüne geçmiş oldu.

Bahçeli’nin Erdoğan’la görüşmede bir isim önerisinde bulunmadığı, kamuoyuna açıkladığı duruşunu koruduğu söyleniyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anayasa referandumunda ve 24 Haziran seçimlerinde olduğu gibi her kritik aşamada MHP Lideri’nin görüşünü almaya özen gösteriyor. İttifak hukuku da bunu gerektiriyor. Listeler 19 Şubat’ta YSK’ya teslim edilmeden önce bu görüşmenin yapılması önemliydi.

19 ŞUBAT’TA SAMSUN’DA

Cumhurbaşkanı Erdoğan bu cuma Sivas’ta olacak. Ama seçim kampanyasını 19 Şubat’ta Samsun’dan başlatması planlanıyor. Son haftada ise bir ayağı İstanbul’da, diğer ayağı Ankara’da olacak. Çünkü “ikide iki yapmayı” hedefliyor. Erdoğan, birkaç yerde Bahçeli ile miting yapmayı arzu ediyor. AK Parti’de iki liderin İstanbul ve Adana’da ortak miting yapmaları beklentisi söz konusu. Ama iki liderin görüşmesinden nasıl bir karar çıktı, onu bilemiyorum.

AK Parti, kamuoyu araştırmalarında bir yandan adayların durumunu ölçerken, diğer yandan da cumhur ittifakını izleyecek. Erdoğan, “Pazara kadar değil, mezara kadar beraberiz” demişti. AK Parti’de cumhur ittifakının tabanda tuttuğu yönünde güçlü bir beklenti var. Sokaktaki ittifakın siyasetteki karşılığını seçim gecesi sandıklar açılınca göreceğiz.