Paylaş
Mahir Ünal’ın “‘1992 yılında bir albayın sızdırdığı haritayı çöpe attık. Önceden şehirlerimizdeki terör olaylarını konuşuyorduk. Artık Tel Abyad’ı, Resulayn’ı konuşuyoruz. Terörü sınırlarımızın öte yanında boğuyoruz. Sizin karamsarlığa kapılmanıza gerek yok. Bu sizin başarınızdır’ dedim” sözlerini paylaşmak istedim. Cevap hakkına her zaman saygılı oldum. O nedenle Mahir Ünal’ın sözlerini paylaştım ama yazdıklarımın arkasındayım. Ayrıca sosyal medya hesabından attığı tweet’te yer alan “Terörle mücadele savaş değildir. ‘Savaş ivmesi’” cümlesinin üzerinde durmayacağım. Çünkü benim aktardığım anekdotta öyle bir ifade yok.
Mahir Ünal’ın sözünü ettiği haritayı Birinci Körfez Savaşı sırasında değerli gazeteci Güneri Cıvaoğlu yazmıştı. Cıvaoğlu, Amerikalıların komuta merkezinde bir yarbayın Ortadoğu haritasının üzerinde elini gezdirerek, “Biz savaştan sonra buralardan çekileceğiz. Geride bıraktığımız silahlar özellikle kuzeyde Kürtler tarafından ele geçirilecek. Silahlanan Kürtler Türkiye’den toprak isteyecek. Ya istedikleri toprakları vereceksiniz ya da savaşacaksınız” dediğini aktarmıştı.
ETKİLİ KİŞİ KUSHNER’Dİ
Birkaç yazımda Cıvaoğlu’nun yazısını referans göstermiştim. Ayrıca Amerikan yönetiminde etkili bir ismin “Ortadoğu’da birinci müttefikimiz İsrail, ikinci müttefikimiz ise Kürtler. Önceden Suudi Arabistan’dı ama Kürtler artık bizim Ortadoğu’da İsrail’den sonraki ikinci müttefikimiz oldu” değerlendirmesini de paylaşmıştım. “Trump yönetiminden etkin bir isim”, ABD Başkanı Trump’ın damadı Kushner’di. Ancak kaynağımın ricası nedeniyle etkin bir isim demekle yetinmiştim. Ayrıca Kushner, Trump’ın danışmanı olması nedeniyle de etkin bir isimdi.
İsrail Dışişleri Bakan Yardımcısı Hotovely de YPG’ye desteği yalanlamadı. İsrail parlamentosunda yaptığı konuşmada “İsrail, diplomatik ve insani konularda çok sayıda yardım talebi aldı. Kürtlere farklı kanallar üzerinden yardım sağlıyoruz. YPG’ye her türlü yardımı vermeye hazırız” dedi.
Türkiye’nin Barış Pınarı harekâtıyla Irak sınırından başlayıp Akdeniz’e uzanan hatta bir PKK devleti kurulması oyunu bozuldu. ABD ve Rusya ile varılan mutabakatlar sonucunda YPG’nin sınırlarımızdan 30 kilometre aşağıya çekilmesi sağlandı. Bunlar önemli başarılar. Ama süreç henüz bitmedi. O nedenle Cumhurbaşkanı Erdoğan “B ve C planlarımız var” diyor. Yeni harekâttan söz ediyor. Çünkü bu plan hem yeni bir plan değil, hem de henüz masadan kalkmadı.
ÇİLLER’LE YAZILMAMAK KAYDIYLA
Dünkü “İmamoğlu’nun cumhurbaşkanlığı hesabı” yazımla ilgili olarak eski başbakanlardan Tansu Çiller aradı. Çiller’le 90’lı yıllarda PKK ile mücadele ve terörle mücadelede uluslararası desteğin önemi üzerine yararlandığım bir görüşme yaptık. Yazımda Batı’nın desteğinin önemli olduğunu ama asıl sonucu belirleyenin seçimler olduğunu vurgulamıştım. Çiller hak verdi. Tabii ben orada bir yandan da Tansu Çiller’e söylüyorum, Ekrem İmamoğlu sen anla demek istemiştim.
Çiller yazılmamak kaydıyla konuştuğu için burada paylaşamıyorum. Çiller, terörle mücadelede Batı desteğinin Türkiye’nin elini rahatlattığını ve askerimizin önünü açtığını anlattı. Barış Pınarı harekâtında koparılan kıyameti görünce, Batı’nın desteğinin ne anlama geldiği daha iyi anlaşılıyor. Ama Öcalan’ın Türkiye’ye teslim edilmesinden Kardak krizine kadar önemli uluslararası krizlerde ABD Başkanı Bill Clinton’ın desteği Türkiye açısından önemliydi. Çiller, bir görüşmemizde PKK’ya yönelik operasyonların en kritik anlarında gece yarısı uykudan uyandırdığı Clinton’ın çok güçlü destekler verdiğini anlatmıştı. Clinton, Türkiye’nin önemini bilen bir ABD başkanıydı. Öcalan’ı kulağından tuttuğu gibi Türkiye’ye teslim etmişti. Mazlum Kobani’nin ABD’ye davet edilmesi çabalarını görünce, Clinton’ın desteğinin önemi daha iyi anlaşılıyor.
KRİTİK GÖRÜŞME
Bugün yapılacak olan Erdoğan-Trump görüşmesi de önemli. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ajandası bu kez daha yüklü. Ünlü mektuptan Mazlum Kobani’nin ABD’ye davet edilmesine kadar uzanan önemli başlıklar var.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un Türkiye ile ABD ilişkilerinin önemini anlamak için serinkanlı olmaya davet eden değerlendirmesine katılıyorum. Erdoğan ile Trump’ın görüşmede ilerleme sağlayacaklarını düşünüyorum. Çünkü her görüşmede bir adım atıldı. Esas yanlış olan bu görüşmenin yapılmaması olurdu. Erdoğan-Trump görüşmesinin yapılması dahi bir puan öne geçmemizi sağlar.
Paylaş