Paylaş
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “6 kaptan bir gemiyi batırır, iki şoför bir araca kaza yaptırır” diye yüklenmeye başladı. Ama sadece Erdoğan değil, CHP ve İYİ Parti de Davutoğlu’na tepkili.
TEHDİT EDİYOR
Ama Davutoğlu oralı değil. ‘Seçtireceğiniz Cumhurbaşkanı sizin sözünüzü dinlemezse ne olur’ diye sorulduğunda, “Cumhurbaşkanı masanın mutabakatına uymazsa kriz çıkar ve Meclis desteğini kaybeder” diyor. Şimdiden seçtirecekleri Cumhurbaşkanını tehdit ediyor. “Ortak aday bizi dinlemezse kriz çıkar, erken seçime gidilir” diye parmak sallıyor. Bunlar daha şimdiden birbirlerini tehdit ediyorlar.
BAKANLIK PAYLAŞIMI
Davutoğlu hızını alamıyor. Bu kez bakanlık dağılımına giriyor. “Herkes bir cumhurbaşkanı yardımcılığı, bir bakanlık alacak. Onun dışında ne kadar milletvekili varsa o kadar bakanlık alacak. 7 bakanlığı olacak, 8 bakanlığı olacak” diyor. Bunların derdi bakanlık paylaşımı. Daha seçim kazanmadan paylaşım derdine düştüler. Milletin derdiyle bir işleri yok.
20 MİLLETVEKİLİ Mİ İSTİYORLAR
DEVA ve Gelecek Partilerinin Meclis’te grup kurabilmek için 20 milletvekili istediği söyleniyor. CHP’liler 10 milletvekili verilmesine bile karşılar ki 20 milletvekili talebi tüylerini diken diken ediyor. CHP Babacan’ı Ankara’da, Davutoğlu’nu Konya’da liste başı yapmayı, Temel Karamollaoğlu’na İstanbul’da, Gültekin Uysal’a Afyon ya da İzmir listelerinde yer vermeyi planlıyor. Liderlerin çekirdek kadrosunun yer alacağı 40 kişilik bir kontenjandan söz ediliyor. Ama küçük partilerin talebi büyük. CHP’liler ayrıca DP, Gelecek, Saadet ve DEVA Partisi’nin milletvekili listelerinde İYİ Parti ile paylaşılması gerektiğini savunuyorlar. İYİ Parti ise bu teklife kapalı. Bırakın iki partiyi bu kez Gültekin Uysal’a dahi listelerinde yer vermeyi düşünmüyorlar. “Madem cumhurbaşkanı adayı CHP’den çıkacak. O zaman diğer partileri Meclis’e taşıma görevi de CHP’nin olmalı” tezini savunuyorlar. CHP rahatsız ama Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanı adaylığını sağlama almak için milletvekili listelerini koz olarak kullanmakta kararlı. Eğer ortak aday çıkmaz, çoklu adaya gidilirse o zaman bu hesap altüst olacak.
SEÇMEN SAYISI İLK KEZ HESAPLANDI
Seçimlerin ayak sesleri duyulmaya başlandı. Ama kimse bu seçimlerde ne kadar seçmen oy kullanacak, cumhurbaşkanı seçilmek için ne kadar oy alınması gerekecek gibi soruların üzerinde durmuyor. Bu eksikliği hissettiğim için AK Parti’nin YSK temsilcisi ve Isparta Milletvekili Recep Özel’e müracaat ettim. Recep Özel dikkatli bir hesaplama ile bir tablo hazırladı. Ben sadeleştirerek paylaşmak istedim.
62 MİLYON SEÇMEN
Yurtiçi ve yurtdışı seçmenler dahil olmak üzere seçmen sayısı 62 milyon 965 bin olarak tahmin ediliyor. 2018 seçimleri esas alındığında seçimlere katılım oranı yüzde 86. Bu oranları baz aldığımızda 54 milyon 301 bin kişinin oy kullanması öngörülüyor. Seçimlerde sonuçlar kullanılan oylar üzerinden değil, geçerli oylar üzerinden hesaplanıyor. 2018 seçimlerinde kullanılan oyların ortalama yüzde 2’si geçersiz sayılmıştı. Bu durumda cumhurbaşkanlığı seçimi için geçerli oylarının sayısının 53 milyon 301 bin olması hesaplanıyor. Buna göre yüzde 50 artı 1 oranında oy alıp cumhurbaşkanı seçilebilmek için bir adayın 26 milyon 540 bin oy alması gerekiyor.
KATILIM ORANI
Tabii bir de hesap edilmesi gereken nokta katılım oranı. Bu seçimde hem kutuplaşma fazla olduğu için hem de çok sayıda parti seçime gireceği için katılım oranının yüksek olması bekleniyor.
Katılım oranı yüzde 1 oranında artarsa 600 bin oy demek. Cumhurbaşkanı seçilmek için de 300 bin oy daha fazla almayı gerektiriyor.
26 MİLYON OY ALMALI
Hadi diyelim adaylardan biri 26 milyon 540 bin oy alıp cumhurbaşkanı seçilecek. Sonra oyu 500 bin bile olmayan Ahmet Davutoğlu’na, oyu 300 bin olmayan Gültekin Uysal’a tabi olarak çalışacak. Bu muamele Türkiye Cumhuriyeti cumhurbaşkanına değil, köydeki muhtara bile reva görülmez. Bunlar tek adam rejimi diyorlardı, kendileri 6 adam rejimi kurmaya çalışıyor.
DEMİRTAŞ DA ADAYLAR ARASINDA
HDP, cumhurbaşkanı adayı çıkaracağını açıklayınca 6’lı Masa’dakilerin etekleri tutuştu. HDP’nin oylarıyla seçim kazanma hayalleri suya düştü. Ama HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar hâlâ pazarlığa açık olduklarını söyledi.
Bu arada HDP’nin adayı olarak Gültan Kışanak ismi öne çıkmıştı. Ama son günlerde Selahattin Demirtaş ismi de adaylar arasında girmiş durumda. Demirtaş, “Aday olmaktan onur duyarım ancak malum nedenlerle şimdilik, bu seçimde ortak aday ben değilim” demişti. Yargıtay tarafından onanan 4 yıl 8 aylık hapis cezası engel olur mu orasını bilmem ama HDP’de etkili bir kanadın Demirtaş’ın adaylığı için bastırdığı konuşuluyor.
BABACAN’IN HAMLESİ KILIÇDAROĞLU’NU RAHATSIZ ETTİ
Ali Babacan, AK Parti milletvekiliyken Erdoğan’ın cumhurbaşkanı adaylığı için imza verirken diğer yandan da Abdullah Gül için çalıştığını itiraf etmişti. Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanı yapılması için yürütülen çalışmaların içinde olduğunu açıklamış, “Tam ortasında, göbeğindeydim. Görünür değildim ama tam göbeğindeydim” demişti.
Ali Babacan’ın bir yandan Erdoğan için imza verip diğer yandan Erdoğan’ın tasfiye edilmesi için çalışması, “ikiyüzlülük ve ihanet” olarak nitelendirilmişti. O günlerde Babacan’ın günü gelince Abdullah Gül’e de ihanet edeceğini yazmıştım.
GÜL’ÜN OPERASYONU
Abdullah Gül kanadının bundan rahatsız olduğundan emindim. Gel zaman git zaman Abdullah Gül, AK Parti’yi parçalatmak için DEVA Partisi’ni kurdurdu. Ali Babacan’ı da partinin başına geçirdi. Amacı DEVA Partisi’nin kendisinin cumhurbaşkanı adaylığı için çaba göstermesiydi. Ama işler hiç de öyle hesapladığı gibi gitmedi. Ali Babacan bir süre sonra Abdullah Gül’e de sırt çevirdi. Şu sıralarda aralarının kötü olduğu söyleniyor. Öyle ki Temel Karamollaoğlu birkaç kez Abdullah Gül ismini tedavüle sokmak istedi, Ali Babacan bundan rahatsız oldu.
GÜL’Ü SOLDURDU
Şimdilerde ise bırakın Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanı adaylığı için kulis yapmayı, tam aksine kendi adaylığını öne sürdü. “6’lı Masa böyle bir mutabakata varırsa en iyi şekilde yaparım” dedi. Böylece Abdullah Gül’ün adaylık umudunu bitirmiş oldu.
Ali Babacan, Erdoğan’la başladığı ihanet zincirini Abdullah Gül’le devam ettiriyor. Şu günlerde ise Kemal Kılıçdaroğlu ile de aralarında soğuk rüzgârların estiği söyleniyor. Şimdi sıra Kılıçdaroğlu’nda. Kılıçdaroğlu, Ali Babacan’ı siyaseten yeni yıldızı ilan etmişti. Ancak cumhurbaşkanı adaylığında kendisine rakip olunca nefret objesine dönüştü.
SIRA KILIÇDAROĞLU’NDA
Kemal Bey, bu işte şaşılacak bir şey yok. Kendisini başbakan yardımcısı ve dışişleri bakanı yapan Erdoğan’a, siyasi hamisi olan Abdullah Gül’e ihanet ettikten sonra sana ihanet etmiş, lafı mı olur?
Paylaş