Paylaş
Toplantının ilk günü belediye başkanlarıyla iki buçuk saat süren bir çalıştay yapılıyor. Peki CHP’li belediye başkanları neyi önplana çıkarıyor? İlk iki başlığı paylaşacağım.
Birinci sırada imar sorunu çıkıyor.
İkinci sırada ise kaynak sıkıntısı geliyor.
Bu tespitler sıralandıktan sonra ne yapılıyor? Normalde iktidarın CHP’li belediyeleri çalıştırmadığı yönünde bir dil kullanılması lazım değil mi? Hayır, öyle olmuyor. Tam aksine başkanlara kaynakları nasıl çeşitlendirecekleri, dünyada sadece AB fonları olmadığı, hangi fonlardan yararlanabilecekleri anlatılıyor. Maliyetleri azaltacak olan ‘enerji kooperatifleri’nin kurulması gibi somut projeler gündeme geliyor. Önceden CHP oturup bunları tartışacak deseler burun kıvırırdık. Hiç de öyle değil. CHP’de bir zihniyet devrimi gerçekleşiyor. Belli ki yerel seçimlerde başarıyı getiren yaklaşımlar, seçim gecesi siyasetin gardırobuna kaldırılmamış. Belli ki geçmişte CHP belediyelerinde yapılan hatalardan ders çıkarılmış.
OY GEÇİŞLERİNE DİKKAT
Çalıştayda “seçim süreçlerinde oy geçişleri” başlığı altında bir sunum yapılıyor. Önemli başlıklarını paylaşmak istiyorum.
1- Seçimlerde alınan oyların tamamı CHP oyları değil. İçinde ittifaktan gelen oylar da var. Ayrıca AK Parti’den gelen oylar da var. Ona göre hareket etmemiz lazım.
2- Seçim sürecindeki kucaklayıcı dil, başarıda etkili oldu. Kucaklayıcı dili sürdürün. Türk’ü, Kürt’ü, muhafazakârı, tüm kesimleri kucaklayın.
3- Seçmen tercihlerinde artık sert çizgiler ve ayrışmış bloklar yok. Tam aksine rahat geçişler var. Bu gerçeği dikkate alarak hareket edin, hatları derinleştirecek işlerden kaçının.
4- Muhafazakâr kitlenin bir bölümü AK Parti’ye tepkili. AK Parti’nin oyları yüzde 37-38 seviyesine geriledi. Bu aşamadan sonra size çok büyük iş düşüyor. Sizin başarınız önümüzdeki süreci belirleyecek.
5- İstanbul’da ikinci seçimin büyük bir farkla kazanılmasında AK Parti’nin aldığı hatalı kararlar etkili oldu. Seçimlerin iptali, Pontus tartışmasının başlatılması ve Öcalan mektubu gibi.
Sunum, “bundan sonra nasıl davranılacağı” konusunda iki önemli uyarıyla bitiyor.
1- Vatandaş mazeret istemiyor. Sorunlarının çözümünü istiyor.
2- Vatandaş “Rakamlar beni ilgilendirmez, ben hizmet isterim” diyor.
Yerel seçimlerden sonra Kılıçdaroğlu, “89 travmasını yaşatmayacağız” demişti. CHP onun için bu kez işi sıkı tutuyor. Genel Merkez’de oluşturulan ‘Eşgüdüm ve Koordinasyon Merkezi’nin amacı da bu. CHP’nin yerel yönetimlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, belediye başkanlarına merkezle ilgili bilgi veriyor. “Amacımız sizin üstünüzde asla bir vesayet kurmak değil. İşinize müdahale etmek değil. Hukuki ve fikri olarak destek vereceğiz, bütçe performansı, vatandaş memnuniyeti, seçim vaatlerinin yerine getirilmesi, vatandaşların genel şikâyetleri gibi konularda 6 ayda bir genel başkana rapor vereceğiz” diyor.
İMAMOĞLU’NDAN SEFERBERLİK BENZETMESİ
Çalıştayda 45 belediye başkanı konuşma yapıyor. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş söz almayı tercih etmiyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu önemli bir konuşma yapıyor. “Sorumluluğumuz büyük. Halk bize güvendi. Bu güveni sarsmamak lazım. Muazzam hizmet sunmalıyız” diyor. İmamoğlu sözlerini “Şimdi seferberlik zamanı” diye bitiriyor.
KILIÇDAROĞLU’NDAN LİYAKAT UYARISI
Şimdi gelelim Kılıçdaroğlu’nun toplantının sonunda yaptığı konuşmaya. CHP Lideri her üç cümlesinden birinde “liyakat” vurgusunu yapıyor. Liyakatli personel istihdamı konusunda belediye başkanlarına şahsi kredisini açıyor. “Ben size şunu alın, bunu alın demiyorum. Liyakati esas alın. Akrabalarınızı alırsanız, bize ters düşmüş olursunuz. Yakınlarınızı belediyelerde işe yerleştirmeyin. İl başkanları, milletvekilleri adam yerleştirmek isteyebilir. Onlara ‘Genel başkanın talimatı var’ deyin, almayın. Örgüte bakmayın. Siz işinize odaklanın, liyakati esas alın. Başarısızlık olursa bedelini siz ödersiniz.”
Kılıçdaroğlu’nun uyarıları sadece bunlar değil elbette ki. CHP Lideri belediye başkanlarına, “Büyük politikalardan kaçının. Makro politikalar sizin işiniz değil. O bizim işimiz. Siz projelere ve hizmete odaklanın. Makro ekonomi de sizin işiniz değil. Türkiye’nin ekonomik sorunlarını siz çözemezsiniz. Bu hükümet sorunu. Herkes kendi işini yapsın. Kimsesizlerin kimsesi olun. Kapıcılara önem verin” diye sesleniyor.
Bir süredir CHP’yi dikkatli bir şekilde izliyorum. CHP artık o eski CHP değil.
Paylaş