Paylaş
Cumhurbaşkanı adaylığında Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın önüne geçmesi için taktikler veriyorlar. Başarılı da oldular. Anketlerde Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu’ndan 7-8 basamak aşağıda çıkan Kılıçdaroğlu, hızlı bir tırmanışa geçti.
Liderleri hazırlayan ekiplerinin olması, onların akil insanlardan oluşması kadar güzel bir şey yok. Ecevit’i ortaya çıkaran “Mülkiyeliler” olarak bilinen ekipti. Buraya kadar bir sorun yok.
Bir süredir Kılıçdaroğlu’nun söylemi değişti, yürüyüşü değişti. Daha çok emir kipiyle konuşmaya başladı. Ama bir noktadan sonra özgüven zehirlenmesi işaretleri vermeye başladı. Son haftada iki büyük hata yaptı.
SİYASİ CİNAYETLER
Siyasi cinayetler iddiasını ortaya attı. Ancak savcılık bilgi vermeye davet edince gitmedi. Önce Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ifadesinin alınmasını istedi. Madem siyasi cinayetler gibi bir tehlikeye işaret ediyorsun, savcılar harekete geçmeden önce sizin harekete geçmeniz gerekiyordu. Şartlı olur mu? Elinizdeki istihbarat neyse savcılarla paylaşırsınız. Yok eğer Erdoğan’ın konuşmalarını kaynak gösterecekseniz bunu söylersiniz. Bu ülkede başbakanlara suikast düzenlendi. Siyasi cinayetler dediğiniz çocuk oyuncağı mı?
MEMURLARA TEHDİT
Memurları tehdit etti. Dün CHP grubunu izledim. Aynı tehditlerini sürdürdü.
Belli oldu Kılıçdaroğlu seçim kazanmak istemiyor. Tehdit ettiğin insanlar sana oy verir mi? Kılıçdaroğlu’nu dinlerken AK Parti’ye çalışıyor diyemeyeceğim ama bu üslubuyla İYİ Parti’ye hizmet ediyor diye düşündüm. Tehdit dilinin CHP’ye kazandırmayacağı kesin.
CHP KORKUSUNU HATIRLATTI
Zaten geniş kitleler CHP’ye ürkek bakıyor. Bu üslup, CHP hafızasının tazelenmesine, eski korkuların ortaya çıkmasına ve geniş kitlelerin CHP’den uzak durmasına yol açar. AK Parti’den kopan kararsızlar kendilerini tehdit eden CHP’ye niye gitsin?
Kılıçdaroğlu, 18 Ekim’i bir milat olarak ilan ettiğini, devlet memurlarından bu tarihten itibaren verilen kanunsuz emirleri yerine getirmemelerini ve hırsızlığa bulaşmamalarını istediğini söyledi.
18 EKİM’DEN ÖNCE MEŞRU MUYDU?
Zaten Anayasa’nın 137. maddesi kanunsuz emrin yerine getirilmemesini düzenliyor. Kanunsuz emrin yerine getirilmesinin suç olduğunu tayin ediyor. Peki 18 Ekim’i milat kabul ettiğine göre, 18 Ekim’den önce verilen kanunsuz emirleri yerine getirmek, hırsızlık yapmak meşru bir hak mı?
AK PARTİ TEŞEKKÜR ETMELİ
Muhalefet şimdiden tehdit etmeye başlarsa yarın hasbelkader iktidar olsalar maazallah ne yaparlar? Sırrı Süreyya Önder’in dediği gibi, “Kör bıçakla bekliyorlar” durumu.
AK Parti ne kadar istese de CHP zihniyetinin değişmediğini böyle güzel anlatamazdı. O nedenle Kılıçdaroğlu’na bir teşekkür borçlular.
KADINLAR VE ÇOCUKLAR GÖZALTINA ALINMIŞTI
Mızrak çuvala sığmaz ama CHP yönetimi mızrağı çuvala sığdırmaya çalışıyor. Kılıçdaroğlu’nun devlet memurlarını tehdit eden açıklamasına gerekçe arıyor. Bula bula Erdoğan’ın 2001 yılında yaptığı bir konuşmayı bulmuşlar.
CHP yönetimine söyleyeyim, oradan size ekmek çıkmaz. Yanlış bir iz peşindesiniz. Çünkü orada insan hakları ihlalleri var, orada bir gazeteye yapılan baskın var. Orada kadınların, çocukların gözaltına alınması var.
AK Parti’nin yeni kuruluş günleriydi. ANAP iktidarının da son dönemleri. Erdoğan’a destek verdiği için Yeni Şafak gazetesinin sahibi olan Albayrak ailesine yönelik operasyon düzenlenmişti.
O SORUYU BEN SORMUŞTUM
Erdoğan o konuşmayı yapmadan bir gün önce AK Parti Genel Merkezi’nde basın toplantısı vardı. O dönem Yeni Şafak’ta çalışıyordum. O toplantıda Erdoğan’a, “Gazetemizin ortasına karakol kuruldu. Kadınlar, çocuklar gözaltına alındı” diye o soruyu soran bendim. Erdoğan da, “Türkiye bir hukuk devleti. Türkiye, bir zulüm devleti değil” diye yanıt vermişti. Ardından da grup toplantısındaki o konuşmayı yaptı.
ERDOĞAN’IN TEPKİSİ
“Bazı kamu görevlileri operasyon yaparken tüm insan hakları hukukunu çiğneyen davranışlar sergiliyorlar. Evlerinde bulunamayan kişilerin ele geçirilmesi için evde bulunan kadınlar, küçük yaştaki 5 yaşında, 6 yaşında,11 yaşındaki çocuklar hürriyetleri kısıtlanmak suretiyle adeta rehin alınıyorlar. Evet, bu çağda insanlar bu güzel ülkemizde rehin alınıyor. Gözaltında bulunan vatandaşlarımıza kötü muameleler yapılıyor. Devletin imkânları belli bir siyasi parti veyahut siyasi maksatlı operasyonlar için kullanılıyor. Devletin bürokratlarına suç işlettiriliyor. Bütün bunlardan sorumlu olan hükümet üyeleri kendileriyle görüşen arkadaşlarımıza olaylara el koyacaklarını söylemelerine rağmen gözaltında bulunan vatandaşlarımıza kötü muamele günlerce sürmüştür. Buradan açıkça ilan ediyorum. Bu işleri yapanlar yaptıkları hukuksuz ve ahlaksız her türlü faaliyetin altında ezileceklerdir” dedi.
GECE YARISI BASKINI
Gece saat 22.30’da Yeni Şafak gazetesine ve Albayrak ailesinin evlerine eşzamanlı olarak baskın yapılmıştı. Tam bir terör havası estiriliyordu. Polis Yeni Şafak gazetesinin ve Albayrakların evlerinin etrafını sarmış, kuş uçurtmuyordu. Yeni Şafak Genel Yayın Yönetmeni Selahattin Sadıkoğlu’nun tepki göstermesine rağmen matbaa çalışanlarının bir kısmı bileklerinden kalorifer peteklerine kelepçelenmişti.
KADINLARA VE ÇOCUKLARA GÖZALTI
Albayraklar’ın evlerinde ise polis, bir terör örgütünün hücre evine baskın yapmış havasında terör estiriyordu. Evler aranıp suç unsuru hiçbir şey bulunamayınca silah zoruyla yatak odalarına kadar girildi. Kadınların, çocukların ve komşuların çığlıklarını bastırmak, aileleri sindirmek için kadınlar ve çocuklar gözaltına alındı. Nuri Albayrak’ın eşi Havva Albayrak, 15 yaşındaki oğlu Faruk, 11 yaşındaki oğlu Muhammed gözaltına alındılar. Yolda seyahat halindeki Muzaffer Albayrak’ın eşi Ayşe Albayrak ve 6 yaşındaki kızı Meryem ile 10 yaşındaki oğlu Hamza, polisler tarafından derdest edildi. Kadınlar ve çocuklar, “Yabancılar Şubesi”nden geldiğini söyleyen ekipler tarafından, “Haklarında tehdit var” denilerek adeta kaçırılmışlardı.
HABER ALINAMADI
Uzun süre kadınların ve çocukların nereye götürüldüğünden haber alınamadı. Albayraklar yiğit adamlardı. Mücadeleden yılmadılar. O gece Cumhurbaşkanı, Başbakan ve ilgili bakanlara yazdıkları mektubu fakslayıp maruz kaldıkları kanunsuzluğu anlattılar.
Havva Albayrak ve çocukları Faruk ile Muhammed Organize Şube’de, Ayşe Albayrak ile kızı Meryem ve oğlu Hamza ile Mali Şube’de bulundular. Mahkemeye çıkarılanların bir kısmı, işkenceden yürümekte zorlanıyordu.
Albayraklar’la 15 yıl çalıştım. Türkiye sevdalısı insanlardır. 28 Şubat’ta kalemi elinden alınan yazarlara Yeni Şafak gazetesini açmışlardı.
Erdoğan’ın tepki gösterdiği olay bu olay. Erdoğan orada 6 yaşındaki Meryem’in, 11 yaşındaki Muhammed’in hakkını, hukukunu savunuyor.
Paylaş