İstifa yok, yeni sistem netleşiyor

Gözler Meral Akşener ile Kemal Kılıçdaroğlu’nun üzerindeydi.

Seçimlerde İYİ Parti yüzde 10 oy alırken Akşener’in yüzde 7’de kalması istifa beklentisine yol açtı. Meral Akşener, İYİ Parti Genel İdare Kurulu’nun desteğinin arkasında olduğunu belirterek devam edeceğini söyledi.

Muharrem İnce’nin, 41 yıl sonra ilk kez yüzde 30’u aştığı Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde CHP’nin yüzde 22’lerde kalması gözlerin Kılıçdaroğlu’na çevrilmesine yol açmıştı. Muharrem İnce’nin, ”Yürü önümüzden derlerse hazırım” diye CHP Genel Başkanlığı’na göz kırpması da eklenince, Kılıçdaroğlu’nun kararı önemli hale gelmişti.

Kılıçdaroğlu beklentilerin aksine olağanüstü kongre isteyenleri koltuk sevdalısı olmakla suçladı. Seçimlerin tek kaybedeninin AK Parti olduğunu savundu. Muharrem İnce yüzde 31 alırken CHP’nin yüzde 22’de kalmasını bir başarısızlık olarak yorumlamadı. Böylece olağanüstü kurultay ya da istifa beklentilerini boşa çıkardı.

Ha bir de Erdoğan’ı tebrik konusu vardı. Kılıçdaroğlu, bu soruya cevap verirken barut gibiydi. “Demokrasiye inanmayan bir insan tebrik edilemez” dedi. Oysa Muharrem İnce, yarışa giren insanların kaybettiği zaman rakibini tebrik etmesini de bilmesi gerektiğini söylemiş, ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı arayarak tebrik etmişti. Kılıçdaroğlu’nun öfkesinde Muharrem İnce’nin bu tavrına bir tepki vardı. Ama Muharrem İnce kötü yapmadı ki, siyaset aynı zamanda centilmenlik demektir.

İSTİFA YOK

24 Haziran’da millet iktidara ve muhalefete önemli mesajlar verdi. Ama seçimi kaybedenlerin bu mesajı almamakta direndiği anlaşılıyor. Hani yeni siyaset tarzı hâkim olacaktı, hani kaybeden gidecek, kazanan gelecekti?

Erdoğan’a diktatör diyorlar. Erdoğan 13’ncü kez girdiği seçimi kazandı. Arkasında yüzde 52.4 oy oranı ve 26 milyon seçmenin desteği var. Belediye başkanlığından Cumhurbaşkanlığı’na kadar bulunduğu her göreve seçimle gelen Erdoğan diktatör oluyor, girdiği her seçimi kaybettiği halde istifa etmeyenler demokrasi kahramanı kesiliyor!

AK PARTİ SEÇİM SONUÇLARINI DEĞERLENDİRİYOR

Bu arada AK Parti’de seçim sonuçlarına ilişkin ilk kapsamlı değerlendirme cuma günü yapılacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan dün Başbakan Binali Yıldırım ve bakanlarla bir araya gelerek süreci konuştu. Milletvekili seçilen bakanların istifa etmesi yönünde güçlü bir eğilim yok, daha çok teknokrat eğilimli bir kabine konuşuluyor. Bakanların Meclis’te komisyon başkanlıklarına getirilmesi üzerinde duruluyor ama bu konuda karar netleştirilmiş değil. Bu arada YSK’nın 27.04.2018 tarihli 307 numaralı kararı var. Adayların istifasıyla ilgili 5. maddede, ”Seçim takvimine göre, 29 Mayıs 2018 Salı günü saat 15.00’ten sonra ölüm veya istifa nedeni ile aday listelerinde oluşacak eksikliklerin tamamlanması mümkün olmadığından, bu kişilerin seçilmiş bulunmaları halinde istifalarının hüküm ifade edeceğine ve yerlerine kendilerinden sonra gelenlerin seçilmiş sayılacaklarına” deniliyor. YSK’nın kararına göre kesin sonuçlar açıklanmadan, başbakan ve bazı bakanlar istifa edip, kabinede yer alsa, yerlerine kendilerinden sonra gelenler milletvekili olabilecek mi?

Bir yorum yapmayacağım, şimdilik sadece sormakla yetineceğim. Çünkü bu konuyu ancak YSK aydınlatabilir.

Başbakan Binali Yıldırım’ın Meclis Başkanlığı’nı istediği biliniyor. Ama dünden itibaren cumhurbaşkanı yardımcılığı konuşulmaya başlandı. Meclis Başkanlığı için Binali Yıldırım’la birlikte Hayati Yazıcı ve Bekir Bozdağ isimleri de gündemde.

Cumhurbaşkanı Erdoğan sadece hükümet kurmayacak. Aynı zamanda MHP ile ilişkilerin yönetilmesini sağlayacak. Bu dönem aynı zamanda diğer partilerle ilişkilerin de sıcak tutulmasını gerektiriyor. Bütçe ve zorunlu düzenlemeler dışında Meclis’e ağırlık vermeyen bir yönetim şekli düşünülüyor.