Paylaş
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başkanlığında yapılan il başkanları toplantısında Bakan Özhaseki, hendek savaşları sırasında tahrip olan şehirlerin imarıyla ilgili bir sunum yapmıştı.
Ancak toplantıya damgasını vuran şehirlerin imarı değil, gönüllerin imarı olmuştu. Özhaseki ile bölgenin imarını konuştum. Sözlerine, “Arzu edilen bölgelerde öğrenci değişimini de gündemimize almamız lazım. Milli Eğitim Bakanlığımızla bunun üzerinde çalışabiliriz. Örneğin Şırnak’tan 500 çocuk Kayseri’de okumak isterse ben Mehmet Özhaseki olarak bunu karşılarım” diye başladı. Bölgenin yeniden inşasının sadece yeni şehirler kurmaktan değil, eğitimin öncülüğünde yeni bir yaşam sunmaktan geçtiğini anlattı.
Özhaseki, “Bir örnek vermek istiyorum” deyince dikkat kesildim. Anlattı; “Halkevine giden genç bir kız evine geç vakitte gelince babası uyarıyor. Bir daha gecikmemesini istiyor. Bir gün sonra evine 3-4 örgüt mensubu geliyor, ailenin gözü önünde babayı dövüyor ve ‘Kimse halkevine gelenlere karışmayacak’ diye gözdağı veriyorlar. Bölgede gençler, kadınlar sosyal mekânlarda, gençlik merkezlerinde, müzik kurslarında belli bir ideoloji çerçevesinde etkileniyor. Orada Türkiye Cumhuriyeti devletine düşman olarak yetiştiriliyor.”
TAZİYE EVLERİ
Şehirler inşa edilirken projelerde sosyal donatılara yer verilip verilmediğini sordum.
“Sosyal donatıları bölgeye yönelik yaptığımız konut projelerine yerleştirdik. Projelerimizde sosyal donatı düzenlemelerini yaptık” dedi. Biraz daha ayrıntı vermesini istedim.
“Bölgede bizden en çok taziye evlerinin yapılması isteniyor. Projelere taziye evlerini koyduk. Ancak kreşlerden başlayarak bizim bölgede okullaşmayı teşvik etmemiz lazım. Gençlik merkezleri kurmalıyız. Kadınlar için aile yaşam merkezleri yapmalıyız. Engelli eğitim merkezleri oluşturmalıyız. Yani kreşten alarak çocukları, kadınları, gençleri, engellileri eğitim kurumlarında ve sosyal mekânlarda eğitmeliyiz” diye anlattı.
Bölge halkı PKK’nın Türkiye’yi Suriye’ye çevirme planına destek vermedi. Ama bölgede sadece şehirler yıkılmadı, gönüllerde de büyük yaralar açıldı. Özhaseki ile bölgenin manevi kalkınmasını konuştuk.
“Bölgede Kuran kursları önemli bir ihtiyaç” diye konuşmaya başladı. “Bölge halkı Kuran kursu istiyor. Ama Kuran öğretiminin devlet eliyle yapılması lazım. Diğer şekilde olanların neye mal olduğunu gördük. Onun için yeni Kuran kurslarının yapılması gerekiyor” dedi.
Peki imam hatip konusu?
Özhaseki, “Manevi eğitim açısından imam hatipleri de önemsiyoruz. Bölgede imam hatipler var. Eksik olan bölgelerde imam hatiplerin tamamlanması gerekiyor” dedikten sonra önemli bir noktaya dikkat çekti. “Ama hepsinden önemlisi öğretmen sorunu, çünkü eğer öğretmen yanlış bir ideolojiye sahipse, onlar zarar veriyor. Onun için bölgede yerli ve milli öğretmenlerle kreşten başlamak üzere çocukların, gençlerin yetiştirilmesine önem vermeliyiz. İşin başı eğitim.”
Bölgeden yeni Aziz Sancar’lar çıkarabilmek için eğitim sorunu bir bütün olarak ele alınmalı.
İSTANBUL’DA DEPREM
Çevre ve Şehircilik Bakanı ile bölgeyi konuştuk ama kafam İstanbul’da olası bir depreme takılmıştı. Özhaseki, “Ben deprem uzmanı değilim. O nedenle depremin zamanı ve şiddeti konusunda bir tartışmaya girme düşüncesinde değilim” diye söze başladı. Deprem uzmanı değil ama ülkenin Çevre ve Şehircilik Bakanı olduğu için İstanbul’da deprem gerçeğini açmasını istedim.
“Devletin arşivlerindeki raporları ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin çalışmalarını incelediğimde İstanbul’da yakın gelecekte 6.5-7 ölçeğinde bir deprem olacağından söz ediyorlar. Hemen diyen de var, 2045’te olur diyen de. Ama ağırlık olarak 2030 yılına kadar 6.5-7 ölçeğinde bir depremden söz ediliyor. İstanbul’da 600 bin binanın yıkılacağından söz ediliyor. Benim Çevre ve Şehircilik Bakanı olarak önlem almam gerekiyor. Ben de ona göre tedbir geliştiriyorum” diye konuştu.
Paylaş