Paylaş
Deniz Baykal belki ilk kez bir CHP kurultayında yoktu. Ama Baykal ile Enis Berberoğlu’nun ruhu salondaydı. CHP’yi 2019 seçimlerine taşıyacak kadroların belirlenecek olması açısından beklenti yüksekti. “Coşku var mıydı” derseniz, yoktu. Salonda anlayamadığım bir huzursuzluk vardı. Kılıçdaroğlu, duygulara değil, akla hitap etti. Kılıçdaroğlu’nun dedikleri ve bir de demedikleri vardı.
- Üstüne basa basa Kürt sorunu dedi. Kürt seçmene ve HDP’ye göz kırptı. 2019 için önemli bir ipucu verdi.
- “Afrin’de mücadele eden Mustafa Kemal’in askerlerine selam olsun” diyerek ince bir mesaj verdi. Ama ÖSO tartışmasına girmedi. 15 Temmuz darbe girişimine değindi ama kontrollü darbe söylemini kullanmadı. Bunlar olumlu anlamdaki eksikliklerdi.
- Duvarın yıkılmasını istedi ama nasıl yıkılacağını söylemedi.
- 2019 seçimlerine dönük bir hedef ortaya koymadı.
- CHP’nin cumhurbaşkanı adayını nasıl belirleyeceğini anlatmadı.
- Konuşmasındaki en çok eksikliği hissedilen; ‘değişim ve yenileşme’ydi. Yeni heyecan ve yeni umut veremedi.
Muharrem İnce ise heyecanlı bir konuşma yaptı. Ecevit’in aldığı % 42 oyu hatırlatıp iktidar ateşini yakmaya çalıştı.
Mükerrer imza krizi ise kurultaya damga vurdu. İnce, “Lütuf değil, adalet istiyorum” derken, seçimlere Kılıçdar-
oğlu’nun jestiyle girebilen aday olma konumundan kurtulamadı.
Kılıçdaroğlu, CHP’lilerden duvarı aşmalarını istedi. Ama umut ve heyecan ortaya koyamadığı için CHP’lilerin iktidar özlemi önüne duvar çekmiş oldu.
Paylaş