Paylaş
Konuşma Yunanistan’a kaçmak üzere Rodos Adası’nda bekletilen FETÖ’cüler arasında geçiyor.
“15 Haziran’a kadar ne olacağını göreceğiz. Bu sefer çok kan akacak” diyorlar. Türkiye’de yeni darbenin tarihini konuşuyorlar.
İçlerinde daha kıdemli olduğu anlaşılan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ima ederek, “Bayramı kimin yapacağını göreceğiz” diyor.
Darbe paranoyası içinde değilim. Ama 15 Temmuz öncesinde de "Darbe yapamazlar" diye kestirip atmak yerine o konuda derinleşebilseydik. Bunlar başımıza gelmezdi. 15 Temmuz duruşmalarını görmüyor musunuz? Nasıl bir özgüven içindeler. Belli ki kulaklarına bir şeyler fısıldanmış.
Rodos üzerinden Yunanistan’a geçmeye çalışanlar, sıradan FETÖ’cüler değil. Daha az riskli olduğu için Rodos üzerinden kaçırıyorlar. Onlar da aralarında 15 Haziran’a kadar yapılacak darbeyi tartışıyorlar. 17-25 Aralık’tan sonra darbe lafını dolaşıma sokmuşlardı. Yok 15 Şubat’ta, yok mart başında darbe olacak dediler. Doğru çıkmadı. Hatta 15 Temmuz’dan önceki son 6 ay içinde MİT’e ciddi olarak 15 darbe ihbarı yapıldı. Onlar da doğru çıkmadı. Ama 16’ncısı doğru çıktı. Demek ki uzun vadeli hedeflerinde darbe yapmak varmış. Şimdi görüyoruz, demek ki darbe hedefinden vazgeçmiş değiller.
TSK içinde darbeye bilerek bulaştırmadıkları unsurlarla yeni bir darbe girişiminde bulunabilir mi? 15 Temmuz’dan sonra alınan tedbirlerle bunun mümkün olmadığı söyleniyor. “En az 10 yıl daha bellerini doğrultamazlar” deniliyor. Ama 15 Temmuz için de mümkün değil deniliyordu. Yeni bir kalkışma şeklinde olmayabilir. Her defasında yeni bir plan yapıyorlar. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik suikast yapmak için fırsat kolladıkları sır değil. Bu tehdit henüz bertaraf edilemedi.
KONTROLLÜ DARBE TEZİ
Şu günlerde çok yoğun bir 15 Temmuz tartışması yaşıyoruz. Neden istihbarat alınamadığını, Binbaşı O.K.’nın darbe deyip demediğini sorguluyoruz. 15 Temmuz gibi kanlı bir darbe girişimini tartışmayacağız, sorgulamayacağız da neyi tartışacağız. Bunu FETÖ’cülerin tezlerine destek verir pozisyona düşmeden yapmalıyız. O nedenle ‘kontrollü darbe’ sözünden hep ürktüm.
Yurtdışına kaçan FETÖ’cülerden Önder Aytaç’ın, ‘Düşünce Atölyesi’ programında 15 Temmuz hakkında yaptığı değerlendirmeyi kısaltarak paylaşıyorum. “Üst düzey NATO kaynakları, Erdoğan darbeyi kendisi tezgâhladı ifadesini kullanıyorlar yazmış oldukları iç bilgi notlarında. Sadece NATO üst kaynakları böylesine bir bilgiyi kullanmıyor. İngiliz istihbaratı da Alman istihbaratı da Amerika’daki istihbarat da yapılmış olan sahte darbenin mimarı olarak Recep Tayyip Erdoğan’ın ve ona yardımcı olan gözü kulağı olan Hakan Fidan’ı ifade ederek darbenin arkasında da bunlar vardı diyorlar.”
KILIÇDAROĞLU’NA ÇAĞRI
Buradan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na seslenmek istiyorum. Sayın Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz’a ilişkin aydınlatılmasını istediğiniz noktalar olabilir. Olmalı da. Ama bu sizi FETÖ’cülerle, İngiliz, Alman ve Amerikan istihbaratıyla aynı dili kullanmaya itmemeli. Aynı pozisyona düşürmemeli. Kemal Bey, siz Atatürk’ün kurduğu, Milli Mücadele’nin içinden gelen ve her zaman ulusalcı kimliği ön planda olan CHP’nin genel başkanısınız. Ayrıca CHP’nin 27 Mayıs geçmişiyle yüzleşen, 15 Temmuz’da darbenin karşısında yer almış bir lidersiniz. Meclis bombalanırken, orada CHP milletvekilleri de vardı. Şundan emin olun ki, ‘kontrollü darbe’ tezini Batılı istihbarat birimleriyle FETÖ ortaklaşa geliştirdi... 15 Temmuz’un lekesini silmek ve yeni darbelere meşruiyet kaynağı hazırlamak için.
Kemal Bey, sizin 15 Temmuz’la ilgili eleştirilerinizle FETÖ’nün tezleri farklı. Siz daha güçlü demokrasi için, o yeni bir darbenin zeminini hazırlamak için kullanıyor. Şimdiye kadar yaptığımız çağrılara sessiz kaldınız, bari ortaya çıkan yeni bilgiler ışığında, ‘kontrollü darbe’ tezinde ısrar etmeyin.
Önder Aytaç’ın referansları dikkatinizi çekti mi? İngiliz İstihbaratı, Alman İstihbaratı, Amerikan istihbaratı... İngiliz, Alman, Amerikan ve FETÖ patentli bir tezde ısrar etmenin anlamı var mı?
SON 24 SAATTE YAŞANANLAR
Paylaş