Paylaş
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Türkiye’yi bilmedikleri, anlamadıkları gün burayı terk edecekler” sözünün adrese teslim bir mesaj olduğunu ifade etmiştim. 10 ülkenin büyükelçisi bu mesajı almışlar ki dün çok yoğun bir temas trafiği yaşandı. Dışişleri Bakanlığı da Cumhurbaşkanı’nın mesajının, Türkiye’nin tavrının iyi anlaşılmasını sağladı.
Süreç ilerledikçe aslında bildirinin 10 büyükelçiyle sınırlı kalmaması ve daha fazla sayıda büyükelçinin bildiriye destek vermesi için özel bir çaba gösterildiği ortaya çıkıyor. Bir mekanizma diğer ülkelerin büyükelçilerini ikna etmek için devreye girmiş. Bildiriye destek vermeyen ülkelerden, “Bize de böyle teklifler geldi. Ama biz reddettik. Uygun bulmadık. Siz de yapmayın dedik” mesajları alındı.
BİRKAÇ METİN GİTTİ GELDİ
10 büyükelçinin açıklaması ABD’nin Ankara Büyükelçiliği resmi Twitter hesabından yayınlanmıştı. Dünkü açıklama da önce ABD’nin Ankara Büyükelçiliği resmi Twitter hesabından yayınlandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sert çıkışı üzerine pabucun pahalı olduğunu anlayan bazı büyükelçilikler yoğun bir çabanın içine girdi. Birkaç metin üzerinde çalışıldı. İlk metinler tatmin edici bulunmadı. “Sade suya tirit” metinler gidip, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da “olumlu karşıladığı” açıklama ortaya çıktı. Osman Kavala’nın “derhal serbest bırakılması”nı isteyen büyükelçiler, yaptıklarının Viyana Sözleşmesinin 41. Maddesi’ne aykırı olduğunu görüp geri adım attılar. ABD’nin Ankara büyükelçiliği diğer büyükelçilikleri harekete geçirerek açıklama yapmalarını sağladı. Türkiye, 10 büyükelçiyi sınır dışı etme kararı alsa biz bugün başka bir şeyi konuşuyor olurduk. Etkileri onlarca yıl sürecek olan bir krizin fitili ateşlenmiş olurdu. Türkiye farklı bir lige geçmiş olurdu. Sınır dışı kararının tetikleyeceği krizler nedeniyle Türkiye, ekonomide ağır bir fatura ödemek zorunda kalırdı.
ERDOĞAN DİK DURDU
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, dün Kabine toplantısından sonra yaptığı konuşmalar önemlidir. Ama 10 büyükelçinin sınır dışı edilmeleriyle ilgili konuşmasından sonra dün ne diyeceği çok daha önemliydi. O nedenle nefesler tutuldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklaması beklendi. Erdoğan’ın “Ülkem ve milletim adına koyduğumuz tavır bu sorumlu ve samimi duruşun temahülüdür. Bizim amacımız kriz çıkarmak değil, Türkiye’nin onurunu, gururunu, haysiyetini korumaktır. Bugün büyükelçiliklerden yapılan açıklamayla yanlışlıklarından geri dönülmüştür” sözleri sadece bir değerlendirme değildi. Bir krize fırsat verilmeyeceğinin ilanıydı. Erdoğan bir kez daha dik durdu ve sonuç aldı.
NE OLDU?
1- Türkiye parmak sallanamayacak bir ülke olduğunu gösterdi. Boşuna dememişler Türkiye büyük bir devletin adıdır diye.
2- Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sert çıkışı hedefine ulaşmış oldu.
3- Aynı zamanda Türkiye açısından bedeli ağır olacak bir krize müsaade edilmedi.
4- Türkiye kriz yönetimi konusundaki ustalığını ortaya koydu.
ERDOĞAN - BAHÇELİ GÖRÜŞMESİNDE İKİ BAŞLIK
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kritik kabine toplantısı öncesinde MHP Lideri Bahçeli’yle görüşeceği açıklanınca, ilk önce MHP Lideri’nin tweetlerine baktım.
Bahçeli’nin 10 büyükelçinin sınır dışı edilmesi konusunda sosyal medya hesaplarında bir açıklama yapıp yapmadığını kontrol ettim.
Ama MHP lideri en son 18 Ekim’de Özdemir Bayraktar’ın vefatı nedeniyle yayınladığı taziyeyi sosyal medya hesabından paylaşmış. Oysa Osman Kavala hakkında en çok açıklama yapan lider Bahçeli’ydi. 10 büyükelçinin Türkiye’ye parmak sallayan açıklamasından en çok rahatsız olanlardan biri olduğundan kuşku yoktu. Ayrıca Bahçeli bu konularda ön alan açıklamalara imza atan bir lider.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Bahçeli ile görüşmesinin açıklanması siyasi kulisleri hareketlendirdi. Erdoğan-Bahçeli görüşmesi öncesinde birbirine aykırı iki görüş ortaya çıktı.
1- Erdoğan, büyükelçilerin sınır dışı edilmesiyle ilgili kritik bir karar aldı. Kamuoyuna açıklamadan önce Bahçeli’yi bilgilendirecek.
2- Erdoğan, kritik kararı almadan önce Bahçeli’nin görüş ve değerlendirmelerini de alacak.
Ama doğru olanı Erdoğan, büyükelçilerin sınır dışı edilmesi konusunu değerlendirmek üzere Bahçeli’yi davet etmişti. İki liderin diğer gündem maddesi ise Suriye’ye operasyon konusuydu.
SÜRPRİZ Mİ
Peki Erdoğan, Bahçeli görüşmesi sürpriz bir görüşme mi? Cumhurbaşkanı’nın resmi programında yoktu. O açıdan bakınca sürpriz bir görüşme. 10 ülkenin büyükelçisinin sınır dışı edilip edilmeyeceğinin görüşüleceği Bakanlar Kurulu toplantısından önce olması nedeniyle kritik bir görüşmeydi.
Ama yaptığım temaslardan, öne çekilmiş bir görüşme demenin daha doğru olacağı kanaatine vardım.
Çünkü Erdoğan yakın çevresine, “Yurtdışı seyahatlerim bittikten sonra Devlet Bey’le bir araya geleceğim” demiş. Kurmayları, yurtdışı ziyaretlerinden 30-31 Ekim’de Roma’da ABD Başkanı Biden’la görüşmesinden sonra Bahçeli ile bir araya geleceği sonucunu çıkarmışlar.
Erdoğan, Bahçeli ile yeni Anayasa ve seçim kanunda yapılacak değişiklikleri görüşecekti. Bir de Biden görüşmesine ilişkin paylaşımlarının olması bekleniyordu. Ama 10 büyükelçinin sınır dışı edilmesiyle ilgili ortaya çıkan çalkantılı süreç, görüşmenin öne çekilmesine yol açtı.
Tekrar ifade edeyim Erdoğan ile Bahçeli görüşmesinin iki gündem maddesi vardı. Biri büyükelçilerin sınır dışı edilmesi konusu diğeri ise Suriye’ye yönelik operasyon hazırlığı.
Çıkan sonuca bakınca Bahçeli’nin de krizin tırmandırılmaması eğiliminde olduğu anlaşılıyor.
EKONOMİK KRİZİ KONUŞURDUK
10 ülkenin büyükelçisinin toplu olarak yaptığı, “Osman Kavala derhal serbest bırakılsın” açıklamasının kabul edilebilecek bir tarafı yok. İktidarı ve muhalefetiyle bu ülkenin her vatandaşının kanına dokunur. Büyükelçilerin bunu düşünmesi lazımdı.
O nedenle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tepkisi yerden göğe kadar haklı.
Ama sonuçta faturayı bu ülkeler değil biz ödeyeceksek o zaman devlet aklının devreye girmesi gerekiyordu. İşte o oldu.
Çünkü bu 10 ülke ekonomik ve siyasi olarak dünyaya yön veren ülkeler. Adı sanı bilinmeyen Afrika’nın gariban bir ülkesi değil. Ayrıca bizim en güçlü uluslararası ittifaklarımızın olduğu ülkeler.
TİCARET HACMİ
2020 yılında 10 ülke ile ticaret hacmimiz 92 milyar 400 milyon dolar. Aynı yıl dış ticaret hacmimizin 388 milyar 879 milyon dolar olduğu dikkate alınırsa, sattığımız ya da aldığımız her 4 işlemin biri bu ülkelerle gerçekleşmiş. 2020 yılında 10 ülkeye ihracatımız 42 milyar 900 milyon dolar. Hem de nitelikli sanayi ürünleri. 2021 yılın ilk 8 ayında bu 10 ülkeye ile ticaret hacmimiz 70 milyar 836 milyon dolara ulaştı. İhracatımız ise 35 milyar 680 milyon dolar. Yani geçen yılı neredeyse ikiye katlayacağız.
Tabii bu 10 ülkenin büyükelçisinin yaptığı iş, iş değil ama sınır dışı ettiğimizde ekonomik olarak en büyük zararı biz görecektik.
TUZAĞA DÜŞMEDİ
Sonunda Türkiye tavrını koydu. Onları açıklama yapmak zorunda bıraktı. Ama tuzağa düşmedi. Ekonomik anlamda ciddi bir tehlike atlatıldı. Eğer 10 ülkenin büyükelçisi sınır dışı edilseydi bugün ekonomide alarm zillerinin çalmasına tanıklık ederdik.
Paylaş