Anketler ne diyor, kararsızlar partisi kaçıncı sıraya yükseldi?

1- AK Parti iktidar çoğunluğuna ancak MHP ile oluşturduğu ittifakla ulaşabiliyor.

2- CHP bir türlü iktidar değişimini sağlayacak oy artışı ivmesini yakalayamıyor.

Ankette bir de alarm işareti veren bir nokta var. Kararsızlarla oy vermeyeceğini beyan edenlerin oranı yüzde 33’e ulaşıyor. Kararsızlar dağıtıldığında ise AK Parti yüzde 40, CHP yüzde 23.1, HDP 13.6, MHP 12.9, İYİ Parti 9.0, diğer 1.4 çıkıyor. Bu durumda cumhur ittifakı yüzde 52.9’a ulaşırken, millet ittifakı diğer partilerle birlikte 47.1 oluyor. GENAR Araştırma Yönetim Kurulu Başkanı İhsan Aktaş’la da konuştum. “24 Haziran 2018’deki Cumhurbaşkanlığı seçimine benzer bir tablo oluştu” dedi. En son ekim ayında bir anket yapmışlar. Buna göre AK Parti yüzde 40, CHP yüzde 26, MHP yüzde 11.5, HDP yüzde 11, İYİ Parti yüzde 7.5 çıkıyor. Saadet Partisi’ni de içine aldığınızda ‘diğer’ yüzde 4 çıkıyor. GENAR anketinde de iktidar bloku yüzde 51.5 çıkıyor. Bu sonuçlar iyi ama yanıltıcı olmasın. Çünkü kararsızlar partisi yüzde 33’le ikinci çıkıyor. Yeni partilerin kuruluş sürecinde kararsızların oranının bu denli yükselmesi neye işaret ediyor?

Kararsızların kararı, seçimlerin kaderini de belirleyecek gibi gözüküyor.

RAHMİ TURAN’IN KAYNAĞI VE İNCE’NİN SİTEMİ

DÜN gazeteye gelirken CHP Genel Merkezi’nin önünden geçtim. Korumaların telaşından Kılıçdaroğlu’nun geleceğini anladım. Zaten az sonra Kemal Bey giriş yaptı. Hareketlilik devam edince, “Kılıçdaroğlu hafta sonu özel bir görüşme yapacak herhalde” diye düşündüm. CHP Genel Merkezi’nde özel görüşme olur mu demeyin. Bir gün önce Kılıçdaroğlu’nun dayısının cenaze törenine katıldığı için Muharrem İnce ile sözleşmiş olabilirler diye düşündüm. Zehir hafiyeniz sotaya yattı ama araçlar kapalı garaja yönlendirildiği için kimin geldiğini öğrenemedim. Bunun üzerine Kılıçdaroğlu’nun basın danışmanı Okan Konuralp’ı aradım. “An itibariyle Sayın Genel başkanla bütçe görüşmelerine hazırlanıyoruz” dedi. Böylece benim komplo teorim çökmüştü. Cumartesi günü dayısını toprağa veren Kılıçdaroğlu, sabah geniş aile ile bir araya gelmiş, oradan bütçe hazırlıkları için partiye geçmiş. Kılıçdaroğlu’nu taziye için eski başbakanlardan Binali Yıldırım, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, SP Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ve Ahmet Davutoğlu aramış. Ama henüz Cumhurbaşkanı Erdoğan aramamış.

Külliye’ye giden CHP’li haberi çıktığı günden itibaren Muharrem İnce’nin bu işin mağduru olduğunu ve bu işin İnce için siyasi değil, bir haysiyet mücadelesi olduğunu savunuyorum. Kılıçdaroğlu’nu FOX TV’deki yayında “Ben şaşırmadım, doğrudur” dediği için eleştirmiş, “CHP’li hiçbir arkadaşımız bu tür ilişkilere girmez demesini beklerdim” demiştim. Bunları yazan biri olarak bir yerde Muharrem İnce’ye katılmıyorum. Muharrem İnce, Rahmi Turan’ın “Kılıçdaroğlu bir gazeteci arkadaşımla ‘Rahmi Bey üzülmesin’ diye haber gönderdi” diye yazması üzerine çileden çıkmış. “İftiraya uğrayan benim, iftiraya uğramama neden olan kişi Rahmi Turan. Genel başkan iftiraya uğrayana değil de iftiraya kaynaklık eden kişiye ‘Üzülme’ diye haber gönderiyor. Üzüldüm” diyor.

Muharrem İnce ismini ortaya atan Rahmi Turan’dı. Rahmi Turan’ın kendisini arayıp özür dilediğini tweet atarak duyuran Muharrem İnce’ydi. İnce’nin o tweet’inde Rahmi Turan’a yönelik en küçük bir sitem ya da eleştiri yoktu. Hem sen adam seni arayınca davul zurna ile duyuruyorsun, sonra da kalkıp Kılıçdaroğlu’na sitem ediyorsun.

Rahmi Turan Külliye’ye giden CHP’li haberinin kaynağının bir gazeteci olduğunu söylemişti, o haber yalan çıktı. Kılıçdaroğlu’ndan kendisine mesaj getirenin de bir gazeteci olduğunu söylüyor. Bu haberinin doğru olduğuna nasıl inanacağız?

Benim edindiğim bilgiye göre de Kılıçdaroğlu böyle bir haber göndermemiş. Rahmi Turan bu kez de yeni kaynağı olan gazeteci tarafından yanıltılıyor olmasın...

ERDOĞAN’IN KIZGINLIĞININ NEDENİ

CUMHURBAŞKANI Erdoğan, Şehir Üniversitesi üzerinde yaşanan tartışma nedeniyle 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu ve eski başbakan yardımcıları Ali Babacan ile Mehmet Şimşek’i hedef aldı. “Halk Bankası’nı dolandırdılar” dedi. Erdoğan, “Kardeşim Abdullah” diyerek Cumhurbaşkanı adayı gösterdiği Abdullah Gül’den “Halef selef olduğumuz Cumhurbaşkanı aradı” diye söz etti. Demirel, Ecevit’in ismini anmamak için “hökümetin başındaki zat” derdi. “Ahmet Davutoğlu kardeşim” diyerek Başbakanlık görevine getirdiği Davutoğlu’na, “malum zat” diye hitap etti.

Mehmet Şimşek hariç Gül, Babacan ve Davutoğlu, bu ay içinde kuracakları partinin tabelalarını asacaklar. Erdoğan, ellerinden tutup Cumhurbaşkanı ve Başbakan koltuklarına oturttuğu isimlerin kendisine ihanet ettiğini düşündüğü için giderek sertleşecek.