Haberde unutulan küçük ayrıntı

ERGENEKON İddianamesi yayımlanmadan çok önce, bu yılın nisan ayında gazetelere bir haber sızdırıldı.

Bazı gazeteler ile internet sitelerinde yayımlanan haberde şöyle deniliyordu:

"Soruşturma kapsamında bir süre önce tutuklanan bir sanığın, kendisine ait bazı adreslerde yapılan aramada, işadamı Üzeyir Garih cinayetine ilişkin belgelerin yanı sıra, kan örnekleri, DNA testleri ve otopsi raporu gibi dokümanların ele geçirildiği ortaya çıktı."

Bu haber başlıklara "Ergenekon, Garih cinayetine de uzandı" şeklinde geçti.

Tüyler ürperten, soruşturmada tutuklananların üzerinde ciddi kuşkular yaratan bir haberdi bu.

Pazartesi günü Star Gazetesi’nde ve aynı akşam Samanyolu Haber’de yayımlanan haber, "bu bağlantıyı" isimlendiriyordu.

Star’ın başlığı, "Garih’in kanlı gömlek şeması Ergenekon’da" şeklindeydi.

Haberde bir de kroki vardı. İstanbul Adli Tıp Kurumu’nda tutulmuş bir rapordu bu.

Belge, Ergenekon’un tutuklu sanıklarından Doç. Dr. Ümit Sayın’ın evinden çıkmıştı.

Haberde, "Raporun Ümit Sayın’ın evinden çıkması kafaları karıştırdı" deniliyordu.

Aynı haber akşam da AKP medyasının haber televizyonlarında tekrarlandı. Haberlerde küçük bir detay atlandı ki bunun kasıtlı olarak yapıldığına inanıyorum.

Doç. Dr. Ümit Sayın, İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü öğretim üyesi.

Suç bilimi ile ilgilenen bir üniversite hocasının, ülkeyi sarsan bir cinayetle ilgili belge toplamasında da bir gariplik yok, bu belgelere ulaşıp kopyalarını almasında da.

Haberlerde bu ayrıntıya yer verilse birçok kişi bu belgelerin orada ne aradığını kolayca çözümleyebilir.

Ama amaç dezenformasyon yoluyla kafalarda kuşku yaratmak olunca gazeteciliğin bu en temel kuralı kolayca ihmal edilebiliyor.

Ergenekon ile ilgili soruşturmayı da zaten kafa karıştırmaya yönelik bu özel çaba sakatlıyor.

Yeni noktalama işaretleri

GEÇEN gün yazdığım yazılardan birinde cep telefonlarından gönderilen kısa mesajlarda ve internet iletişiminde sıkça kullanılan bir işarete yer verdim. : )

İki nokta üst üste ve yanında bir kapalı parantez!

Bu işaret "gülümsemek" anlamına geliyor. Herkesin bildiği bir şeyi tekrar anlatmayayım.

Böyle birçok işaret var. Üzüntüyü, alayı, ağlamayı, hatta ciyak ciyak bağırmayı gösteren işaretler de var.

Mesleği Türkçe öğretmenliği olan bazı okurlarım, yazımda bu işareti kullanmamın doğru olmadığını, yazı ile her türlü duyguyu ifade etme olanağı varsa, bunların gereksizliğini belirten mektuplar yolladılar. Beni bu "uyduruk" işareti kullandığım için eleştirdiler.

Bu görüşe katılmıyorum.

Metin içinde kullandığımız noktalama işaretleri, aynı zamanda o cümle ile ifade etmeye çalıştığımız anlamı vurgulamak amacını da taşıyor. Okurken nerede duraklayacağımızı, hangi kelimeyi "istihza ifadesi olarak" kullandığımızı, cümle sonunda uzun mu, kısa mı duraklayacağımızı, hayreti, kızgınlığı belirtiyor.

İşaretlerin eskiden icat edilmiş olanları üzerinde bir mutabakat var ve bu yazdıklarımızın daha kolay anlaşılmasına da hizmet ediyor. SMS ve internet çağının yeni işaretleri için de böyle bir konsensüs var.

Sorun bu işaretlerin "yeni" olmalarıyla ilgili.

Yakın bir gelecekte, eski noktalama işaretlerinden türetilmiş bu yeni işaretlerin de günlük yazım dilinde yer alması kaçınılmaz.

Keşke Türk Dil Kurumu, 12 Eylül yönetimince iğdiş edilmeseydi de bu konuda çalışan dil bilimcilerimizi toplayıp, bu konuyu tartışabilseydik.

O güne kadar ben gerekli gördüğümde bu tür işaretleri yazılarımda kullanmaya devam edeceğim.

Engelli çocuklar için açıklama

ENGELLİ çocuklara sağlanan eğitim yardımının sınırlandırılması tartışmalarına neden olan bir yasayla ilgili olarak yazdıklarımdan sonra Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı’ndan bir açıklama aldım. Oldukça uzun olan bu açıklamanın tümünü burada yayımlama olanağım yok.

Özetle şunu söylemeliyim ki Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı, söz konusu yasanın eğitim hakkını sınırlandıracağı görüşüne katılmıyor.

Hükümetin, engelli çocuklarımızın yaşam boyu eğitiminden yana olduğunu, eski yasadaki 0-18 yaş sınırlamasının kaldırıldığını, ödemelerle ilgili herhangi bir sınırlama getirilmediğini belirtiyor.

Amacım engelli çocuklarımızın hakları üzerinden bir polemik yaratmak değil. Başbakanlık ve hükümet, engelli çocuklarımızın eğitim sorunları ile ilgilendikleri ve bu konuda bir sınırlamaya yönelmedikleri sürece bundan sadece mutlu olabilirim.

Ancak bana gönderilen bu açıklama ile engelli çocukların ailelerinin internet üzerinden kendi aralarında yürüttükleri tartışmalar birbirini tutmuyor.

Ben bu yasayla ilgili bilgileri böyle bir forumdan elde ettim. Bu konuda daha kapsamlı bir açıklama, engelli ailelerine ve engelliler için faaliyet gösteren özel eğitim kurumlarına yapılsa çok daha iyi olur.
Yazarın Tüm Yazıları