CHP’yi kutluyorum: AKP’ye diş geçirdi

TÜRKİYE’de siyasetin en etkin konusu, hatta kelimesi "yolsuzluk"tur.

1991’de Süleyman Demirel, ANAP’ı sadece bir kelimeyle yıkmıştır: "Hanedan!"

ANAP’ı ve DYP’yi tedavülden kaldıran kelime de "yolsuzluk"tur.

Bugün TBMM’de Mesut Yılmaz’ın ciddiye alınmamasının nedeni, hakkındaki iddiaların tek bir kelimeye dayanmasıdır: Yolsuzluk!

AKP
2002’de iktidara gelirken ön plandaki kelime yine "yolsuzluk" idi.

Pislik kokan uzun bir dönemden sonra "Müslüman adam çalmaz!" sloganıyla AKP iktidara taşınmıştır.

* * *

CHP bugüne dek muhalefet stratejisini zaten kendisine oy veren kitlelerin hassasiyeti üzerine kuruyordu. Attığı salvolar, tarafların saf değiştirmesine değil sadece safların pekiştirilmesine hizmet ediyordu.

Nihayet, CHP karşı safın da aklını karıştıran bir mesele yakaladı: Yolsuzluk!

Hem de belgesi ile!

Tarihe geçen ünlü "Ulan rüşvetin belgesi olur mu!" sözü, CHP ve özellikle Kemal Kılıçdaroğlu’nun özel gayretleriyle boşa düştü.

Hem CHP’yi, hem de Kemal Kılıçdaroğlu’nu candan kutlarım.

Muhalefet işte budur!

* * *

Şu ana dek AKP ne yapmıştır?

Ya susmuş, ya da zırvalamıştır!

Şaban Dişli’nin iddialara verdiği cevaplar ya ciddiye alınmamış, ya da mesnetsiz bulunmuştur.

1 milyon dolarlık belgede yer alan ödemenin "tüm ticari taramalar ve imar değişiklikleri sonrasında" yapılacağı sözü, "ödenecek para" ile "imar değişiklikleri" arasındaki ilişkiyi çok açık göstermektedir.

Demek ki, "velev ki" imar değişikliği yapılmasaydı, 1 milyon dolar Dişli’ye ödenmeyecekti!

* * *

Şaban Dişli bu parayı "borç" olarak verdiğini, geri ödenmesini "teminat" altına alabilmek için de bir "protokol" imzalandığını iddia ediyor.

O halde Şaban Dişli ortaya bazı belgeler daha çıkarmak zorundadır:

1) Şaban Dişli’nin dostuna/ortağına 1 milyon dolar borç verdiğini gösteren borç belgesi ve

2) Şaban Dişli’nin 1 milyon dolar birikimi olduğunu ispat edecek gelir belgesi.

Şaban Dişli, borcu elden verdim, parayı da nereden kazandığım kimseyi ilgilendirmez mantığıyla kimseyi inandıramaz.

Bu belgeleri ortaya koymadığı sürece Şaban Dişli, bazılarına kıyak yaparken rüşvet alan siyasetçi görünümünden kurtulamaz ve hakkındaki iddia mutlaka adalet tarafından hükme bağlanmak zorundadır.

* * *

Öte yanda Recep Tayyip Erdoğan’ın suskunluğunu da anlamak mümkün değildir. Ya çıksın ortaya, "Bu iddia yersiz ve mesnetsiz" desin, ya da "gereğini" yapsın.

Her geçen gün "Şaban Dişli, Başbakan hakkında neler biliyor ki, Erdoğan ısrarla susuyor" mealli bir kem söz millet arasında daha sesli konuşuluyor.

Erdoğan sustukça AKP’nin masum milletvekilleri de töhmet altında kalıyor!
Yazarın Tüm Yazıları