Türk siyasetinin önde gelen isimlerinden biri, dünyanın önde gelen gazetelerinden birine konuşuyor.
Türkiye’de çok tartışma yaratacak tezler ortaya atıyor.
Siz alıp bunu yayımlıyorsunuz.
Beyefendiye göre bu "Psikolojik savaş" oluyor.
Yoksa artık adını koymadığımız yeni bir rejim mi başladı?
Ne yayımlayacağımızı size mi soracağız?
Bir Türk siyasetçisinin saygın bir Amerikan gazetesinde çıkan sözlerini yayımladık diye, olmadık baskıya, küfüre, hakarete maruz kalacağız ve bunu yapan kişiler "Demokrasi adına hareket ediyor" olacak.
O sözler New York Times Gazetesi’nin sayfaları arasında kalsa, Türk vatandaşları bunu öğrenmese hiç mesele yok.
Ayrıca muhatabı yabancı gazete, ama nedense ona bir şey demeyip hıncını bizden çıkarıyor.
Türkiye’de siyasi iktidarın demokrasi anlayışını görüyor musunuz?
* * *
Bu gidiş iyi değildir.
Medyaya karşı bu kadar tahammülsüz bir iktidarın ya sinir sistemi bozulmuştur ya da gerçek zihniyeti budur.
Yani farklı her sese karşı tahammülsüzdür.
Bu ülkede, bir parti yüzde 90 oy alsa da, yine farklı sesler olacaktır.
Bu yüzyılda kimse buna engel olamaz.
Benim merak ettiğim tek bir sorunun yanıtıdır.
Fırat bu sözleri New York Times muhabirine söyledi mi? Yoksa söylemedi mi?
Eğer tırnak içindeki ifadeler ve travma vurgusu Fırat’a ait değilse bu köşede düzeltmeye hazır ve razıyım.
Fakat Fırat bu ifadeleri kullandıysa -ki öyle gözüküyor- medyaya haksız eleştirilerinden vazgeçmelidir.
O yüzden sözlerini Sayın Fırat’a aynen iade ediyorum.
Psikolojik savaş bizim değil, asıl onun yaptığıdır ve anlamı da şudur: