"İsviçre maçı Fatih Terim’in milli takımlardaki kariyerinin sonu olabilir. Bunun sorumlusu kendisi ve yanında ona ’en büyük sensin padişahım’ diyen yardımcıları olacak. Millilerimizin görüntüsü, Terim’in Fulham yolunu da kapadı."
FATİH Terim’in, "Ben değişik hocayım. Kimsenin düşünmediğini düşünürüm, kimsenin yapmadığını yaparım" daha doğrusu "Ben şapkadan kuş çıkarırım" inadı A Milli Takımımız’a olumsuz yönde etki etti.
Milli takım hocasının, takımlarında iyi oynayan futbolcuları çok değişik yerlerde oynatıp maceraya girmek yerine, aralarındaki akordu tutturması gerekir.
Haliyle de o zaman orkestradan ahenkli sesler çıkar.
Portekiz karşısındaki oyun sonrası, futboldan anlayan veya anlamayan herkesin yönelttiği ortak soru şuydu: "Biz ne oynadık?"
İnanın çiftetelli bile oynayamadık.
Mağlup duruma düştükten sonra, son 15-20 dakika kontrollü, kenardan hücumlar yerine ortadan ve karşıdan şişirme toplar atacaksın.
Peki bunu hangi pivot santrforla yapacaksın?
Elinde böyle bir oyuncu yok.
Neden?
Çünkü Alman Ligi’nin iyi santrforlarından biri olan Halil Altıntop’u evine yolladın da ondan.
Orta alanda iyi top çevirip topu saklaman, rakibinin aralarına girip onu rahatsız etmen lazım.
Kiminle yapmaya kalkıyorsun?
Emre Belözoğlu ile...
Emre, bir senedir piyasada yok. Ama öbür tarafta yine Alman Ligi’nin çok iyi oyuncularından Yıldıray var.
Onu da evine gönderiyorsun. Avrupa’nın 2 numaralı kupasını kazanan takımın en iyi oyuncularından Fatih Tekke kadroda bile yok.
Dam üstünde saksağan...
Bayern Münih gibi bir takımda çok başarılı maçlar çıkaran Hamit sağ bekte...
Bayern onu tam tersinde kullanıyor.
Sabri’yi Feldkamp bir maç orta sahada denedi, sonra 7 maç Sabri kulübeden çıkamadı.
Milli takımda orta sahada, Hamit Altıntop’un önünde oynuyor.
Yani, tam ’Dam üstünde saksağan, vur beline kazmayı’ türünden...
Nihat, İspanya’da gol krallığını zorladı. Topu önüne alarak bu başarıyı gösterdi.
Milli takımda nasıl oynadı?
En ileri uçta santrfor.
Yani, rakip defansın kucağında. Nihat hem futbol oynayamadı, hem de karşısındaki adam Pepe, bize iki gol attı.
Biri sayıldı biri sayılmadı. Peki bütün bunların hazırlayıcısı kim? Tabii ki, Fatih Hoca...
Şimdi Fatih Terim’in elinde tek silah kaldı, her zamanki gibi.
Basının onu ve futbolcuları haksız yere tenkit ettiğini söyleyerek belki de bu tip yazıları keserek, toplayıp İsviçre maçından evvel sahaya çıkarken soyunma odasının kapısında futbolcularının önlerine atacak ve takımı böyle motive edecek.
İsviçre maçı Fatih Terim’in milli takımlardaki kariyerinin son maçı olabilir. Ama bu sonun görüntüsünü hazırlayan hiçbir zaman kamuoyu veya onun düşmanları olmayacak. Kendisi ve yanında ona "En büyük sensin padişahım" diyen yardımcıları olacak. İnşallah yanılırım, yanılmak isterim...
NOT: Fulham Kulübü, önümüzdeki sezon Fatih Terim ile çalışmayı düşünüyormuş.
Milli takımın Portekiz maçındaki görüntüsü, takım tertibi ve görüntüsü maalesef onun Fulham takımına gitme yolunu kesti.