2008 kanser-metre

Besinler, hava, güneş, toprak ve suda gerçekten de söz edildiği kadar çok kanser yapıcı yani kanserojen madde var mı? Bu sorunun cevabı ne yazık ki "evet"tir.

Eğer yeteri kadar dikkatli davranmazsanız çevrenizi saran binlerce kanserojen sizi zayıf bulduğu bir anda vücudunuzun herhangi bir hücresinde kanseri tetikleyebilir. Bu yazımızı okuyarak korunmak için bazı doğruları öğrenebilirsiniz.

Yediğimiz yiyeceklerin doğal yapısı değişti. İçine şu veya bu şekilde birçok kimyasal madde karışıyor. Soluduğumuz hava, içtiğimiz su, değişik ve farklı içecekler, yemek pişirdiğimiz kaplar, sofrada kullandığımız tabaklar ve bunları temizlemede kullandığımız temizlik malzemelerinde vücudumuzun hiç tanımadığı maddeler var.

Bu maddelerin bazılarının etkileri hemen ortaya çıkıyor, bazılarınınki ise uzun bir zaman sonra güç bela anlaşılabiliyor. Kısacası işimiz kolay değil. Dikkatli olmamız, okumamız ve öğrenmemiz gerekiyor. Yiyip içtiklerimizin etiketlerini mutlaka kontrol etmemiz şart! Bu kontrolü sadece gıdalarda değil, yüzümüze sürdüğümüz kremler ve makyaj malzemelerinde de yapmak zorundayız.

Ama ne iyi ki, vücudumuz paçasını öyle kolay kolay da kaptırmıyor. Direnip mücadele ediyor. Vücudun doğal bağışıklık sistemleri çoğu zaman kanserojen ajanın etkilerini yok ediyor veya kanserleşme eğilimindeki hatalı hücreleri süratle ortadan kaldırıyor.

KANSER SARMALINA GİRMEYİN

Yazılıp çizilenlere ve söylenenlere bakılırsa gerçekten de tam bir "kanser sarmalı"na girmiş gibiyiz. Kullandığımız deterjanlarda, yiyeceklere konulan renk, koku veya dayanıklılık sağlayan katkılarda, tatlandırıcılarda, tarımsal ürünlere yapılan genetik müdahalelerde, böcek öldürücüler, hormonlar, antibiyotikler ve benzeri kimyasallarda, hayvancılıkta kullanılan koruyucu antibiyotik hormon ve diğer maddelerde, cep telefonları, baz istasyonları, sigara ve alkolde, hatta evimizde kardeş kardeş birlikte yaşadığımız televizyon ve bilgisayarlarda, yatak çarşafları, yatak üretim malzemeleri, tıraş losyonları, makyaj malzemeleri, cilt kremleri ve daha yüzlerce üründe kanserojen maddeler var.

DENİZDE VE HAVADA KANSEROJEN MADDELER

Şair "önce ekmekler bozuldu" demiş. Gerçekten de en doğal ve faydalı sandığımız birçok şey bozuldu, kirlendi, zararlı hale geldi. Ne güneş eskisi kadar güzel, ne deniz, ne su eskisi kadar güvenli!

Eğer güneşte gereğinden fazla kalırsanız, güneş ışınlarında bulunan zararlı bölümler cilt hücrelerinizdeki DNA’ları parçalayıp cilt kanserini tetikleyebiliyor. Bundan korunmak için kullanacağınız güneş koruyucuları da sanıldığı kadar güvenli olmayabiliyor! Sağlığını güçlendirmek için (bin bir zahmetle bütçenizi zorlayarak satın aldığınız) yediğiniz balıkların bile kanserojen ağır metallerle (özellikle kurşun, civa ve kadmiyumla) dolu olduğu söyleniyor. Doğal diye içtiğimiz bazı suların bile ne kadar güvenli olduğu tartışılıyor. Sularda bulunan arsenik ve nitrat gibi maddeler kanserojen etki gösterebiliyor.

Tabloyu daha da uzatıp moralinizi iyice bozmak mümkün! Birleşmiş Milletler Kanser Araştırma Dairesi 2005’te hormon haplarını da potansiyel kanserojenler listesine aldı. Ayrıca kilo fazlalığının, geceleri çalışma zorunda kalmanın ve uykusuzluğun bile kanserojenler listesine alınması konusunda yoğun baskılar var.

ORGANİK KOZMETİK ÜRÜNLERİ GÖZDE

Listeyi daha da uzatmak, bu yazıyı bir dizi haline getirmek bile mümkün! Dikkat edilmediği zaman ekmek, bisküvi, kraker gibi fırın ürünlerinde oluşan akrilamid maddesi de kanserojen. Akrilamid kızarmış patates ve kavrulmuş kahve gibi ısıl işlem görmüş birçok yiyecekte oluşabiliyor. Birkaç ay önce "kanserojen uçak" tartışması bile yapıldı. Uçakların üretiminde kullanılan bazı maddelerin kanserojen özellikler taşıdığı ileri sürüldü.

Kadınların güzelleşmek uğruna kullandıkları ürünler de kanserojenlerin vücuda girme olasılığını yükseltiyor. Özellikle saç boyaları ve makyaj malzemeleri üzerinde ısrarla duruluyor. Bu zararlı etkilerden korunmak için yalnızca "organik kozmetik" satan dükkanlar bile açıldı. Amerika ve Avrupa’da birçok kadın artık organik olmayan hiçbir cilt ve saç ürününü kullanmıyor. Özellikle kurşun içeren rujlar ve kozmetiklerin üretimde kullanılan petrol artığı maddelerin tehlikeli olabileceği belirtiliyor. Dioxin bunlardan biridir.

PEKİ NE YAPACAĞIZ

Sağlığınızı koruma ve geliştirip güçlendirme konusundaki hassasiyetinizi hiçbir zaman elden bırakmayın, ama bu hassasiyetinizi bir "korku filmi" haline de getirmeyin. Çevremizin yüzlerce, binlerce kanserojen madde tarafından çevrildiği doğru. Ne var ki bu bilgiler o kanserojenlerin vücudumuzla temas eder etmez kanser yapacağı anlamına da gelmez. Benden şöyle etraflı bir kanserojen maddeler listesi beklediğinizi biliyorum. Ama konunun benden çok kanserle uğraşan uzmanlık alanlarını ilgilendirdiğini düşünüyorum.

Bu aşamada önerim, genel bazı doğruları (bu yazıyı dikkatle ve birkaç kez okuyarak, bu konuda yazılmış diğer makaleleri gözden geçirerek) öğrenmeniz ve sağlık bilincinizi geliştirmeniz. Kanserin insanlığın geleceğini tehdit eden en önemli sorun olduğu da, sağlık sorunlarından biri, hatta birincisi olduğu doğru ama telaşa kapılmanın, hayatı kendimize zindan etmenin ve kanserojenler arasında ömür tüketmenin de pek anlamı yok.

BUNLARI YAPIN

 Daha çok ve sık sebze-meyve yiyin.

 Koyu ve farklı renkte sebze-meyveleri tercih edin.

 Daha bol Omega-3 tüketin (balık, ceviz, semizotu, keten tohumu).

 Yeşil çaydan faydalanın.

 Sağlıklı kilonuzu koruyun.

 Lahana ve karnabahar ailesiyle dost olun.

 Bakliyat ve tam tahıl yemeyi ihmal etmeyin.

 Sarmısak ve soğandan istifade edin.

 Az ve öz beslenin.

 Mümkünse organik yiyecek, içecekleri tercih edin.

 Egzersiz yapmayı ihmal etmeyin.

 Yer fıstığı, et, balık, tam tahıllarda bulunan selenyumdan faydalanın.

 Doğal E vitamini, Beta karoten ve D vitamini faydalıdır. (Ayçiçeği çekirdeği, badem, bal kabağı, balık, kayısı)

 Zeytinyağını tercih edin. 

Stresten, depresyondan, endişe ve korkudan uzak durun.

 İyimser biri olun.

 Kadınsanız çocuk doğurun ve bebeğinizi emzirin.

 Erkekseniz mutlaka evlenin.

BUNLARA DİKKAT

 Cep telefonundan ve baz istasyonlarından uzak durun.

 Sigara ve dumanından uzaklaşın.

 Şeker, tuz tüketiminizi azaltın.

 Hormonlu yiyecekleri (et, süt, sebze-meyve) yemeyin.

 Yapay tatlandırıcıları pas geçin.

 Alkole hayır deyin.

 Nitrat, nitrit, nitrozamin ihtiva eden yiyecekleri (şarküteri ürünleri) terk edin.

 Saç boyası ve cilt kremlerinin içeriklerini kontrol edin.

 Etiketlerini kontrol ederek dioksin içeren ürünleri kullanmayın.

 Kuru temizlemeye dikkat edin.

 Hormon hapları ve doğum kontrol haplarını kullanırken doktorunuza danışın.

 Gereksiz radyolojik inceleme (mamografi, tomografi) yaptırmayın.

 Lüzumsuz ilaç kullanmayın.

 Çokeşlilikten uzak kalın.

 Ağır metallerle kirlenmiş yiyecekleri yemeyin.

 Asbest ve radon gazı bulunan ortamlarda yaşamayın.

 Radyo dalgaları, kablosuz internet bağlantıları gibi elektromanyetik dalgalardan kaçının.

BİR UYARI

UZAKDOĞU MALLARINA DİKKAT EDİN

Birkaç ay kadar önce dünyaca ünlü bir oyuncak üreticisinin Çin’de ürettirdiği bazı oyuncakların satışını durdurduğunu, satılmış ürünleri geri topladığını duymuş olmalısınız. Uzakdoğu kaynaklı diğer tüketim maddelerinde de ciddi bir kanserojen tehlikesinin olduğu söyleniyor. Bu oyuncakların toplanmasına yol açan ağır metallerin özellikle kurşun ve kadmiyumun yine Uzakdoğu kökenli seramik ve porselen malzemelerinde de bol miktarda bulunduğu iddia ediliyor. Uzakdoğu’dan ithal edilen mutfak malzemelerini (bilhassa bardak, tabak, çanak satın alırken) kaynağını dikkatle sorgulamak gerekiyor.
Yazarın Tüm Yazıları