ÇALIŞANLARIN yarısının sigortasız olduğu ülkemizde, sigortalı olmak için insanların bir kilometrelik kuyruk oluşturacağını söyleseler inanır mıydınız?
Kimsenin inanmayacağı bu olay, özellikle 28 ve 29 Nisan günlerinde gerçekleşti.
Binlerce, onbinlerce kişi, "sigortalılık girişi" yaptırabilmek için uzun kuyruklar oluşturdu. Ancak, kendilerini değil, çocuklarını sigortalı yaptırabilmek içinÖ
YENİ BİR ŞANS
Olay yalnızca çocukları değil 18 yaşından büyük olanları da kapsıyor.
1 Mayıs 2008’den önce sigortalı olarak işe başlayan ve bir gün dahi olsa çalışanlar; son olarak 29 Nisan günkü yazımızda sıralanan, bir çok avantajdan yararlanabilecekler.
Bu arada, işe giriş bildirgesini 1 Mayıs 2008’den önce veremeyenler için de bir şans var.
Sigortalı olarak, bu tarihten önce çalıştıklarının, önümüzdeki günlerde de bildirilmesi mümkün.
Örneğin 28 Nisan 2008 tarihinde işe başlanıldığı, 5 Mayıs ya da izleyen tarihlerde de bildirilebilir. Bu durumda, "geç bildirim" nedeniyle, işverene 608,40 YTL "idari para cezası" kesilir. Çocuk ya da büyük de 28 Nisan 2008 tarihi itibariyle, sigortalı olarak başlangıç yapmış olur. Daha ötesi Haziran ya da Temmuz aylarında da 1 Mayıs 2008 tarihinden önce işe başlayanlar bildirilebilir. Bu durumda, idari para cezası biraz artar ve 608,40 YTL’lik ceza 76,05 YTL fazla olarak ödenir.
ÇARPIK BİR TABLO
Çocukların sigortalılığı konusunda, ülkemizde şimdiye kadar örneği görülmeyen, "çarpık bir tablo" ortaya çıktı.
Yasa, daha Resmi Gazete’de yayınlanıp yürürlüğe girmeden, 30 Nisan 2008 olarak belirlenen süre sona erdi!.. Daha açık bir anlatımla, 30 Nisan günü geçti ama sürenin 30 Nisan olduğunu belirten yasa ortada yoktu!.. Bununla vatandaşa deniliyor ki;
"Ey vatandaş, hukuken ortada olmayan yasayı, önceden bilip, buna göre sigortalı olacaktın ya da çocuğunu sigorta ettirecektin!.."
Maalesef, böyle bir çarpık tablo ortaya çıktı.
Okurlarımızdan, ODTÜ Psikoloji Bölüm Başkanı Prof.Dr. Nebi Sümer bu olayı "... bütün lise son sınıf öğrencilerine hasta olmadıkları halde, rapor verilmesi gibi toplu bir etik ihlaline" benzetiyor ve "bütün etik ihlallerde olduğu gibi burada da sonuçta, çalışma azmi, performansa ve yetkinliğe güvenme, hakçalık, eşitlik gibi taşıyıcı değerlerdeki erozyona" dikkati çekerek, "bu hükümet döneminde yaşanan etik erozyonun (ahlaki çöküntünün) faturasının, Sosyal Güvenlik Yasası ile kazanılacak getiriden çok daha yüksek olabileceğini" vurguluyor.
Maalesef acı ama gerçek tablo buÖ
Ne diyelim... Bize göre bu olayda, çocuğunu daha iyi bir gelecek için sigorta ettiren vatandaşlardan çok, onları bu duruma düşürenler "Biz nerede yanlışlık yaptık" diye düşünmeliÖ
Çocuklara verilen harçlığın vergisi
YAKINDA çıkacak bir yasa ile; eş ve çocuğa ev, oto ve para vermenin gelir vergisine tabi olacağına ve yüzde 15-35 arasında vergi ödeneceğine dair yazımızla ilgili çok sayıda soru aldık.
En çok sorulan da öğrenim gören çocuğa, her ay verilen 500-600 YTL ya da eşinin ek kartı ile hesabından çektiği 300-500 ya da 1000-2000 YTL’nin vergi durumu ile ilgiliydiÖ
Birincisi, böyle bir yasa henüz çıkmadı. Ancak, ay sonuna kadar çıkması bekleniyor.
İkincisi, olayda 2.500 YTL’lik bir istisna var. Bu istisna, yıllık olarak değil, yapılan her ödeme için uygulanıyor. Bu nedenle çocuğa ve eşe verilen 500-600 ya da 1000-2000 YTL, gelir vergisine tabi olmayacak.
Çocuğun veya eşin hesabına 50-100 bin YTL gibi ya da daha fazla bir para aktarılırsa veya eş ve çocuk hesaba ortak edilirse, hesap tutarının yarısı 2.500 YTL’yi aştığında gelir vergisi ödenecek.