"AMELE bayramı sükun içinde tes’id edildi". (Vatan Gazetesi).
Yani, işçi bayramı sakin biçimde kutlandı, yıl 1928.
Yıl 2008, 1 Mayıs’ı hala "sükun içinde" kutlamak mümkün değil. Osmanlı 1 Mayıs’ı ilk kez 1909’da kutluyor. İlk yasak 1912’de geliyor. 1909-2008, 99 yılda 1 Mayıs’ların dörtte üçü yasaklı, kanlı, hapisli.
Bazı hükümetler 1 Mayıs’ı bayram ve tatil günü ilan ediyor, bazıları "1 Mayıs diye bir bayram yoktur" diyor. Yüz yıl geriye gitmeye gerek yok, son elli yılda "1 Mayıs’ta yasa dışı gösteri ve provokasyon ihbarı aldık" açıklaması yapan bir düzine bakan ve vali var.
Acı olan, zaman zaman provokasyon hem de, en kanlısı var.
USLU’NUN GİRİŞİMİ
Bugün tatil ve Taksim geriliminde iki önemli girişim var. Gerilimi tarihe gömecek iki fırsat.
İlki, 17 Şubat’ta. Hak-İş Genel Başkanı Salim Uslu Başbakan Erdoğan’la görüşüyor. Uslu öneriyor, "1 Mayıs resmi tatil olsun". Erdoğan olumlu. Sonra ne oluyorsa oluyor, Erdoğan 1 Mayıs’ı tatil günü ilan etmekten vazgeçiyor.
Neden vazgeçiyor? Erdoğan’ın çevresi berbat, yorumu var. Erdoğan bunun farkında değil mi? Ya da o çevreye neden teslim oluyor?
Her ne hal ise, bir fırsat kaçıyor.
ÇELEBİ’NİN ÖNERİSİ
İkinci önemli girişim, DİSK Başkanı Süleyman Çelebi önceki gün Başbakan Erdoğan’la görüşüyor. Çelebi’den Erdoğan’a:
"Bizim amacımız yeni gerilimler yaratmak değil. Taksim’e tek bir koldan, tek bir pankartla girer, kısa süre ve disiplin içinde kutlamayı yapar, yine disiplin içinde, aramıza kimseyi sokmadan ayrılırız".
Erdoğan, Çelebi’nin önerisine önce, "Taksim’de sorun çıkabilir" karşılığını veriyor, Çelebi, "başka yerde de çıkabilir" deyince, Çalışma Bakanı ile İçişleri Bakanlarının Çelebi’yi arayacağını söylüyor.
Çelebi bütün gün bekliyor, Çalışma Bakanı kendisini ancak dün sabah arıyor. Aramadan yarım saat sonra zaten resmi açıklama yapılıyor. "Taksim olmaz".
Buna karşılık sendikalar, "biz Taksim’e gideceğiz".
Karşılıklı inatlaşma. Bir fırsat daha kaçıyor.
MAKUL ÇÖZÜM
İzin verilmediğine göre, dün ne yapacaksınız, diye sorduğumda, Çelebi:
Polis işçileri durdurduğunda, yönetim inatlaşmaktan vazgeçerek, esnek bir tutumla, bir gurup işçinin Taksim’e çelenk bırakmasına izin verebilir. Topluluk da, aynı esnek tutumla, polis barikatından ileri gitmez.
Hükümetin istediği gibi, Taksim’e gidilmemiş olur. Buna karşılık, Taksim’e çelenk bırakılır, işçilerin isteği yerine gelmiş olur. Makul çözüm.
Temel çözüm ise, 1 Mayıs’ı işçi bayramı ve tatil günü ilan etmekten, Taksim’i kutlamalara açmaktan geçiyor. Gelecek yılı beklemeden.
1977 DOSYASI
Ayrıca, raflarda tozlanan 1 Mayıs 1977 Taksim Dosyasını açmak. 34 kişinin hayatını kaybettiği o meş’um dosyayı açmak. Kim, nasıl, hangi amaçla provoke ediyor ve 34 insanımız canından oluyor. Bu ülkede ne oluyor da, bütün zamanlar içinde, hangi iktidar olursa olsun, bu tür dosyalar tarihin karanlıklarında kayboluyor. Ne oluyor da, o dosyalarla hiç bir siyasal iktidar, hiç bir parlamento hesaplaşma cesaretini gösteremiyor.
1909-2008, 1 Mayıs hala bayram değil, hala şuraya izin var, buraya yok, hala yasaklar ve korkularla dolu bir gün.
1928 sakin bir kutlama. 2008’de insana 1928’i özletiyorlar, "amele bayramı sükun içinde tes’id edildi".