Sahi Koskotas şimdi nerede

O mülakatı ve orada söylenen bir sözü hiç unutmadım.Türk siyaseti de unutmadı.

1991 seçimlerine gittiğimiz günlerdi.

Dönemin ana muhalefet partisi başkanı Süleyman Demirel Hürriyet’e şunu söylemişti:

"Elimde Koskotas dosyaları var."

Yolsuzlukları simgeleyen bu cümle, 1991 seçimlerinin neredeyse ana sloganı oldu.

Demirel seçimi kazandı ve başbakanlık koltuğuna oturdu.

Merak ettim. Acaba o meşhur Koskotas şimdi ne yapıyordu.

* * *

Yunanistan’da bir dönem damgasını vuran "Koskotas skandalı"nda, ABD’den gelen Yorgo Koskotas adlı biri, 1980’li yıllarda Andreas Papandreu hükümetinin desteği ve teşviki ile "Girit Bankası"nı satın almıştı.

Hemen ardından kendi bankasından o günün parasıyla, 100 milyon Euro’yu hortumlamıştı.

Ama skandalı asıl körükleyen şey neydi biliyor musunuz?

Koskotas, paranın bir bölümü ile iki gazete ve bir radyo istasyonu satın almış ve bir dönem için medya imparatoru olmuştu.

Bir de kanıtlanamayan bir iddia vardı.

Paranın bir bölümü Başbakan Andreas Papandreu ve yakın çevresine gitti.

Takvimler 1988’i gösterirken, skandal patlak verdi. Medya adeta güç birliği edercesine Koskotas’ın üzerine gitti.

Koskotas yurdışına kaçtı.

PASOK seçimi kaybetti.

Papandreu ve dönemin maliye bakanı Dimitris Covolas Yüce Divan’a sevk edildi.

Bu arada Koskotas Arjantin’de yakalandı, Yunanistan’a iade edildi ve 25 yıl hapis cezasına çaptırıldı.

12 yıl içerde yattıktan sonra 2001 Nisan ayında tahliye oldu.

Şimdi beş kuruşu olmadığı için, Atina dışında kayınpederinin yanında oturuyor.

* * *

Gelelim Türkiye’ye.

Önümde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin bir kararı duruyor:

"Eski Başbakan A. Mesut Yılmaz’ın Yüce Divan’a sevkine ilişkin Karar No: 824 Karar tarihi 27.10.2005."

Kararın gerekçesinde aynen şu cümle yer alıyor:

"Eski Başbakan A. Mesut Yılmaz’ı; Türkbank ihalesi sürecinde, ihalenin yapımında ve fiyat oluşumunda fesat karıştırmak suretiyle güdümünde bir medya düzeni kurmak için tüm organizasyonları gerçekleştirdiği..."

Evet cümle aynen böyle.

Kararın altında, önergeyi veren Başbakan Erdoğan’a çok yakın 54 AKP’li milletvekilinin isimleri var.

Mesela İstanbul Milletvekilleri Egemen Bağış, Burhan Kuzu ve Hüseyin Besli, Sakarya Milletvekili Şaban Dişli, Adana Milletvekili Ömer Çelik, Bitlis Milletvekili Vahit Kiler.

Aynı önergeye imza atan CHP’liler arasında da Onur Öymen, Mehmet Sevigen, Şükrü Elekdağ, Haluk Koç, Kemal Anadol gibi hálá milletvekili olan isimler bulunuyor.

Bu önerge Meclis’te oylandı ve 411 oy gibi ezici bir çoğunlukla Mesut Yılmaz Yüce Divan’a gönderildi.

Yılmaz’ın yargılanması sırasında iki gazeteci, onun aleyhine tanıklık yaptı.

Bunların biri o dönemde Hürriyet’in Ankara Temsilcisi olan, halen Milliyet’in Genel Yayın Yönetmenliğini yapan Sedat Ergin, öteki ise Radikal Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmeni İsmet Berkan’dı.

Yani iki gazeteci de Doğan Grubu’nun gazetelerinde çalışıyordu.

Küçük bir hatırlatma.

Mesut Yılmaz, kredi verilmesi için hiçbir kamu bankasına talimat vermemişti.

Ayrıca, Türkbank ihalesi de gerçekleşmemişti.

* * *

Dün MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin konuşmasını dinlerken, yakın tarihimizin iki olayı aklıma geldi.

Medya çok mercek altında bir sektör.

Oraya gelenler, duvarları taş değil, camdan evlere yerleşiyorlar.

Herkesin gözü onların üzerinde oluyor.

Hatta siyaset onların üzerinden yapılıyor.

O nedenle, kimse hesap sormaktan, kimse de hesap vermekten kaçınmamalı, kaçınamaz.

Yakın tarih bize böyle diyor.
Yazarın Tüm Yazıları