Peki, hiç düşündünüz mü, neden, grev yapılan fabrikaların kapısında, eli odunlu yarma gibi "grev gözcü"leri bekler?
Çünkü bizim işçi, anca odun zoruyla grev yapar... Allah sizi inandırsın, "Söke söke hakkımızı alalım" diye goygoy yapıp, arka bahçedeki ağaçlardan atlayarak, gizlice içeri sızan ve tornasının başına geçen işçiler gördüm ben... Arkadaşın arkadaşı satması 2 saniye sürer!
*
Mesela, Tuzla.
Üniversite öğrencileri yürüyüş yaptı, işçiler ölmesin diye... Beraber yürüyecek bir tane işçi bulamadılar. Hatta polis, çocukları copladı, seyrettiler.
*
Bakın şimdi, Taksim tartışılıyor.
Çıkarız, çıkartmam filan.
*
Nedir Taksim?
İşsiz selinin volta attığı yer.
Ben iddia ediyorum...
Vali bey, "Taksim’e çıkan sendikacıları döveriz" diyeceğine, "Bunları atıp, sizi işe alacağız" dese, polise gerek kalmaz, işsizler girişir işçilere!
*
Hazin ama...
Böyle.
Namuslu sendikacıların ve işçilerin, hükümetten önce, yukarıda örneğini verdiğim karaktersiz sendikacılar ve şuursuz işçilerle mücadele etmesi gerekiyor.