’Enflasyonda çift hane’ye gidiş davadan önce belliydi

SANKİ ekonomide ortalık güllük gülistanlıktı, her şey yolunda gidiyor, gerekenler yapılıyordu da, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı AKP’nin kapatılması için dava açınca, ekonomi birdenbire kötü oldu, bu nedenle felakete gidiyoruz.

Yok böyle bir şey...

AKP’ye yakın basın organlarının bu yöndeki yayınlarını anlıyoruz; onlar ekonomiden ve piyasadan anlayan uzman gazeteciler bile istihdam etmeyip, misyon gazeteciliği yapıyorlar. Ancak kendilerine demokrat deyip, bu nedenle liberal ekonomiyi de bildiklerini zanneden bazı yazar büyüklerimiz de, son iki haftada her gün aksi ispat olmasına rağmen, bu argümanı kullanmaya devam ediyorlar....

Şimdi mart ayı enflasyonu çıkınca, yeniden bu argümanı ortaya atıp, AKP karşıtlarına sözde bu gerekçeyi kullanmaya kalkışıyorlar. Bu arada bazıları da işalemine "Bakın ekonomi bu nedenle kötüye gitmeye başladı" demenin gayreti içinde. Çünkü onlar, yeniden AKP’yi benimsetip, iktidarda kalması gerektiği konusunda işalemini ikna edip, sözde demokrat ve AB yanlısı olan hükümetin varlığını sürdürmesini sağlamak istiyorlar.

Ama işalemi, özellikle de ekonomiyi öğretmeye çalıştıkları büyük işadamları, neyin ne olduğunun, ipin ucunun nerede kaçtığının çok iyi farkındalar. Akıl vermeye kalkışacaklarına oturup o işadamlarını dinleseler, hiç olmazsa ekonomi ve piyasanın işleyişini öğrenebilirler. Eğer samimi oldukları işadamları varsa, onlara hükümetin ekonomi ve iş dünyası üzerinde nasıl baskı kurduğunu anlattırsınlar ki; kendi demokrasi anlayışları çerçevesinde mevcut uygulamaya demokrasi mi yoksa başka bir şey mi denileceğini bir kez daha görsünler.

Kendi meslektaşlarına son 5 yılda yapılanları bildikleri halde bunu hala demokrasiye ters görmüyorlar ama işadamları üzerindeki baskıyı dinledikten sonra, kendilerinin demokrat dedikleri sistemin adına asıl ne diyeceklerini, bir de onlardan dinleyelim.

Bakalım o zaman da "benim faşistim daha iyidir" mi diyecekler?

Özetle; bilmedikleri konuları siyasi emelleri için kullanmasınlar. AKP’ye kapatma davasının piyasalar üzerinde etkisi marjinal. Hala en önemli etken küresel piyasalar...

GEÇEN YILDAN BU GÖRÜNÜYORDU

Küresel krizin geldiğini, Türkiye’nin bundan etkileneceğini, bu arada enflasyonun önlem alınmadığı takdirde yeniden yükseleceğini, mali disiplinin korunması gerekirken, hükümetin seçimden yeni çıkmasına rağmen, bunun aksine "bana bir şey olmaz" havasında harcamaları artıran formüller aradığını, geçen yıldan beri yazıyoruz. Sadece biz değil, bizim gibi çok sayıda ekonomi gazetecisi ve ekonomist de bunu söylüyordu. Eylül Ekim aylarından beri bu gidişat belliydi ve uyarıların dozu giderek arttı. 10 Aralık’ta bu köşedeki yazımızda "Son beklenti anketi hem enflasyonda hem cari açıkta, beklentilerin son dönemde ne kadar bozulduğunu açıkca ortaya koydu. Biz zaten yüzde 8’in altına inemezken, dışarıdan gelecek etkinin, enflasyonu yeniden çift haneli rakamlara çıkarması kaçınılmaz olur" demişiz.

Ama Hükümet, "bir şey olmaz" deyip, ekonomide önlem alacağına, aksine mali disiplini bozan kararlara imza attı, bununla da yetinmedi siyasi havayı gerdikçe gerdi.

Durum böyleyken; hükümetin ekonomiyi kötü yönettiğini, gerekli tedbirleri almadığını, bu nedenle gelen artı olumsuzlukların ekonomiyi daha da kötü hale getirdiğini söylemek varken, hükümetin hiç suçu yokmuş gibi, dava açanlara ekonomi üzerinden tehdit, olacak iş değil.

Elbette siyasi gerginlik ekonomiyi etkileyecektir, önümüzdeki dönem bu etki artacaktır. Ama bu saptamanın içinde bile "siyasi havayı kimin gerdiği?"sorusuna yanıt aramak gerekmez mi.

Bu argümanı sık sık ortaya atanlar, korkarım ki yakında, "Küresel krizi de AKP’ye karşı olanların çıkardığını" veya "küresel krizin demokrasiye aykırı" olduğunu söyleyeceklerdir.

Bunun adı piyasa ekonomisi; demokrasi dediğinizin temeli yani. Yani siz istediniz diye herhangi bir argümanı, hele gerçek olmayan bir argümanı satın almaz.
Yazarın Tüm Yazıları