ARAŞTIRMALARI, incelemeleri, denemeleri ile Türk edebiyatında önemli bir yeri olan, aylık Türk Edebiyatı Dergisi’nin Genel Yayın Yönetmeni Beşir Ayvazoğlu’nun yazarlık yaşamının 40. yılı münasebetiyle, Üsküdar Belediyesi Altunizade Kültür Merkezi’nde bu akşam saat 20.00’de bir etkinlik gerçekleştiriliyor.
Geceye, Hüseyin Hatemi, İskender Pala, Ali Birinci, İsmail Kara, Selim İleri, Fatih Andı, Mustafa Armağan, Coşkun Yılmaz katılacak.
Beşir Ayvazoğlu, kitaplarıyla çeşitli ödüller aldı. Çalışmalarıyla, edebiyatçılarımızı değerlendirmemize yeni bakış açıları kazandırdı.
Onun kitaplarını okuduktan sonra, o yazarlara, şairlere daha prizmatik, daha çokgen baktığımı söyleyebilirim.
Başarılı biyografileri ile edebiyatçıları yalnız onu bilenlere değil, az tanıyan ya da hiç tanımayan kuşaklara da sevdirmiştir.
Çünkü biyografi türü, yalnızca belgelerin, bilgilerin toplamı değildir. Beşir Ayvazoğlu’nun yer yer roman akışını hissettiren üslubu, okunurluk oranını artırmaktadır. Bence günümüzün biyografi yazma anlayışı böyle olmalıdır. Gerçeğin sınırını zorlamadan ona hayal gücünün de izdüşümünü katarak.
* * *
ÇALIŞMA masamın üstünde, Peyami - Hayatı Sanatı Felsefesi Dramı kitabı duruyor.
Bir romancının, bir yaratıcının kişisel ıstıraplarını, engebeli yazma, yaşama yolunu izlediğinizde, Peyami Safa’yı daha yakından tanıyorsunuz. Onun kitaplarını yeniden farklı ve zengin bir bakışla okuyabilirsiniz.
Yalnız Peyami Safa mı? Ahmet Haşim, Tarık Buğra, Yahya Kemal Beyatlı da okuduğum, okunmasını salık verdiğim Beşir Ayvazoğlu’nun yazdığı biyografilerdir.
Onun yazdığı türe biyografi demek yeterli mi? Bilmem, ben onlarda daha başka türlerin kalem tatlarını da bulmuşumdur.
Beşir Ayvazoğlu, biyografiyi yazarken, bir kişinin hayat akışının dar ekseninde dolanıp durmaz. Dönemini, dostluklarını, düşmanlıklarını, kalem tartışmalarını, acılarını, mutluluklarını, toplumsal konumunu da yazar.
Böylece bir edebiyatçının yaşamıyla, Türk edebiyatından zengin bir kesiti de okumuş olursunuz.
Biyografi için yazdıkları, onun biyografi anlayışını yansıttığından buraya aldım:
"Batı’da biyografi belki de romandan sonra en çok okunan türdür. En iyi biyografiler, akademik bir disiplin içinde, fakat edebi bir duyarlık ve üslupla yazılmış olanlardır."
Onun biyografileri bu tanıma uyuyor.
* * *
BEŞİR AYVAZOĞLU’nu yazarlığının 40. yılında kutluyorum. Yeni kitaplar yazmasını diliyorum.