Maliye Bakanımız, gazetecilerle sohbet ederken, lafı futbola getirdi ve şöyle dedi:
"Bana Brezilya’dan bir tane Ronaldinho bulun. Eskişehir’e söz verdim... Arıyorum, bulamıyorum. İspanya’ya gittim, Barcelona’dakini almam mümkün değil... Brezilyalı olsun, adı Ronaldinho olsun, yeter."
*
Nedir laik?
"Din işlerini devlet işlerine karıştırmayan, dinden ayrı tutan."
Kızlar ne diyor?
"Dinim gereği takıyorum."
Çıkarılan kanun ne?
"Din gereği takılana özgürlük."
Hal böyleyken...
"Din işlerini devlet işlerine karıştırmıyorum" deyip, din gereği takılanı, devletin yasama organında "kanun" yapanlar ne diyor?
"Laikliğin teminatıyım!"
*
- Ronaldinho mu?
- Ronaldinho ama...
- Aması maması yok, inanmıyorsan, aç nüfus káğıdına bak... Ne yazıyor?
- Ronaldinho.
- Brezilyalı mı?
- Brezilyalı.
- E daha ne?
*
- Laik misin?
- Teminatıyım.
- Ama böyle laiklik olur mu?
- Niye olmasın? İnanmıyorsan, aç Anayasa’ya bak... Laiktir yazıyor mu?
- Yazıyor.
- Cumhuriyet mi?
- Cumhuriyet.
- E daha ne?
*
Böyle bundan sonra.
*
New York’ta yaşayanlar, Belçika vatandaşı olanlar, hiç utanmadan, "Anadolu insanını savunuyorum" diyorsa... Tarikat şeyhi ne derse onu yapan, tescilli Atatürk düşmanları, "demokrat" sayılıyorsa... Soros’tan para aldığını inkár etmeyen arkadaşlar, "özgürlük kahramanı" ilan ediliyorsa... Üç kuruşluk ihale, dört günlük koltuk için eğilip bükülenler, "aydın" veya "saygın" kabul ediliyorsa... "Menfaat mevzubahisken, gerisi teferruat"sa...