Fazıl Say filan (2)

2dk okuma

DÜN...

Ahalinin Fazıl’ı Mazıl’ı tanımadığını, sanatçıya "değer" vermediğini; dolayısıyla, piyanistin "çeker giderim" demesiyle, Japon İmparatoru’nun "gelmem bak, ona göre" demesi arasında pek bir fark olmadığını yazmıştım.

Bugün...

Madalyonun öbür yüzü.

*

Gitse gitse, nereye gidermiş?

İsviçre’ye.

*

Son seçimi kim kazandı İsviçre’de?

Irkçılar.

Seçim afişinde "ak koyunların, kara koyunu kıçından tekmeleyerek ülkeden dışarı attığı" parti...

Birinci oldu.

Sloganları neydi?

"Yabancıları severiz... Ama, kendi ülkelerinde yaşayan yabancıları!"

Bu arkadaşların bir lideri var...

Eski Adalet Bakanı.

Milyarder işadamı. Kimya fabrikası var.

Bu fabrikada kimleri çalıştırıyor en çok?

Ucuz yabancıları!

Yani?

Adalet diye buna derim ben.

"Ya ucuza çalış... Ya da kıçına tekmeyi vururum, sadece fabrikadan değil, ülkeden de kovarım!"

Bakın, adalet dedim, aklıma geldi...

Türk Tarih Kurumu Başkanı Halaçoğlu ile İşçi Partisi Lideri Perinçek, "soykırım yalandır" dediği için nerede yargılanıyor?

İsviçre’de.

Pekiii...

Orhan Pamuk, o meşhur "Ermenileri de kestik, Kürtleri de kestik" şeklindeki veciz sözlerini kime söylemişti?

Tagesanzeiger gazetesine.

Nerede yayınlanıyor bu gazete?

İsviçre’de.

Tesadüfe bak yahu!

Laf gazeteye gelmişken, hadi oradan devam edelim... İngiliz The Independent gazetesi, İsviçre’de yaşayan "yabancılar"la ilgili geniş bir araştırma-haber yapmıştı...

Ve, o araştırma kapsamında, İsviçre’de doğup büyüyen, 23 yaşındaki Türk kızı Fatma Karademir ile konuşmuştu...

Şunları anlatmıştı Fatma:

"Vatandaşlık başvurusu yaptım. Bana, İsviçre milli marşını ezbere bilip bilmediğimi, İsviçreli bir erkekle evlenip evlenemeyeceğimi, Türkiye-İsviçre milli maçında, hangi tarafı tutacağımı sordular."

İsviçre milli maçından sonra, merkezi İsviçre’de bulunan FIFA ve UEFA’nın başımıza ördüğü çoraplara hiç girmiyorum.

Ama şuraya gireyim...

İsviçre’de şu anda imza toplanıyor.

Niye?

Cami minarelerini yasaklamak için.

Kaç tane minareli cami var ki orada?

Alt tarafı 2 tane!

Tahammül sınırları işte bu.

Unutmadan ilave edeyim, biraz önce bahsettiğim eski Adalet Bakanı arkadaşın babası, Protestan papazı.

*

Hasta bunlar dediğinizi duyar gibiyim.

O da var.

Kökten kopma, ikinci sınıf insan muamelesi görme, ezilmişlik, kimlik bunalımı gibi sebeplerle "ruhsal bozukluk" yaşayan göçmenlere, tıp literatüründe konulan teşhisin adı ne?

İsviçre hastalığı!

*

Uzatmayayım.

Ahali, sanatçıyı tanımıyor ama...

Sanatçı da İsviçre’yi.

NOT:

Büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden... Cümleten iyi bayramlar.

Ne demiş Aşık?

Vatan bizim, ülke bizim, el bizim

Emin ol ki her çalışan kol bizim

Ay yıldızlı bayrak bizim, mal bizim

Söyle Veysel övünerek, överek...
Yazarın Tüm Yazıları