DÜN gece Eindhoven’da F.Bahçe maçını izledim. Sonra bindim uçağa geldim İnönü Stadı’na. Beşiktaş, Liverpol’u yendi. Bravo. İyi oynadılar iyi mücadele ettiler ve kazandılar. Ama bu beni hiç ilgilendirmiyor.
Niye mi? Anlatayım. Dün 70 milyonluk Türkiye’nin her ferdinin İnönü Stadı’nda olmasını isterdim. Beşiktaş seyircisini zaman zaman eleştirdim. Çok yanlış yaptılar. Ama dün gece İnönü Stadı’nda onları tüylerim diken diken olarak izledim.
Beşiktaş’ın nasıl oynadığı ve Liverpool’un ne yaptığı hiç önemli değil. İnönü Stadı’ndaki seyirci Türkiye’deki insanın ne hissettiğini, neye, niçin tepki gösterdiğini, isyan ettiğini ve ne istediğini o kadar güzel anlattı ki... Keşke Cumhurbaşkanı dahil, en alt kademedeki bürokratlar dahil, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne kadar herkes akşam orada olsaydı, Türkiye’nin geleceğini ve gerçeğini çözerdi.
Türkiye gerçeği
Beşiktaş, 4-4-2 oynamış, ya da Liverpool Şampiyonlar Ligi Şampiyonu olmuş hiç önemli değil... Dün gece bu maçı statta seyretmeyenler, televizyondan yorum yapanlar ne demek istediğimi anlayamazsınız. Bu satırları o tribünlerde olup, o havayı koklayanlar anlayabilir ancak.
Beşiktaş dün gece Liverpol’u yenemeyebilirdi, berabere kalırdı. Hiç önemli değil. Çünkü dün gece İnönü Stadı, Türkiye Cumhuriyeti’ydi. Ve Türkiye Cumhuriyeti’nin öyle veya böyle ne olduğunu Beşiktaş seyircisi dibine kadar herkese gösterdi.
Kusura bakmayın. Dün gecenin özeti buydu.
Teşekkürler İnönü Stadyumu...
Siz böyle olduğunuz müddetçe Türkiye Cumhuriyeti sonsuza kadar yaşayacaktır.
NOT: Her şeyi sansür edebilirsiniz. Hadi yapabilsenize İnönü Stadı’na sansürü. İşte halkın sesi.