EN yetkili ağızlardan birinden, özel sohbetimiz sırasında duyduğum söz, her geçen gün biraz daha doğrulanıyor. Halen Türkiye’nin en etkin görevlerinden birini yürüten o yetkilinin sözü şöyle:
"Amerika müttefikimiz gibi değil de, bize düşmanmış gibi davranıyor, Türkiye’nin belini doğrultmasını sanki hiç istemiyor."
Türkiye’nin dün Irak’la terörle mücadele adı altında imzaladığı anlaşma tam bir skandal. En kritik konu, Türkiye aleyhine sonuçlanıyor. Anlaşmadan sıcak takip maddesi çıkartılıyor. Sıcak takip, herkesin bildiği sınır ötesi operasyon. Hukuken imkansız hale geliyor.
Anlaşmanın imzalanması zaten bu madde için uzuyor. Sonunda, Amerikan baskısıyla, Türkiye sınır ötesi operasyon hakkından vazgeçtiğini dünyaya ilan ediyor.
O etkili ve yetkili makamın sözlerini ister istemez bir kez daha anımsıyorum.
ASKERE RAĞMEN
Uluslararası deyimle, sıcak takip, bizde günlük deyimle sınır ötesi hareket.
Askerler aylardır, sınır ötesi operasyon, diye bas bas bağırıyor. Her kapalı toplantıda, her açık fırsatta. Sınır ötesi operasyon olmadan, PKK ile mücadele güç. Elbette, önce kendi evini düzenlemek gerek. Ama, bataklık Kuzey Irak’ta. Sokakta çelik çomak oynayan çocuklar biliyor bunu. Yine de, Irak’la yapılan anlaşmadan sıcak takip maddesi kaldırılıyor.
AKP iktidarı Amerika’ya boyun eğiyor. Çünkü, Amerika bastırıyor.
Böylece, askerin sınır ötesi operasyon sözleri askıda kalıyor. Bu anlaşmanın içerde ciddi sıkıntı yaratacağını şimdiden söylemek, erken bir tahmin değil.
İçişleri ve Dışişleri Bakanlığı’nda müzakere tekniği iflas ediyor. Konu iki bakanlığı da ilgilendiriyor. Müzakereyi fiilen yürüten İçişleri Bakanlığı. Zaten, Amerika bastırmış, teknik filan laf.
Yeni Dışişleri Bakanı Ali Babacan, yeni İçişleri Bakanı Beşir Atalay ilk sınavlarında çakıyor.
BMHAKKI GİTTİ
Bundan daha vahim bir sonuç var.
Sıcak takip, Birleşmiş Milletler kuralı. Koşullar oluştuğunda, BM ülkelere sıcak takip hakkı tanıyor.
Şu ya da bu biçimde, tehdit altındaki bir ülkenin kullanabileceği bir hak. Her ülke için, bütün zamanlarda geçerli.
Şimdi Irak’la imzalanan anlaşmadan sıcak takip maddesinin kaldırılması, Türkiye’nin BM nezdinde bu hakkını kaybetmesi anlamını taşıyor.
Sıcak takip maddesini özel bir anlaşmaya koymak istediğinde, o madde reddedilirse, BM hakkı kayboluyor. Bundan sonra artık imkansız ama, günün birinde, bir başka iktidar, sıcak takip kararı verirse, adamlar başımıza dikilip, "anlaşma ile siz bu haktan vazgeçtiniz, size geçmiş olsun" diyecek.
Terörle mücadelede, AKP’nin bugüne kadar attığı en geri, en skandal adım. Pratikte sınır ötesi hareket artık yok, teoride ise, uluslararası hakkın askıya alınması var.
Dışişleri Bakanı Ali Babacan New York’ta ABD Bakanı Rice’a belki de, bininci kez, "PKK ile mücadelede somut adımlara ihtiyacımız var" diye dert yanarken, Ankara’da sıcak takip maddesi anlaşmadan çıkıyor.
DALGA GEÇER GİBİ
Anlaşmada sıcak takip yok ama, dalga geçer gibi, bir kurul var.
Bu kurul oturacak, altı ayda bir, terörle mücadelede neredeyiz, sorusunu ele alacak. Sürekli oyalama.
Geçen yıl da, ABD Terörle Mücadele Koordinatörü atıyor. Bu girişim hiçbir işe yaramıyor. Şimdi yeni numara, bu kurul. Dostlar alışverişte görsün.