BANKACILIK Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) zaman zaman, sektörün denetim ve gözetim görevinin dışına çıkıp, ilginç konularla ilgileniyor.
BDDK Başkanı Tevfik Bilgin verdiği son demeçte banka yöneticilerinin maaş ve bonuslarını açıklayabileceklerini söylemiş. Peki bu BDDK’nın görev alanı içinde değil mi? Tabii ki görev alanı içerisinde. Asli görevi içinde değil ama tali olarak böyle bir politika izleyebilir. Tam olarak yetkisi var mı bilmiyoruz ama en azından önerebilir, uygun gördüğü takdirde böyle bir şeffaflık örneği verebilir.
Bilgin’in söylediği gibi; ABD’de banka yöneticilerin aldığı maaşlar ve bonuslar şeffaf biçimde yayınlanıyor. Bu konuda da haklı...
Ancak Tevfik Bilgin’in konuyu gündeme getiriş biçimi çok yanlış. Bilgin bankaların ne kadar agresif olduklarıyla, risk almalarıyla banka yöneticilerinin aldıkları maaş ve bonusların doğrudan alakalı olduğunu belirterek, bu rakamları açıklayabileceklerini söylemiş.
Yani bir anlamda bu yöneticilere aba altından sopa gösteriyor denebilir.
Peki bunu önlemenin yolu yönetici maaşlarının açıklanması mı? Yani yöneticilerin davranışını yumuşatarak mı, sektörü düzenleyecek?
BDDK, yönetici maaşlarını açıklama yoluyla mı, sektörü düzenleme ve denetleme yetkisini kullanmak istiyor? Böyle bir şey mümkün mü? Daha doğrusu bu yolla sektörü terbiye etmeye çalışmak doğru ve etik bir tavır mıdır?
BDDK’nın görevi sağlıklı bir sektör yaratmak için gereken kararları alıp kuralları koymak, daha sonra da kuralların eksiksiz uygulanmasını denetlemek, gözetlemektir. Yani bankacılık sektörünün düzenlenmesi ve denetlenmesi ancak ve ancak, doğru kurallar koyup, bu kararlarlı eksiksiz uygulamak, gerekirse kurallara uymayanları ayrıcalıksız cezalandırmaktan geçer.
Özetle; bankacılık sektöründe yöneticilerin maaşları ve alacakları bonuslar belirli kurallar içerinde belirlenmektedir. Siz bir otorite olarak banka yöneticilerinin maaş ve bonuslarına kural koymak istiyorsanız, bu doğru bir yaklaşımsa, o zaman kural koyun. Deyin ki; banka çalışanlarının maaşları ve bonusları şu kadar olabilir...
Koyabiliyorsanız koyun ama koyamıyorsanız, bankacılık sektörü tarafından tehdit olarak algılanabilecek, arkadan dolanma diye nitelendirilebilecek bu tür yollara sapmayın
HAKSIZ REKABET ÖNLENSİN
BDDK Başkanı Tevfik Bilgin’in dediği gibi; ABD’de banka yöneticilerinin maaşları şeffaf biçimde açıklanıyor. Ancak ABD’de daha neler açıklanmıyor ki...
Yani şeffaflıkta çifti standart yapmayın, herkes için olacaksa olsun. Partilerin aldıkları bağışlar da, yaptıkları masraflar da şeffaf biçimde açıklansın, mesela...
İşte bu nedenle Tevfik Bilgin’in bu konuda söylediklerini eleştiriyoruz. Bağımsız bir otorite olarak çıkıp her şey şeffaf olsun diye açıklama yapabilir. "Bu benim işim değil, kendi alanımla ilgili söylerim" gerekçesi de haklı olamaz.
Bizce BDDK’nın arkadan dolanarak sektörü terbiye etme yolunu seçme yerine, ciddi olarak sektörün denetimini gözetimini yönetmesi, mali sektörün derinleşmesine uğraşması, örneğin sektördeki haksız rekabeti önlemesi gerekir.
Uzun zamandır Bankalar Birliği yurt dışından kullanılan kredilerle yurt içindeki krediler arasındaki maliyet farkına değinip, bu farkın giderilmesini istiyor. Bankalar Birliği Başkanı Ersin Özince ile daha birkaç gün önce konuştuk; elinde çantayla gelip hiçbir sorumluluğu olmayan kişilerin Türkiye’de kredi sattığını bunun önlenmesi gerektiğini söylüyor. BDDK’nın görevi bu konudaki Maliye’nin gereksiz inadını ne yapıp edip kırıp, bu haksız rekabeti önlemek değil midir? Bu yolla sistem dışına kaçan paraları önleme yani mali sektörü denetim yetkisini daha iyi kullanmayı denese, daha iyi olmaz mı? Bunun aynı zamanda sektörün derinleşmesi için önemli olduğunu görmüyorlar mı?
Bu demecin, "düşük maaş alan devlet memurunun yüksek maaş alan bankacılara karşı verdiği klasik mücadele" olarak algılanması riskini hiç düşünmüyorlar mı?